İzmir’in depremi Denizli’nin AKUTU – D20Haber
27.04.2024, Cumartesi
14 °C / 32 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. İbrahim ŞENEL
  6. /
  7. İzmir’in depremi Denizli’nin AKUTU

İzmir’in depremi Denizli’nin AKUTU

A- A+

31 Ekim Cuma günü saatler 15.40’ı gösterdiğinde İzmir ve pek çok ilçesi ile birlikte Denizli de dâhil yakın çevresinde hissedilen büyük bir deprem ile sarsıldık. Aslında sarsıldık kelimesi depremin yarattığı sarsıntıyı anlatmak için kullanılsa da sonrasında yaşadıklarımız, korku, acı enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları ve daha başka birçok olayın birey ve toplum olarak bize yaşattığı psikolojiyi de son derece doğru şekilde anlatıyor.

Deprem gerçeğini bu coğrafyanın insanları olarak hala kabullenebilmiş, öğrenebilmiş ve en son olarak da önlem alabilmiş değiliz. Mevzuatlarımız, yasal zorunluluklarımız olsa bile, ticari kaygı ile ve dükkân büyütmek adına zemin katta kolon kesebilecek kadar duyarsız ve cahil olabilmişiz.

Bunu yapanlar, yaptıkları şeyin birinin kafasına silah dayayıp tetiği çekmekten farkı olmayan bir şey olduğunu hiç mi düşünmediler? Yakın zamanda, ruhsatsız, kaçak, imara ve yapım kurallarına aykırı bütün yapıların yasal hale getirildiği ve hattayapının sağlamlığı ile ilgili durumların başvuru veya yapı sahibinin beyanına göre değerlendirildiği “İMAR BARIŞI” denen garabete ne demeli? Ama belki de asıl acı olan pek çok mimar ve mühendisin bu usulsüzlüğe alet olması idi. Hele hele ‘’İmar barışına karşıyız’’ diye açıklama yapıp, sonrasında koşa koşa imar barışı ofislerine gidip “gelin barışalım” diyen teknik insanlar acaba vicdani bir muhasebe yapıyor mu? Unutmamak gerekir ki bu işin “ama”sı, “fakat” ı yok.

Depreme can kayıplarımıza, yarattığı yıkıma ve daha pek çok başlığa dair çok şey söylendi, yazıldı çizildi. Bunları burada tekrar edip durmanın bir yararı olacağını düşünmüyorum. Bu ortak acıları azaltmanın yöntemi topyekûn yaşanacak bir eğitim ve duyarlılık hareketi ile mümkün olacağını düşünüyorum. Ama bu ne derece mümkün olur derseniz buna da pek inancım yok. Toplumun duyarlılık anlayışı iki deprem mağdurunu sosyal medya hesaplarında paylaşıp, iki gün sonra hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam etmekle sınırlı maalesef.

Ama bu yazıda asıl konu etmek istediğim ise, bu duyarlılığı eyleme dönüştüren, hatta bu eylemi kendi hayatlarını riske atarcasına gerçekleştiren bir grup insan. Evet, AKUT’dan ve Denizli AKUT’dan söz ediyorum. İzmir depreminin olduğu günün akşamı enkaz bölgelerine ulaşıp çalışmalara başlayan, 4 gün boyunca enkaz altında kalanlara umut olmaya çalışan ve hatta bir ses duymak ümidi ile canlarını tehlikeye atıp göçük altına girecek kadar fedakârca davranan bu insanlar aslında içimizden birileri.

İsimlerini tek tek yazmak adına aradığım AKUT Denizli grup lideri Cengizhan Öztürk’ün isim vermekten kaçınarak “isimlerimizle değil, AKUT olarak anılmayı tercih ederiz” dediği kadar da mütevazıler. Ancak olası bir depremde umut olan AKUT, bu tarz zamanların dışında yeteri kadar destekleniyor mu? Bu soruya aldığım cevap ise çok tatmin edici olmadı. Hatta depremden birkaç hafta önce tatbikat amacıyla yaptıkları çalışmanın şikâyet sebebi ile durdurulduğunu, AKUT merkezi olarak kullanılan yerde araçlarının park etmesinden bile rahatsızlık duyulduğunu anlattılar.

Maddi olarak da desteğe ihtiyaçları var. Çünkü arama ve kurtarma çalışmaları ileri teknoloji gerektiren sonar, röntgen vb cihazlarla desteklenmeden çok verimli olamıyor. Vücut ısısına duyarlı bir yer tespit cihazı ile yerin metrelerce altındaki bir kadına nasıl ulaşabildiklerini duyunca, bu cihazların önemini bir kez daha vurgulamak gerek. Zira bir canı daha kurtarmanın hiçbir parasal karşılığı olamaz. Ancak şu ana kadar sadece Merkezefendi Belediyesinden aldıkları kurumsal destek dışında sadece toplanan yardımlar ile bir şeyler yapabildiklerini söylüyorlar.

Bugün yanımızdan geçip giden, kim olduklarından habersiz olduğumuz bu isimsiz kahramanlar yarın bir gün belki bize, belki bir yakınımıza umut olabilecek insanlar. Ama bunu tek başlarına yapmalarını bekleyemeyiz. Onları tanımak, bilmek, yaptıklarından haberdar olmak ve her şeyden öte desteklemek gerekiyor. Zira onlar hiçbir karşılık beklemeden tamamen gönüllü olarak bu zor göreve talip olmuş insanlar. Bu vesile ile temel ihtiyaçlarının karşılanması için tüm ilgili kurumların, STK ların ve biz vatandaşların elimizden geldiğince AKUT’u desteklemesi gerektiğini de belirtmeliyim.
AKUT veya başka her kimden olursa olsun, enkaz altında bir umut ile bekleyeceğimiz günler yaşamamak dileği ile…

Yazarın Diğer Yazıları
Pragmatizm ve reformlar
24 Kasım 2020 Salı
Trumpizm
13 Kasım 2020 Cuma
Kentin müzesi
15 Ekim 2020 Perşembe
Mış gibi…
14 Eylül 2020 Pazartesi
30 Ağustos ve çıkamayan gazlar
30 Ağustos 2020 Pazar
Sn. Rektör
13 Ağustos 2020 Perşembe
15 Temmuz ve Sonrası
21 Temmuz 2020 Salı