Yaylanın muzip gülüşlü, çocuk ruhlu “Goca Ustası” Hayri Dev – D20Haber
25.04.2025, Cuma
11 °C / 23 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. ÖZGÜN İÇERİK
  4. /
  5. BİR FOTOĞRAF VE HİKAYESİ
  6. /
  7. Yaylanın muzip gülüşlü, çocuk ruhlu “Goca...

Yaylanın muzip gülüşlü, çocuk ruhlu “Goca Ustası” Hayri Dev

A- A+
Zeki Akakça / D20HABER
Yayınlanma: 24 Nisan 2021 Cumartesi - 09:00Güncelleme: 24 Nisan 2021 Cumartesi - 14:05
Yaylanın muzip gülüşlü, çocuk ruhlu “Goca Ustası”  Hayri Dev

Sözlü anlatmak kolaydır bazen. Anlaşılmadığını fark edince tekrar eder, mimikler, hareketler ve beden dili yardımıyla konuyu anlaşılır hale getirebilirsiniz. Yazmak öyle mi? Duyguyu, düşünceyi ve anlatılmak isteneni tam aktarmak için etkili sözcükler bulmak gerekir. O yüzdendir belki de “söz uçar yazı kalır” denmiştir. Bu yazımda sizlere fotoğrafladığım Hayri Dev’i anlatmaya çalışacağım. Onu anlatabilmek için de titizlenmek gerekir. Ancak bu da onu tam anlatmaya yetmeyecektir şüphesiz. Asıl olan onu hayatta iken tanıyıp dinleyebilmek, sohbetine tanık olmaktır. Artık bu mümkün olmayacağı için sözcüklerden yardım alarak açığı kapatmaya çalışacağım. Elimden geldiği, dilimin döndüğü, sözcüklerin yeterli olduğu ölçüde “Goca Usta” Hayri Dev’e dair bende kalan izleri siz okuyanlara aktarmaya çalışacağım…

Hayri Dev; Denizli il merkezine en uzak ilçelerden biri olan ve aslında Denizli’den ziyade Toroslar dağ kültürünü temsil eden Çameli de yaşardı. Çameli’ye ulaşmanız yetmez ona varmak için biraz daha ileriye gidip Gökçeyaka köyünü bulmalısınız. Evi, “yurdum” dediği yeri orasıdır onun. Hatta Gökçeyaka köyü de tam yaşadığı yer değildir. Köy dağınık yerleştiği için her obaya verilen mevkii adına göre sormanız gerekir. Onun yaşadığı yere Taşavlu adı verilmiştir. Başka bir deyişle; Hayri Dev ve oğulları Çameli ilçesi, Gökçeyaka köyü (mahallesi),Taşavlu mevkiin de otururlar.

Çameli bölgesi tarihçesini uzun uzadıya yazmak istemiyorum. Merak eden okurlarım Çameli Belediyesi veya Çameli Kaymakamlığı web sitesinden detaylı bilgilere ulaşabilirler. Çok kısa yazmak gerekirse eğer, yöre çok eski zamanlardan bu yana küçük yerleşimlere mekan olmuştur. Yakın tarihe kadar Cuma yanı ve Karaman olarak bilinen yöre beylikler ve sonrasında Menteşe Beyliği ve Sancağı’na bağlı kalmıştır. Fiziki ve sosyal bağlılık ile iletişim-etkileşim Fethiye, Dalaman ve Köyceğiz ile olmuştur. Bu durum resmi olarak 1953 yılında bölgenin Denizli ye bağlanmakla adının da Çameli olarak değişimine kadar sürmüştür. Önceleri Acıpayam’a bağlanmış sonraki zamanda ise ilçe olarak teşkilatlanmıştır.

İşte dağlık-ormanlık olan bu bölgenin son dönem tarihi gelişim böyledir. Günümüzden yaklaşık 20 yıl öncesine kadar coğrafi yapı gereği fazla gelişemeyen ilçe, bugün için doğa ve doğallığa olan özlem ile sahil bölgelerinin alternatif turizme yönelmesi sonucu hızlı gelişmiş ve gıpta ile bakılan yaşanmak istenen yöre olmuştur.

