Denizli Merkezefendi Belediyesinin temmuz ayının ikinci meclis oturumunda, Selçukbey Mahallesi'nde 15 Temmuz olarak anılan meydanın adı ve tasarımının tadili konusu ele alınıp tartışıldı.
15 Temmuz 2016 adına tasarlanıp, ortasına kaba bir tank görüntüsü yerleştirilen meydanın hem adı, hem tasarımının değişmesine dair meclis çoğunluğunca alınan karar uyarınca, isminin “Demokrasi Meydanı” olarak değişmesi ve meydana aynı temaya sahip bir heykel konulması kararlaştırıldığı basında genişçe yer buldu.
Konu doğrudan ilgili olduğunu düşünenlerce kısır biçimde tartışılıp kapatıldı. AKP’li meclis üyeleri buranın halkın benimsediği bir meydan olduğunu iddia ederken, aynı partiden, Merkezefendi’nin kurucu başkanı ve mevcut meydan tasarımına ilk onay vereni Muhammet Subaşıoğlu, “Yapılanı yıkmakla belediyecilik olmaz” diyerek. heykel fikrine karşı olduğunu beyan etti.
Subaşıoğlu dahil, anlaşılan tartışan tarafların meydanın şimdiki adına ve tasarımına ilgisi o denli zayıf olmalı, daha fazla üzerine gidip tartışarak kamuoyunu meşgul etme gibi bir fiile taşımadılar. Belediyeyi konuyla ilgili tasarrufunda rahat bıraktıkları söylenebilir.
Kanımca en doğrusunu yaptılar. Yılda bir kez, gece 00.00 itibariyle camilerden sala okumaya indirgenmiş bir “milli” gün için harcanacak çaba ve enerji, cami imamları kadar onlara da külfet teşkil ediyor olmalı.
Peki Merkezefendi Belediyesi bu gelişmelerin ertesinde ne yaptı? Yaptığı duyurulara ne ölçüde sadık kaldı? Sözünü ettiği projeyi nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirecek veya gerçekleştiriyor?
***
Son bir aydır benim merceğime takılan eski ‘15 Temmuz’a “Demokrasi Meydanı” projesi yerel haberi üstüne yazmak istiyordum ancak gelişmelerin seyri değiştiği gibi faaliyetlere yenice vakıf olmaya başladım. Oysa basit bir gelişmeydi. Yerel seçmenin çok önemli bir bölümünün onay vereceği bir değişim projesiydi… Ama ne oldu, ne bitti, kim ne yaptı, neden haberimiz olmadı, neden açık bilgiyle işler yürümedi bilinmiyor.
Konuyu Belediyenin meclisine taşıyan başkanlık gündem raporunda, “İlçemiz sınırlarında Selçukbey Mahallesi’nde bulunan “15 Temmuz Şehitler Anıtı ve Şehitler Yolu’na” hem demokrasimize hem de ilçemize yakışır daha estetik güzellikte bir eser yapılması için Türkiye genelinde “Demokrasi Anıtı” temalı bir anıt/heykel yarışması düzenlenmesi planlanmaktadır. Yarışma sonucunda belirlenen başarılı üç eser sahiplerinden, birinciye 70.000,00 TL (Yetmişbin Türk Lirası), İkinciye 20.000,00 TL (Yirmibin Türk Lirası), üçüncüye 15.000,00 TL (Onbeşbin Türk Lirası) ödül verilmesine ilişkin hususun incelendiğine dair…” bilgi veriliyordu. Proje Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan tarafından "Amacımız, daha estetik ve anlamlı bir eserle demokrasiye olan bağlılığımızı göstermek. Halkımızın da desteğiyle bu projeyi hayata geçirmek istiyoruz" ifadeleriyle basına açıklanmıştı.
Şimdi ise kimilerine göre ‘atı alan Üsküdar’ı geçmiş!’ Ama ilgilenen insanların hala bir şey bildiği yok, bilgi alabileceği açık kapı da yok.
Uzun sözün kısası; haberlere konu olan meydan projesi için planlanan heykel yarışması fikri çöp mü oldu bilinmiyor. Oysa bir meydanı taçlandıracak olan, ona anlam katacak ve insanların onayına mazhar olacak en önemli obje, tasarlanacak heykeldir veya benzeri maddi tasarım nesnelerinin bütünlüklü anlamıdır. Bu konuda yapılması düşünülen, haberlere konu edilen yarışma fikri elbette sanat ve kültüre ilgi duyan herkesin radarında olacak ve dikkatle izlenecekti, öyle de oldu. Ama bu konuda neler olup bitiyor, kimsenin ne kanaati, ne fikri, ne de bilgisi oluşmuyor.
