Farklı bir meslektir gazetecilik.
Elinde tuttuğun kalem muazzam bi’ güçtür.
Bu meslekte yer alan herkes de bilincindedir bunun.
Ancak,
Kimileri vardır, kalemini kiraya verir.
Kimileri vardır, kalemi kılıçtan keskindir.
Toplum adına hesap sorar, sorgular.
Yanlışın üstünü örtmek yerine onu derdest etmeye çalışır.
Köşe yazarımız ve meslek büyüğüm Yaşar Tok da böyle bir gazeteciydi.
Yanlışı görmezden gelmez, aksine yanlış yapanın üzerine giderdi.
Büyük Menderes Nehri’ndeki kirliliği, bir dönem yıkılması gündeme gelen şimdilerde Denizli Kent Müzesi olan taş binaları, Pamukkale’ye kondurulmak istenen Dijital Müze’yi, Dalaman Çayı’nda yapılmak istenen HES ve Regülatörü, Pamukkale travertenlerinde azalan suyu gündeme taşıyan O’ydu.
D20haber.com çatısı altında verdik bu mücadeleleri.
Daha yolu,
Söylenmemiş sözü,
Üzerine kilit vurmayı istediği çok sayıda rant kapısı vardı.
Kısacası durmaya niyetli biri değildi.
Hatta son yazısında bunu şöyle dile getirmişti:
“Zaman aralığını tahmin edemediğim bir süre için yazılarıma zorunlu olarak ara vereceğim. Ama dönmeyi arzu ediyorum. Umarım bu aralık uzun sürmez, eleştirdiklerimizin hevesi kursağında kalır ve bu sütunlarda kaldığımız yerden yazmaya devam ederiz. Şimdilik hoşça kalın!”
Olmadı...
Yaşar abi, ameliyat sonrası yoğun bakımda yaşamını yitirdi.
Yitip giden yalnızca koca bir can değildi.
Yitip giden; Denizli’nin daha iyi bir yer olması, çevrenin, doğal güzelliklerin ve tarihin ranta kurban edilmemesi adına son ana kadar çabalayan bir yurttaş ve bir gazeteciydi aynı zamanda...
Sevdiklerin yoldaşın olsun Yaşar abi.
Sana söz, senin bıraktığın yerden biz devam edeceğiz.