Bu süreçte ilçe adının sıklıkla duyulmasını,tanınmasını sağlayan değerlerden biri de hiç şüphesiz Hayri Dev olmuştur. Hayri Dev; kendi halinde, çobanlık yapan bir ailenin çocuğu olarak yaşama başlamıştır. Böyle başlayan yaşamına kendi imkanları ile yaparak çalıp söylemeye başladığı (tabii ki akrabalarının bağlama/üç telli/cura çalma konusundaki yardımları var) çam düdüğü, üç telli/cura ve boğaz gaydaları ile sürmüştür. Yaşının gereği ve onun bu meşgalesini bilen dost ve arkadaşlarının da katkısıyla sonraki zamanlarda düğünlerde çalıp söylemeye başlamıştır (Bu süreçteki detaylara girmiyorum. Onlar ayrıca biyografi için yazılmalıdır). Düğünlerdeki eğlencelerde hem çalan hem oynayan bu şen şakrak “çalgıcı” yörede tanınmış ve aranır olmuştur.

Hayri Dev için kırılma noktası yurt dışında yaşayıp, halk müziği ile ilgilenen ve onu iyi tanıyan Talip Özkan’ın önermesi ve Jerome Cler ile tanışmasıyla olmuştur. Jerome, Batı Akdeniz Bölgesi’nde farklı müzikler ve müzik aletleri ile ilgili çalışma yaparken, Talip Özkan ona Hayri Dev ve arkadaşlarını bulmasını söylemiş.

Haberin DevamıReklam




Bu önerme sonrası Hayri Dev ile Jerome’un yolları kesişmiş ve o bildiğimiz süreç yaşanmıştır. Jerome önce kendisi Çameli Gökçeyaka/Taşavlu ya gelir, sonra ekibi ile incelemeler, araştırmalar ve kayıtlar yapılıp Fransa ya döner. Bu kez buradaki ekip oraya götürülür. Dizi konserler yapılır. Bu konserler Avrupa’daki farklı ülkelerde de verilir. Sonra o ülkelerin basınında yer alır. Yetmez kayıtlar yapılır ve bir de üzerine Çameli-Gökçeyaka da film çekilir…

Çameli, Gölhisar ve Acıpayam yörelerindeki düğünlerde eğlencelik müzik yapan ekip, bir anda Avrupa’nın elit salonlarına uzanmış; dilini, kültürünü bilmedikleri insanlara Toros dağlarının toprağını, suyunu, çiçeğini, böceğini sevdasını ve güzelliklerini anlatırken bulmuşlardır kendilerini.

Ama yurdumdaki ve ilimdeki otoriteler henüz bundan haberdar değildir. Ne zaman ki konu basın aracılığı ile gündeme gelir o zaman bu kaynakların farkına varılır. Oysa onlar hep bu topraklarda yanıbaşımızda ve hatta içimizdedirler… Onlara yöre insanı hep “düğün çalgıcısı” olarak bilir tanırdı.
İşte böyle bir hikayedir Hayri Dev’in ortaya çıkışı. Sonrası da aramızdan ayrılana kadar süren bir kısa film gibi yaşamı…

Bu tanınma sonrası aşırı bir ilgi, konserler, öğreticilikler, televizyon programları, festivallere davetler almış başını gitmiştir. Sonra sıra bu özel insan için UNESCO tarafından verilen “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülüne gelmiştir.Bu süreçte hep yanında olan oğulları ve arkadaşı Durmuş Yıldırım olmuştur (Diğer ekip arkadaşlarından bazıları dünyadan erken ayrılmışlardır. Onlardan bahsederken hep hüzünlenerek anlatacaktır anılarını Hayri Dev). Onu bulup, keçi çanları ve melemeleri içinden alıp Avrupa’ya taşıyan Jerome Cler hep ziyaret etmiş hastalandığı bir dönemde bile oğlu ile gelip Taşavlu’daki evde konaklamışlardır. Bizzat tanığı olduğum bu olayı fotoğraflama şansım da oldu.

Hayri Dev’in müziği ve çalgısı özeldir. Türküleri de öyle. Yaşadığı yörenin kültürünü en saf haliyle müziğine katmış ve dinleyen/izleyenlere sunmuştur. Süsleyip, sulandırmadan ve abartmadan en doğal haliyle. Masıt Kırığı, Karaman Kırığı onun havalarıdır. “Zülüfleri taramış da kenarına güller koymuş, gülleri kokmaya geldim” derken, muzip bir sırıtışla “fettan delikanlı “ edasında, oyun havaları eşliğinde figür atarken de yöre oyunlarının evrensel dilini bu günlere taşıma ile görevli elçi gibidir o.

Kasketi, desenli atkısı, çam düdüğü, üç tellisi ile yaylanın muzip gülüşlü çocuğuydu Hayri Dev. Çiii deyişlerini, aksak ritimli müziğini, ve boğaz gaydalarını unutmayacak sevenleri. Rahat uyu, toprağın bol olsun “Goca Usta”…