Önce yerel belediyenin konuya ilişkin bir hazırlığı var mı diye sormak gerekiyor. Bu kentin (son sayım açıklamalarına göre) yerel nüfusunun neredeyse üçte birinin, merkez nüfusun yarıdan fazlasının oyunu alarak seçilmiş bir belediye kültür ve sanat gibi çok spesifik bir alanı, kifayeti kendinden menkul birilerinin eline bırakmamalı. O nedenle alanında yetişmiş bunca kültür insanı barındıran kentin en büyük ilçe belediyesi, pek çok sanat insanından yararlanmasını, onların deneyim ve bilgisini kendi faaliyetlerine aktarmayı-dahil etmeyi önemsemeli. İşine geldiğinde insanları kullanıp akşam yemeğiyle yolcu edip arkasını dönme çirkinliğinden uzak durmalı.
Bunların ne geçen dönem ne de yeni dönemde incelikli olarak düşünüldüğüne hiç tanık olmadık ama tanıklık fırsatı hala önümüzde duruyor.
***
Uzun sözün kısası demiştik, buna sadık kalalım ve daha sonraki bir başka merhalede konuyu yeniden tartışmaya açmak kaydıyla, Merkezefendi Belediyesine şimdilik soracağımız çok basit ve anlaşılır bazı sorularla olan biteni hatırlamaya ve anlamaya çalışalım:
• Belediye kültür komisyonu veya yaygın adıyla “kültür sanat komisyonu” gibi bir oluşum hakkında ne düşünülüyor? En azından meydan tasarımı için bir komisyon kuruldu mu?
• Kurulduysa kamuoyu ne zaman haberdar olacak?
• Böyle bir oluşumun üyesi kimler seçildi?
• Yeterlikleri nelerdir, sanatla ilişkileri hangi düzey ve düzlemdedir?
• Kendinden olanı kayırma, kıyak geçme aslında bizde bir tür iktidar kültürü. Bu ilişkilerde nepotizm tercihi rol oynamakta mıdır?
• Meydan tasarımı için düşünülen heykel fikri devam ediyor mu?
• Heykel için düşünülen yarışma yapılacak mı, hangi yöntemle yapılacak?
• Yarışma projelerini kim seçecek?
• Seçici kurul belirlendiyse, yeterlikleri, heykel sanatına bilimsel/alaylı kabiliyetleri nedir?
• Bunların hiçbiri doğru değilse eğer, heykel yarışmasından vazgeçildi mi?
• Meydan projesi devam ediyor mu?
• Devam ediyorsa ve heykel yarışmayla belirlenmeyecekse kime yaptırılacak?
• Sipariş verildi mi, kime verildi?
• Heykeli yapacak olanın ustalığına kim/kimler ikna oldu ve sipariş verdi?
• Bu kentte, Türkiye’deki benzerlerinin sürekliliğine nadiren rastlanan bir etkinlik var, Heykel Kolonisi. 2011 yılından beri “Uluslararası Heykel Kolonisi” yapılıyor, Koloni ile temasa geçildi mi?
• Koloni sanatçıları hakkında bilgi toplanıp değerlendirildi mi?
• Hayli yetenekli ulusal ve uluslararası heykel sanatçısı gelip gitti, bunlar dikkate alındı mı?
• Kolonide üretilen/yaratılan sanat eserleri etüt edildi, gözden geçirildi mi?
• Koloni sanatçıları şart değil, ulusal sanatçılardan hangisi ile temas kuruldu?
• Mesela Mehmet Aksoy’la iletişim için girişimde bulunuldu mu?
***
Bir gazeteci ve ilçe sokaklarında kültüre, sanata ilgi duyan yurttaş olarak soruyorum bunları.
Yanıt alıp alamayacağımı bilmiyorum ama biliyorum ki belediyeler çoğunlukla kulağının üstüne yatar, önemli değil, sormak benim için daha önemli. Çünkü sormak, muhatabın sorunlarını sergileme işlevini yerine getirmek, halkla bunu paylaşmak için yeter artar bile.
Devamı var mı diyorsanız dağarcığımızda her şeyin her zaman fazlası bulunur!
Not: Bu yazıyı Merkezefendi Belediyesinin heykel sabıkası yazdırdı. Sabıkanın müsebbibi olan önceki heykellerin görsellerini burada veriyoruz.