Karaca: Millet iradesinin tecelli makamı Meclistir – D20Haber
27.04.2024, Cumartesi
14 °C / 32 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. POLİTİKA
  4. /
  5. POLİTİKA
  6. /
  7. Karaca: Millet iradesinin tecelli makamı Meclistir

Karaca: Millet iradesinin tecelli makamı Meclistir

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 4 Temmuz 2023 Salı - 21:45Güncelleme: 4 Temmuz 2023 Salı - 21:46
Karaca: Millet iradesinin tecelli makamı Meclistir

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, meclisi yönettiği ilk genel kurulda Hatay milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğunun devam etmesine değinerek, "millet iradesinin tecelli makamının Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir" ifadesini kullandı.

TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, başkanlık ettiği genel kurulda görüşmelere geçilmeden önce yaptığı yaptığı konuşmada düşünce ve duygularını paylaştı. "Nitelikleri Anayasa'mızın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen ilk 4 maddesinde belirlenen, devletimizin yönetim şekli olan cumhuriyetimizin 100'üncü yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak görev yapmanın heyecan ve onurunu yaşıyorum" diyen Karaca’nın konuşmasından satır başları şöyle:

●Yüz yıl önce işgal altındaki bir ülkede bile kongreler düzenleme, şûralar toplama, Meclis oluşturma gibi demokratik süreçleri işletmiş bir millî egemenlik aklıyla yönünü halka çevirerek demokratik tutumunu ortaya koyan, kurtuluşun ve kuruluşun yol haritasını uygulayan, Anadolu'yu özgürleştiren, Millî Mücadele'nin kazanılmasıyla Gazi unvanını elde eden Meclisteyiz.

●Yüzyıl önce başlattığı devrimleri, ekonomik ve siyasi bağımsızlık hedefiyle çağdaş bir devlet ve rejimin inşasını müzakereyle hayata geçiren yüce Meclisteyiz.

●Yüzyıl önce Anadolu'nun yoksul çocuklarına hakkı olan fırsat eşitliğini sağlayan, birer kıvılcım gibi onları yurt dışına gönderip ateş topu gibi ülkelerine dönmelerini sağlayan, aklın ve bilimin rehberliğinde Anadolu aydınlanmasına öncülük etmiş Gazi Meclisteyiz.

●İşte, benim bugün, bu koltukta oturmam cumhuriyetimizin sağladığı fırsat eşitliği ve sonsuz minnet borçlu olduğum kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesindedir; bu sorumluluğu taşımaktan onur duyuyorum.

●Cumhuriyeti yücelten demokrasidir. Demokrasinin olmazsa olmazı da hukuk devletidir. Cumhuriyetin özü ve kaynağı millî egemenliktir. Yüzyıl önce Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılırken Atatürk şunları söylüyordu: Şimdi yeni bir Türkiye doğmuştur.

●Türkiye devleti bir halk devletidir, halkın devletidir. Bu nedenledir ki en dar tarifiyle dahi egemenliğin bir şahsa, aileye, sınıfa ya da zümreye ait olmadığı, bunun yanında kurumları ön plana çıkaran bir rejimdir Cumhuriyet. Bu tarifin tahrifini yaparken, mutlak haklar yerine, mutlak tahakküm düşünmek, seçme, seçilme özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi haklar budanırken demokrasi yüzyılından söz edilemez.

●Seçme ve seçilme özgürlüğü konusu açılmışken özgür iradesiyle oy vermiş on binlerce yurttaşın temsilcisi olan bir milletvekilinin bugün parlamentoda bulunması gerekirken, keyfî tutum ve irade gaspıyla aramızda olmaması cumhuriyetimizi ve demokrasimizi eksik kılmaktadır. Çünkü Meclis millî egemenlik makamıdır, Meclis mefhumunda milletin iradesi mündemiçtir, bu bütünlük içinde saray iradesi yoktur, millet iradesinin tecelli makamı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Meclisi tali bir yapıya dönüştürmek, demokrasinin niteliğini ortadan kaldırır. Torba yasalar, kanun hükmünde kararnameler, Meclisin özünün kaybına, öneminin azalmasına yol açar.

●Mustafa Kemal Atatürk'ün yüzyıl önce aklı ve bilimi, demokrasi ve aydınlanmayı, modernizm ve çağdaşlaşmayı esas alan bir anlayışla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılında da hareket noktasını oluşturacak ana damar laik devlet ve toplum yapısının güçlenmesi olmalıdır.

●Cumhuriyetimiz, yüzyıl önce olduğu gibi bugün de laiklik ve sosyal devlet gibi kurucu ilkelere sıkı sıkı sarılmalıdır; bunun yegâne yolu kadının, gencin, emeğin temsilinin artırılması, siyasal düzlemin onlara göre belirlenmesi, onlarla birlikte üretilmesidir. Özellikle adalet ve demokrasinin, laiklik ve bilimsel eğitimin Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılında yol gösterici olması için kadının çağdaş bir hukuk devletindeki yeri net bir şekilde tanımlanmalıdır. Kadınların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve yaşamın her alanında eşit temsiliyet hakkının sağlanacağı bir süreç inşa edilmelidir. Kadınlar bütün boyutlarıyla yaşamın her alanında eşit ve adil bir şekilde var olmalı, bütün politikalarda temel meselelerden biri olarak görülmelidir. Var olan ve giderek derinleştirilen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden en çok kadınlar zarar görürken, kadınlar kutsal sayılan kavram ve kurumlar üzerinden tanımlanıyorken Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadınları, tüm canlıları kapsayan eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri kalıcı olarak ortadan kaldıracak politikaların hedeflenmesi daha etkin, daha verimli, daha eşitlikçi yasama faaliyetlerin yapılmasını gerektirmektedir.

●İnanıyorum ki 28'inci Dönem milletin egemenlik tutkusuyla ve sadece halkın çıkarları için yapacağı çalışmalarla anılacaktır. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı terörden ekonomik krize, derin yoksulluktan sığınmacı sorununa, demokratik, çağdaş bir anayasa için yürüteceğimiz yasama faaliyetleriyle tarihe not düşerek kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı, şiddetsiz bir Meclis siz kıymetli milletvekilleriyle mümkün olacaktır. Bunun için şimdiden hepinize teşekkür ediyorum.