Mutfaktaki yangın mahalleyi yaktı! – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
14 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Sedat KURT
  6. /
  7. Mutfaktaki yangın mahalleyi yaktı!

Mutfaktaki yangın mahalleyi yaktı!

A- A+

Mahalle yanıyor!
Birileri saçını tararken, muhalefet neyi bekliyor?

“Merkez Bankası faiz düşürürse dolar 11’i aşar” diyorduk…
Erdoğan ortaladı, Merkez Bankası tamamladı;
11,30 oldu…

Asist yetmemiş anlaşılan, Erdoğan dün gelişine bir daha çaktı:
USD dün, günü 12,70 ile kapadı…

Allah, “Yuro ya kulum” der Euro durur mu?
O da 14’ü geçip, günü 14,31 ile kapadı!..

Sadece Erdoğan’ın salı konuşmasından bu yana
Türkiye yüzde 13 daha fakirleşti!..

Çok geriye gitmeyeyim, köşe iyice bir kara tablo oluşturmasın diye, 1 Ekim’den bu yana bir kıyaslama yapayım istedim.

“Altın ve gümüş ne olmuş” diye baktım…

Altının 1 Ekim’de gramı 500 TL idi,
şimdi 730 TL…

TL karşısında yüzde 45 küsur artmış!

Oysa ki 1 Ekim’de altın 1766 USD düzeyindeyken,
şimdi 1795 USD seviyesinde.

Aslında altının bu süreçteki gerçek yükselişi,
yalnızca yüzde 1,5 düzeyinde

Gümüşün 1 Ekim’de gramı 6 TL 40 Kuruştu,
şimdi 9 TL 56 Kr.

TL karşısında yüzde 49 küsur artmış!

Oysaki 1 Ekim’de bir gümüş 22,60 USD iken
şimdi 23,86 USD.

Aslında gümüşün dünya üzerinde yükselişi
yalnızca yüzde 5 düzeyinde…

Peki Türkiye’de altın ve gümüş neden mi bu kadar çok çıkıyor?

Türkiye’de altın ve gümüş gibi değerli madenlerin gram fiyatı dolar üzerinden hesaplanıyor. Dolar TL karşısında yükseldikçe, altın ve gümüş de sadece benim canım ülkemde değerine değer katıyor.

Aslında ne altın, ne dolar, ne euronun bir yerlere koştuğu/çıktığı yok…

Dünyada ERUO/USD paritesi birçok ekonomik veri için baz alınır. Bu iki para biriminhin altın ve gümüş gibi değerli madenler karşısında zaten çok ciddi bir değer kaybetmediğini anlamak zor değil.

Euro örneğin, 1 Ekim’de 1,16 USD yaparken, değer kaybederek 1,12 USD’ye gerilemiş.

Ekim başından bu yana USD’ye ve değerli madenlere karşı sürekli kan kaybeden Euro, Türkiye’de moral bulmuş…
10,30 TL’den, 15’e koşuyor.

TL düştükçe düşüyor.

Aldığımız her ürünün içinde bilin ki Euro, USD üzerinden bir maliyet söz konusu. Dolayısıyla tüketim maddeleri de yabancı para endeksli olduğundan onların fiyatlarına da seve seve zam geliyor.

Bu ülkede çalışan, üreten birileri tarafından cezalandırılıyor!..

Peki ana muhalefet ve ittifak ortağı nerede?
CHP İl Başkanı?
İYİ Parti İl Başkanı?

1990’lı yıllarda CHP Denizli İl Başkanlarından Haşim Oral, işte tüm buna benzer ekonomik krizler yaşanırken alırdı basın toplantısında tüpü, tavayı, yumurtayı, yağı, tuzu, uygulamalı anlatırdı hayat pahalılığını…

Bir ilkokul mezununa anlatır gibi, hali vakti yerinde bir işadamıyken…

Daha eskilere gidelim.
DYP’li Mehmet Gözlükaya, elle basın bülteni yazıp, onu zamanın teknolojisiyle çoğaltıp büro çalışanı aracaılığıyla yaparmış basın açıklamasını.

Çalışanı tek tek basın kuruluşlarını dolaşıp, açıklamaları bırakırmış…

Tabi internet yoktu demeyin, faks cihazı bile yokken diyorum…

Ekonomi tepe taklak giderken, zam üstüne zam binerken, TL her geçen gün hızla değer kaybederken, bu duruma ilk tepki göstermesi gerekenlerdir muhalif siyasetçiler!..

Normalde sokaklara inip tencere tavayla, basın toplantılarına çıkıp belgeyle rakamla, gerekirse her gün bu sorunları yerel medya gündeminde tutmaları, vatandaşın eriyip giden umutlarına ışık olmaları gerekmiyor mu?

Türkiye bu haldeyken, Denizli’de başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere AK Partili belediyelerin savurganlığı yok mu?

Her türlü icraat yerli yerinde, usülüne uygun mu?

Örneğin muhalif partili üyeler, belediye meclisleri ve pek tabii ki yerel meclis yani Büşükşehir Meclisi üzerinde, bu hayat pahalılığına ilişkin vatandaşa can suyu olacak kararlara yönelik baskı oluşturacak adımlar atıyor mu?

Tarıyorum şöyle son bir aylık yerel medya haberlerini?
İl düzeyinde yerel siyasi partilerin kendilerine oy veren ve içinde bulunduğumuz duruma isyan eden yurttaşlarının sesi olduğunu göremiyorum.

Bir iki yazılı açıklama, o kadar…

Yoksa yerel medya, muhalefete yer vermiyor mu?

Millet İttifakı ile kazanılan kale, Merkezefendi Belediyesi’ne rağmen mi bir ambargo söz konusu…

Bir ambargo yoksa eğer, muhaelefet yerel medyayı pek önemsemiyor mu?

Demem o ki neden gözle görülür bir tepki yok?

Sokaktaki vatandaşın halini dile getirmek,
yalnızca gazetecinin görevi mi?

Yazarın Diğer Yazıları
Türk adaleti
27 Nisan 2022 Çarşamba
Al sana fırsat!
24 Mart 2022 Perşembe
11. Tümen ve 9 yıl!..
18 Mart 2022 Cuma
Hiç mi gün yüzü görmedik?
9 Mart 2022 Çarşamba
Kılıçdaroğlu’na mektup
23 Şubat 2022 Çarşamba
Gülümse
16 Şubat 2022 Çarşamba
Erdoğan’ı kurtarmak!
9 Şubat 2022 Çarşamba
Tehdit, hakaret, küfür!
26 Ocak 2022 Çarşamba