Elektriğe zam yüzde 38, ölüme zam çift kişilik! – D20Haber
28.04.2025, Pazartesi
11 °C / 20 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Yaşar TOK
  6. /
  7. Elektriğe zam yüzde 38, ölüme zam...

Elektriğe zam yüzde 38, ölüme zam çift kişilik!

A- A+

İzmir’de adeta görsel bir katliam gibi yaşanan elektrik faciası, yağmurun azizliği olarak ortaya çıkmış gibi görünüyor. Ancak yerel olarak muhtelif şekillerde yaşanan sorunlar bu olayın tek bir olayla sonlanmayacağını, yağmur, sel dolu gibi doğa olaylarıyla açıklanıp temize çıkılacak kadar masum olmadığını ve çoğu yerde olası faciaların her an meydana gelebileceğini gösteriyor.

Şiddetli rüzgar eşliğinde güçlü yağmurlarıyla bilinen İzmir’de, iki gündür basın tarafından işlenen bir facia yaşandı. Yağmur suyunun iletkenliğiyle elektriğe kapılan bir kişi hemen orada can verirken, ona yardım etmek isteyen ikinci kişi de elektriğe kapılarak aynı anda ve aynı yerde öldü. Raporu hazırlanan olayın ayrıntıları bilinmiyor ancak hem İzmir Büyükşehir Belediyesinden hem de bölgesel elektrik dağıtımını gerçekleştiren GEDİZ Elektrik şirketinden toplam 29 kişi için soruşturma, 20 kişi için gözaltı kararı çıkarıldı.

Bu olayın meydana geliş şekli, Denizli’de 2011 yılının temmuz ayı ortalarında meydana gelen bankamatikte elektriğe kapılarak ölen çocuk hadisesine çok benziyor. Ekte bağlantısını verdiğimiz olay 16 Temmuz 2011 günü gerçekleşmişti. “Annesi bankamatikten para çekerken elektrik panosundaki kaçak akımın ulaştığı korkuluklara dokunan dört yaşındaki Yusuf Çetintepe, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayıp ölmüştü.”
(https://www.milliyet.com.tr/gundem/annesi-bankamatikten-para-ceken-kucuk-yusufun-inanilmaz-olumu-1415223)
“Kazadan sonra inceleme yapan yetkililer, demir korkuluğun 10 santimetre arkasında bulunan elektrik panosunun içindeki bir kablonun plastik bölümünün sıyrıldığını ve kaçak yaparak önce elektrik panosuna ardından panonun önündeki demir korkuluklara elektrik akımı verdiğini belirledi.”

Bu olay üzerine “Denizli’nin elektrik dağıtımını üstlenen AYDEM’in yetkilileri ise, elektrik panosunun kendilerine ait olmadığını, bölgede bankamatiği bulunan dört bankanın birlikte enerji ihtiyacı için elektrik panosu kurduklarını belirtti.”

Denizli’de yaşanan bu dramatik facianın hukuken ele alınıp dava açılıp açılmadığını, açıldıysa nasıl sonuçlandığı bilinmiyor. Konu basına yeniden yansımadı ve dava açılıp açılmadığına dair haber yer almadı.
AYDEM’in o gün yaptığı savunma, şimdi İzmir faciası için yapılan savunmayla benzerlik gösteriyor. Oysa harici bölgelerde bilinir ki, elektrik hattı döşeme, en azından yapılan çalışmanın denetlenmesi ve ‘olur’ verilmesi dağıtım şirketleri sorumluluğundadır. Siz kendi malınız gibi gidip elektrik bağlayamazsınız yaptığınız düzeneğe. Bunu yapmayı bırakın, kaçak elektrik kullanan yoksul birini bu nedenle yakalasalar yıllık hapis cezalarına maruz bırakırlar.

İzmir için, bu açıdan bakıldığında Denizli’deki olaya AYDEM’in yaptığı gibi GEDİZ Elektrik Dağıtımı da aynı açıklamayı yapıyor. Bunun rastlantı olmadığının altını çizelim. Çünkü GEDİZ A.Ş, 2013 yılındaki özelleştirme sürecinin tamamlanmasından sonra, AYDEM Dağıtım A.Ş bünyesine dahil edilen ve burada faaliyet yürüten bir kurum. Yani benzer olay ve durumlar karşısında aynı sayılır açıklamalarla durumu geçiştirmesi rastlantı sayılmaz. Ne de olsa aynı ‘halkla ilişkiler’ bünyesinde hazırlanan adeta matbu açıklamalar.

Şu anda Denizli içinde pek çok mahalledeki sokak kaldırımlarına kurulu panolar ölüm tehlikesi yaymaya devam ediyorken, hiçbir önlem alınmıyor oluşu da yine aynı kurumun DNA’sına sinmiş karakteristik bir özellik olarak yorumlanabilir.

  

Geçtiğimiz yıl benzer türde bir olayı ben de yaşadım. Oturduğum sokağın köşesindeki kaldırım panosunun altındaki beton kısım, çay kumundan ev yapar gibi zayıf malzemeden inşa edilmiş olduğu için zaman içinde yıpranmış, az kullanılmış çimentosu erimiş, ortaya çıkan çakıl taşları dağıldığı için panonun altındaki elektrik kabloları ve bağlantıları açığa çıkmış durumdaydı.

İşte orada, Buraya sevimli bir fotoğrafını koyduğum bir yaşındaki güzel kedim Zoro, yağmurda sığınmak zorunda kalmış ve elektriğe kapılarak ölmüştü. Sonradan ne ölüsünü verdiler, ne de ölüm olayını kabul ettiler. Gelip, panonun zeminindeki açıklığa üst üste birkaç kaldırım taşı koyup, çevresini telle bağlayıp, üzerinde “ölüm tehlikesi” yazan sarı plaka iliştirerek gittiler. Sonradan tüm kediler bu panoya bakıp oraya girmeye cesaret edememiştir herhalde. Hepsinin yazması olmasa da okuması var ya!

Fotoğrafına yer verdiğim bu pano hala aynı biçimde köşede duruyor. Merak edip yan sokağa baktım, oradaki pano da buradakinden hallice. Ona da çöpten uydurulmuş iki plastik kapak tutturulup, telle bağlanmış. Onun fotoğrafına da yer veriyorum.

İlgililer ya da emniyet bu bilgileri ihbar kabul edip soruştururlar mı emin değilim. Şimdiye kadar buna pek tanık olmadım doğrusu.

***
Uzatmanın alemi yok. Bu ölümler şimdiye kadar çok geç kalmış ölümler. Bunca vurdumduymazlık daha fena facialara yol açabilirdi, şansımıza seviniyoruz.
Ölümün değeri ne derseniz, hiç?
Peki elektriğin değeri ne? Sadece en son yapılan zam %38 miydi ne?