AK Parti Hükümeti’nin yetkilileri bir süredir yeni bir ekonomi modelinden söz ediyor.
Savunulan “üretim odaklı, ihracatı önceleyen” model olduğu.
Olabilir…
Her iktidar, dönem dönem kendine uygun bulduğu modelleri uygulayabilir.
Ne var ki vatandaş sözü edilen modeli anlayamadan yakıcı zamlar silsilesiyle yüz yüze geldi.
Bu da “zam modeli mi?” gibi bir soruyu haklı kıldı.
Hatta bu modelde zam işlerini eksiksiz uygulayacak bir bakanlığın kurulması, isminin de “Vergi ve Zam Bakanlığı” konulması sohbetlerin mizahi konusu edilir oldu.
Konunun mizahçılarında “ne yapacak bu bakanlık?” sorusunun karşılığı bile hazır.
Hem yeni vergi miktarlarını belirleyecek hem fiyatları artıracak hem de yeni gelirler sağlayacak kalemleri bulup uygulayacak.
Çünkü hep;
Elektriğe zam,
Doğal gaza zam,
Oto gaza zam,
Motorine zam,
Benzine zam,
Ekmeğe zam,
Yağa zam,
Una zam,
Şeker,
Alkollü içeceklere zam,
Sigaraya zam yapılıyor.
Dönüp, dolaşılıp;
Pasaport ve ehliyet harçlarına,
Trafik cezalarına,
Araç muayene ücretlerine,
Döviz garantililer de dahil olmak üzere köprü ve otoyol geçiş ücretlerine,
Bilimum vergi ve harçlara artış getiriliyor.
İşte Vergi ve Zam Bakanlığı, bu listeyi daha genişleterek, adaleti (!) sağlayacak.
Mesela, sabah 08.00 ile akşam 18.00 resmi çalışma saati ilan edilip, bu saatler içerisinde dizi, film izleyen, enstrüman kurslarına giden, spor yapan kişilerden Eğlence Vergisi alınmalı.
Opera, bale, spor müsabakaları, at yarışları ve konserlerden falan vergi uygulanmalı.
Saçma mı geldi?
Ama bir saniye!
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun Üçüncü Bölümü’ne bakarsanız (yazının sonuna linkini koyuyorum) Eğlence Vergisi’ni görebilirsiniz.
Yukarıdaki etkinliklere aldığınız biletin fiyatına bu vergi de yansıtılıyor.
Bir diğer öneri, lükse meyledenleri caydıracak vergilendirme…
“Bu hayat pahalılığında lükse yönelmek de neymiş. Şak bir vergi, fiyatı ikiye katlansın bak aklının ucundan bile geçiriyor mu?” diye ben de bir öneri yapayım dedim ki, öyle bir vergi varmış.
İsmi de Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) imiş.
Ha bu vergi bize has değil, Avrupa Birliği'nde de varmış.
Onlardaki amaç gelir elde etmekten ziyade sosyal fayda sağlamakmış.
İyi de onlar da ÖTV’nin bir amacı var da bizde yok mu?
Alın size örnek:
Ortalama 22 lira olan 50 cl’lik bir biranın 8 lira 82 kuruşu ÖTV, 3 lira 35 kuruşu KDV.
Kızmayın canım, biranın kendi fiyatından fazla vergi alınmasının amacı tabiki büyüklerimizin sağlığınızı düşünmesi.
Ya da “içmeyiverin” demenin farklı bir versiyonu.
Neyse, uzattık mı ne?
Anlaşılacağı üzere hayatımız vergi.
Neredeyse vergilendirilecek bir alan,
Bu durumda da Vergi ve Zam Bakanlığına ihtiyaç kalmamış…,
Kaynak 1
