‘Reklam arası’ mı desem bilemedim…
Ama uzun bir aradan sonra ilk yazıyı kaleme almak zor…
Bilindiği üzere 1995 Ağustos’unda başladığım gazetecilik mesleğime 2020 Ocak’ında son verdim. Ama biliyordum ki aslında gazetecilik bir meslek değil bir yaşam biçimidir.
Evet bundan sonra ne yayıncılık ne de gazetecilik yapmak gibi bir düşüncem yok ama bu köşe yazmama engel bir karar değildi.
Denizli'de sektörün önemli isimlerinden Engin Ünal ile bunun üzerine yaptığımız görüşmeler; özellikle O’nun mesleki yeterliliği, duruşu ve dolayısıyla bunun üzerine şekillenen D20haber.com’un yayın politikası ele alındığında benim için iki kere evet anlamına geliyordu.
Hem bu kent için tarafsız yayıncılığın sürmesine yönelik üzerimde hissettiğim sorumluluk hem de zaten teşrik-i mesai yaptığımız Engin Ağabey ile aynı çatı altında olmanın oluşturduğu güven bu konudaki tembelliğimi üzerimden atmam gerekliliğini ortaya koydu.
Dolayısıyla D20haber’deki ilk yazıma bu açıklamayla başlamak istedim.
Şimdi çok yakında kuvvetle muhtemel boş kitlelerden Sedat Kurt D20Haber’e ortak olmuş gibi laflar duyarsınız diye internette arama yaptığınızda karşınıza bir açıklama çıksın istedim.
Evet!.
Çok tabii ki D20Haber’in kentte gazetecilik adına göstermeye çalıştığı duruşa ortağım…
Çok tabii ki Engin Ünal’ın mesleki hedeflerinin gerçekleşme ihtimalinin bu kent için oluşturacağı katma değere katkı sağlayacak her türlü emeğe ortağım…
Ortaklığımız bununla da sınırlı değil!.
Aynı ülkede, aynı kentin havasını soluyoruz, ortak değerlerimiz, kaygılarımız var.
Babalık duygusuna, yurttaşlık ruhuna, hak, hukuk ve adalet olgusuna ortağım.
Yazdıklarımdan ve yazmadıklarımdan ötürü bu ülke için alacağımız risklere ortağım.
Hiç tanımadığımız, bilmediğimiz insanların yüzünde oluşacak gülümsemeye, yeşerecek umuda, yaşanacak sevince, birlikteliğe, aynı yolda güçlükle yürümeye, aynı hedefe alnı ak, vicdanı rahat varmaya ortağım…
O zaman yazın dokuz sütun üzerine haykıran puntolarla:
Sedat Kurt, yalnız D20Haber.com’un değil, şehri ve ülkesi adına ortaya konan tüm güzel şeylerin, evet, ortağı olmalı sonuçta…
Ama parayla pulla değil,
elbette; emekle ve aşkla…