Mart sonunda Türkiye kabine revizyonuna odaklanmıştı.
Nisan ortasına kadar ekonomi dünyasından siyaset dünyasına kadar herkes pandemiyi filan bi kenara bırakmış, yeni kabine için isimler üzerine tartışıyordu…
Gerek bizzat, gerekse bazı gazeteci arkadaşlarım aracılığıyla AK Parti içinde mini bir anket yaptım.
AK Parti’de ulaşabildiğimiz kadarıyla önemli isimlerle konuştuk.
O araştırmada ekonomi patronluğunda aslında yerli ve yabancı piyasaların olumlu yanıt vereceği sürpriz isimlerin bakan yapılabileceği gibi bilgilere ulaşmıştık.
Ama asıl ulaştığımız bilgi Erdoğan’ın baskı altında kesinlikle revizyona gitmeyeceğiydi.
Hatta kabine revizyonu için Denizli’nin yakından tanıdığı bir siyasetçi, Cumhurbaşkanı’nın Ramazan Bayramı sonrası adım atacağına işaret etmişti.
AK Parti’deki bir başka önemli isim de yine aynı gerekçeyle, kesinlikle kabine revizyonu tamamen gündemden düşünceye kadar Erdoğan’ın bir adım atmayacağına yönelik öngörüsünü paylaşmıştı.
Hakikaten öyle oldu…
Pandemi, kısmi kapanma, tam kapanma, yarı açılma gibi kararlarla Türkiye’nin en önemli maddesi haline geldi.
Son bir haftadır da Peker’in bir tripotlu devrim girişimine odaklandık.
Ağar’la yatıp Soylu ile kalkıyoruz!..
Belli ki Peker’in canı çok yanmış, kafasına bu iki ismi devletin kritik noktalarından ve siyasetten uzaklaştırmayı koymuş!..
Gemileri yakmış, kendince inanmış ama her videoda neredeyse aynı şeylerin tekrarından kaçamayan, belge delil ortaya koymayan, ayakları yere basmayan iddiaları savuruyor.
Muhalefet erken seçim propagandasına hız katmış durumda…
Vatandaşın ana gündem maddesi ise ekonomi.
Aç, çaresiz, mutsuz, umutsuz…
Şimdi tam zamanı…
Yani artık bence kabine revizyonunun eli kulağındadır…
Belli ki revizyonda Süleyman Soylu’ya da yol gözüktü.
Ama benim şahsen merak ettiğimi iki konu var.
Ekonominin başına kim geçecek?
Denizli’den bir isim kabinede yer alacak mı?
Önce ilk sorumun yanıtına yönelik duyumumu aktarayım;
Erdoğan’ın mart sonu düşüncesinde bir değişiklik olmaz ise Ersin Özince bombası olabilir. Erdoğan’ın Özince’yi yeni ekonomi kurmayı olarak kabineye alması aslında yurt içi ve yurt dışı piyasalar açısından TL lehine inanılmaz bir pozitif adım olabilir.
Bir gece yarısı öfkesi yüzünden 7.20’den 8.40’a yükselen dolar, ancak böyle bir adımla tekrar gerileyebilir.
Ve gelelim Denizlili isme!
Nihat Zeybekci, yıllar sonra kabineye tekrar girebilir.
Neden mi?
Genelde uzun süredir haftanın büyük çoğunluğunu İzmir’de bir kısmını Denizli’de geçiren eski bakan, duyumlara göre son zamanlarda Ankara’da daha yoğun bir mesai içinde.
Cumhurbaşkalığı sistemi ile kaldırılan Ekonomi Bakanlığı’nın son bakanı olarak Türkiye tarihine geçen Zeybekci, yanlış anımsamıyorsam bir başka bakanlık ünvanıyla kabineye girdiğinde Denizli’nin iki farklı ünvanla kabineye giren ilk ismi de olacak.
Her ne kadar bazı arkadaşlarım farklı bakanlıklara uygun görseler de ben Zeybekci’nin Ekonomi Bakanlığı tekrar icad olunmazsa, iki aklı başında görevlendirmeden herhangi biriyle kabineye gireceği görüşündeyim.
Ya
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
ya da
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
