Parmak ucunda – D20Haber
03.07.2024, Çarşamba
23 °C / 39 °C Denizli Hava Durumu

Parmak ucunda

A- A+

**Mutluluğun saçmalığına mı inanalım
Saçmalığın içinde mutluluk mu bulalım
Hayat, doğum ve ölüm arasındaki bir patika yol olabilecekken; binlerce dönemeç, kavşak, çiçek dönerler, çıkış, giriş tabelalarıyla doldurduğumuz ve sürekli kaybolduğumuz bir otoban haline geliyor.
Evet ve hayır arasında berrak ve net yaşanabilecekken; belkiler, acabalar, öyle midirler arasında bulanıklaşıyor.
İçinden geldiği gibi, olduğu gibi, kendin gibi sade ve dürüst berrak bir nehir gibi akacakken o bir bardak zaman; paçasından asılıp olmadığın gibi, içinden gelmediği gibi ve başkasının hayatını yaşar gibi hep bir kandırmacanın içinde kasırga artığı çamurlu bir deniz gibi çalkalanıyor.
Toplumun ve çağın girdabına kapılıp, aynılaşıyor ama aynalaşamıyoruz.
Oysa insan birbirine ayna olarak kendini bulmalıydı. Başkasında kendini bulmalıydı, program öyle idi.
Ama kime baksan aynı kozmetik yüz, aynı görünüş, aynı davranış şekli, aynı tepki, aynı bireysellik, aynı sığlık, aynı kolaycılık.
Öğrenilmiş benzeşme bu!
Özgünlük rafta çünkü zor!
Fikir üretmek rafta çünkü zor!
Başkasının hayatına dokunmak rafta çünkü zor!
Doğayı organın gibi düşünerek korumak rafta çünkü zor!
Kitap okumak rafta çünkü zor!
Birebir iletişim rafta çünkü zor!
Sanal dünya, yalan dünya kolay, her şey parmağının ucunda!
Savaşa hayır bas bir tuşa; seninle birlikte beşyüzyirmibinaltıyüzbeş kişi savaşa hayır dedi.
Açlıktan kimse ölmesin bas bir tuşa; seninle birlikte yüzyetmişbirbinellisekiz kişi tuşa bastı istemedi kimse açlıktan ölmesin.
Doğa katledilmesin bas bir tuşa: seninle birlikte kaç milyon kişi dört duvarlarının içinde doğanın katledilmesini istemedi.
Kadın cinayeti dursun bas bir tuşa: seninle birlikte sekizyüzbin kişi kadın cinayetinin durmasını istedi.
Dizi film izler gibi aylardır izlediğimiz savaşlar parmak marifetimizle bitmedi.
Dizi gibi izlediğimiz o savaş filminde ölen çocuklar setten ayrılarak okula dönmedi ama biz parmağımızdan geleni yaptık.
Yüzlerce yıldır akbabaların nöbet tuttuğu açlıktan ölen çocuklar, parmak marifetimizle semirip gürbüzleşmedi ama biz parmağımızdan geleni yaptık.
Parmağımızın ucundan beyan ettiğimiz fikrimizle doğa katliamı, rant kuyusu kazmaca sona ermedi ama vicdanımız rahat.
Madenin karasına satılan ormanın yeşili parmağımızla yeniden gövermedi ama biz rahat uyuduk.
Parmağımızla fiske vurduğumuz eril katiller bitmedi, tükenmedi ama biz üstümüze düşeni yaptık.
Parmak marifetiyle dünyayı kurtaracak animasyon karakterleri mi sandık kendimizi bilmiyorum.
Dünyayı değil ama gemisini kurtaran kaptan bunu öğrendik.
Umursamamayı, paylaşmamayı, kendimize yontmayı, biz olmamayı öğrendik.

Hep banayı öğrendik eksiksiz hepimiz! Halkına tevazu öğretmeye kalkan, komşusu açken tok yatmanın haramını bağıra bağıra vaaz eden din adamlarının taşan banka hesaplarından da anlayabiliriz bunu. Eksiksiz aynı bencilliğin içindeyiz yani.
Misal orman yangınları kaç yıllardır memleketin ciğerlerini dağlar, yok ederken; söndürmeye hangardaki külüstür bozuk uçakları göndermeye utanmazken, diyanete milyonlarca liralık lüks araçlar alınmaya devam edilmesi hep banalığın daniskası değil de nedir? Bu araçlar satılıp muazzam bir yangın filosu kurulabilecekken yapmamak hıyanet değil de nedir?

Aynıyız ayna olamadan aynıyız.
Aynaya iyice bir bakıp ayılmalıyız

ERMİŞ

Ermek kolay olsaydı
Bir elma gibi
Öylece dalında durarak
Erince düşerdin
Kıymetin yok olarak
İş o ki erebilmekte
Karda boranda bile
Dalına tutunarak...

Aylin MÜFTÜLER


** Saçmalıklar Çağı/ Michael Foley

Yazarın Diğer Yazıları
Tatilde sıkılmak
24 Haziran 2024 Pazartesi
Bayram kime geldi?
17 Haziran 2024 Pazartesi
Rant kuyusu
11 Haziran 2024 Salı
Mutluluğun resmi
3 Haziran 2024 Pazartesi
Hayırlı ülke
27 Mayıs 2024 Pazartesi
Asker oldum piyade
20 Mayıs 2024 Pazartesi
Etimoloji
13 Mayıs 2024 Pazartesi
Belki yine
6 Mayıs 2024 Pazartesi
Ölüm gibi bir şey
29 Nisan 2024 Pazartesi
Apolitik kuşak
15 Nisan 2024 Pazartesi