Başlık ne kadar kaba olmuş değil mi?
Yakıştıramadınız mı?
Ben de yakıştıramadım!..
Ama ‘Neyi?.. Kime?’, merak ediyorsanız bi okuyun derim…
Dün ulusal medyaya da gündem olan “Denizli’de polisin alkollü sürücüyle imtihanı” başlığıyla haberler yayınlandı.
Haberde, sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip üzerine bir de aracıyla drift atan Mürsel Z. ile polis arasında kovalamaca yaşandığını, sonunda sürücünün yakalandığını anlatıyor, Mürsel Z.’nin bahanelerle alkolmetreyi üflememesi nedeniyle polisle arasında yaşanan diyaloğa yer veriliyordu.
Hadi gülelim, eğlenelim diye açtığım görüntüleri izlerken donakaldım!..
Sürücüye alkolmetre üfletmeye çalışan polis, üzerindeki üniformayı çıkarsanız, sanırsınız külhanbeyi!
Karşısındaki sıradan, masum bir yurttaş mı?
Hayır!
Keza, en başta alkollü araç kullanıyor…
Sokağa çıkma yasağını ihlal etmiş…
Üstüne üstlük sokaklarda drift atarak bir başka suç işliyor…
Yetmemiş bir de dur ihtarına uymamış…
Yakalandığı andan itibaren başka bir bela!..
Aklınca, “ciğerim yetmiyor” diye alkolmetreyi üflemeyerek, kontrolden yırtacak!...
Yani neresinden tutsan, elinde kalıyor.
Ama memurun ağzından dökülen sözcükler, alkollü sürücünün sözde cin tavırları yüzünden yüzümde oluşan tebessümü alıp götürüyor.
Lan niye kasıyon!
Sabrımı zorlama len!
Bağırıp çağırmalar!
Hiç yakışıyor mu sana kardeşim bu laflar, bu tavırlar!
Bu ne biçim sözler! Bu ne büyük sorumuzluk!
Üzerinde taşıdığın üniformanın tüm meslektaşlarını temsil ettiği bilincinde değil misin?
Bence çok ayıp!..
Yahu kanun sana neyi emrediyorsa, yetkin neyse sonuna kadar kullan. Ona eyvallah!..
Ama peki o bir kamu çalışanına hiç yakışmayan, 3. dünya ülkesi tavırları niye sergiliyosun?
Bu kent, her ne kadar haklı olsa da, vatandaşa tavrı nedeniyle daha kısa süre önce Devletin Valisi’nin özür dilediğine şahit olmadı mı?
Hatırlıyorsunuz değil mi Denizli Valisi’nin pandemi kuralları kontrolünde bir döner ustasıyla yaşadığı diyalog sonrası gelen tepkiler üzerine özür dilediğini…
Devletin bir kentteki en yüksek mülki amiri bile bu tavrını sorgulayıp bir özeleştiride bulunurken, senin her ne yaşanıyorsa yaşansın sinirlerini çelik gibi tutmanı gerektirmiyor mu?
Gözünü emniyetin içinde açmış, 25 yıl omuz omuza emniyet camiasıyla çalışmış biri olarak en çok da bu tarz mevzulara dikkat ediyorum.
Ve şunu merak ediyorum;
Bu ‘Üniformalı külhanbeyi’ tavırları, Denizli’de vatandaş-polis ilişkisini sürekli üst düzeyde tutmak için gecesini gündüzüne katan ve pek çoğunu tanıdığım emniyet yetkililerini de rahatsız etmiş midir acaba?
**
Bu arada haberde eksik olan bir bilgiyi, genç bir meslektaşım sayesinde öğrendim. Sarhoş sürücüde, birden fazla yapılan kontrollerde ortalama 115 promil alkolün tespit edildiği bilgisini benimle paylaşan (adı bende kalsın) genç meslektaşıma teşekkür ediyorum.
Keza videoyu izleyerken “Bu adamın kafası bi milyon, acaba kaç promil alkol çıktı” diye merak edenler için haberde ilgili detay yoktu.
Haber bu ayağı ile eksik toparlanmıştı.
Yetmemiş ajans bu haberi bu eksik bilgiyle servis etmişti.
O da yetmemiş yayıncılar o eksik bilgiye rağmen haberi yayınlamışlardı.
Bu da ‘eski’ meslektaşlarıma yönelik ayrı bir eleştirisel mevzu tabi…
