Sayın Kılıçdaroğlu, duydum ki şehrimize geliyormuşsunuz.
Akşam ayağınızın tozuyla şehit ailesi ziyaretinde bulanacakmışsınız.
Gazeteler yazıyor bol bol.
Esnafın derdini dinleyip, sivil toplum örgütü yöneticileri, kanaat önderleri ve muhtarların dertlerini dinleyecek diyorlar.
Toplu açılış töreni gerçekleştirecekmişsiniz.
Şehrimizde finali kadınlar ve gençlerle bir araya gelerek yapacakmışsınız.
Peki ya örgütünüz?
Denizli örgütü ile bir araya gelip CHP Denizli’de ne durumda, kim ne yapıyor ne ediyor, partinin Denizli’deki yansıması nasıl, nasıl bir izlenim yaratıyor diye soracak, sohbet edecek misiniz?
Yahu bu danışma kurulu toplantıları neden sürekli Çatışma, Kapışma, Atışma, Sataşma kurulu toplantıları gibi geçer?
Neden örgüt yöneticisi, partili belediye başkanını danışma kurulunda tehdit eder?
Hangi partili o konuşmayı, hangi maksatla kamuoyuna servis eder?
Bir sorsanıza allasen!..
Neden Denizli’de 2 CHP’li bir araya gelince 3. CHP’linin gıybetini yapar, 3 CHP’li bir araya gelince önceki 2’yi gömer, 5’i bir araya gelince parti içi muhalefete kalkar?
Neden bu partide 2 kişinin bildiği sır değildir?
Bunları da sorar mısınız lütfen!..
Mesela başka şehirlerde törenle karşılanan genel başkan yardımcılarınız kendi memleketlerinde nasıl olur da bir hiçmiş muamelesine maruz bırakılır?
Bu partide 20 yıl sonra bir kent merkezinde seçim kazanmak için elinden geleni ortaya koymanın ödülü ilk genel kurulda neden alaşağı edilmektir mesela?
2019 yerel seçiminde CHP’nin tüm listelerden (Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Merkezefendi Belediye Başkanlığı, Meclis Üyeliği) birinci parti olarak çıktığı tek ilçemiz Merkezefendi’de ilçe başkanının karşısına ilk kongrede neden otuz tane aday çıkar ve ödül olarak bu başkanı sandığa gömülür?
Peki CHP delegesi hangi akla mantığa hizmet eden bir anlayışla, o başkanı sandığa gömer de ve yerine daha önce örgüt yönetiminde bulunduğu halde hiçbir seçim başarısı olmamış insanları seçer?
Bu mudur parti içi demokrasi dediğiniz?
Ayrıca Denizli'de pek mühim görevlerde olan bazı yöneticilerinizin örtülü ödeneklerden “Kılıçdaroğlu’nu devirme” kumpası için oluşturulan bir havuza para aktardığına dair garip iddiaları da sorsanıza örneğin. Kim uyduruyormuş bunları, nereden çıkıyormuş böyle dedikodular?
Ya da Denizli’de bir takım AK Partili önemli kimselere gebe kaldığı için sus pus olan, yereldeki hiçbir mevzuyu eleştiremeyen, 3 maymunu oynayan örgüt yöneticileriniz, seçilmişleriniz var mıdır ki?
Neden CHP deyince Denizli’de akıllara, sürekli olarak bitmeyen bir parti içi savaş, kavga, gürültü, itişme, kakışma, skandal, hayal kırıklıkları, keşkeler gelir?
Neden Denizli seçmeni için CHP her yerel ve genel seçim akşamı hüsran demektir?
Fırsatınız olursa bir sorsanıza…
