Ayşe Hazer, CHP Denizli İl Başkan adaylığını açıkladı – D20Haber
28.04.2024, Pazar
16 °C / 30 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. POLİTİKA
  4. /
  5. POLİTİKA
  6. /
  7. Ayşe Hazer, CHP Denizli İl Başkan...

Ayşe Hazer, CHP Denizli İl Başkan adaylığını açıkladı

A- A+
Engin ÜNAL / D20HABER
Yayınlanma: 16 Eylül 2023 Cumartesi - 15:49Güncelleme: 17 Eylül 2023 Pazar - 13:45
Ayşe Hazer, CHP Denizli İl Başkan adaylığını açıkladı

CHP’de Denizli İl Başkanlığına ilk kadın aday. Belediye meclis üyeliği yapan, son seçimde milletvekili adayı olan Ayşe Hazer, il başkanlığı görevine talip oldu. Adaylığını da D20HABER.COM Genel Yayın Yönetmeni Engin Ünal’a verdiği röportajla açıkladı.

CHP Genel Başkanlığı için olduğu gibi, Denizli İl Başkanlığı için de çok adaylı kongre sürecine girildi. İl Başkanı Ali Osman Horzum, henüz “adayım” demese de kongre sürecindeki çıkışlarıyla bunun mesajını verdi. 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin Pamukkale Belediye Başkan Adayı olan Ahmet Divarcı, il başkanlığı için ismi konuşulanlardan. Adil Demir’in de kulislerde aday olduğu söyleniyor. Üç erkek adaya karşı bir de kadın aday, Ayşe Hazer yola çıktı.

Hem siyasette hem sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler alan, çevre konularında mücadele eden, Avdan’da kömür madeni işletmeciliğine karşı verilen mücadelenin ön saflarında yer alan, 2014-209 döneminde Merkezefendi Belediye Meclis Üyeliği yapan, 14 Mayıs seçiminde milletvekili adayı olan Ayşe Hazer, yaptığı değerlendirmelerin ve ilçe kongrelerinin ardından il başkanlığına adaylığını D20HABER.COM’a verdiği röportajla açıkladı. İşte o röportaj:

“İL BAŞKANLIĞI MESELESİ VAR” DENİLDİ, YOLA ÇIKTIK

Engin Ünal: CHP İl Kongresi süreci devam ediyor. Siz de il başkanlığı için ismi konuşulanlardansınız. Nasıl başladı?

Ayşe Hazer: Aslında bu ilk değil. bundan önceki kongrede de böyle bir niyet vardı. Bu sadece benim isteğim değildi, tabandan da istek vardı. Ancak o dönem adaylık için müsait değildi. Bu dönem farklı, aradan 3,5 yıl geçti. Bu arada milletvekili adayı oldum ve yoğun bir seçim dönemi geçirdik. Parti bize bir görev verdi, biz de onu yerine getirdik. Ben bir süre kenara çekilip, bir sonraki seçime yönelik çalışmayı planlamıştım ama öyle olmadı. "İl başkanlığıyla ilgili bir mesele var" denildi. Hadi bakalım il başkanlığıyla ilgili çalışmaya devam. İlçelerde bilinirliğim vardı, onu üzerine 19 ilçede kongrelere katılarak gerekli çalışmaları yaptım. Kürsüden adaylığımı açıklamadım ama kongrelerde olmam malumun dillendirilmesiydi. Neden kongrelerde olduğumuz aşikardı.

“İL BAŞKANI DERLEYİCİ, TOPARLAYICI OLMALI”

Engin Ünal: Merkezefendi Belediye Meclis Üyeliği yaptınız, milletvekili adayı oldunuz; yani siyasetin içindesiniz. Bu yolun il başkanlığı adaylığına evrilmesi nasıl oldu? Böyle bir niyetiniz var mıydı ya da tabandan gelen bir istek mi vardı?

Ayşe Hazer: Sizin mayanızda böyle bir şey yoksa çok adım atılacak bir şey değil il başkanlığı. Benim siyasete ilk adım atışım CHP Kadın Kollarında oldu. Sonrasında 5 yıl Merkezefendi Belediye Meclis Üyeliği ve Grup Başkanvekilliği yaptım. Sonrasında milletvekili adaylığı oldu. Örgütü idare etmek, örgütün başında olmak bence kişinin kendisiyle ilgili. O maya sizde olacak ki ya bu iş yapılabilir noktasına gelin. Dediğim gibi ilk değil, geçen seferde il başkanlığı için bir tasarruf vardı, hiç açıklama yapmadım o zaman. Bu dönem biraz farklı. Aday olmak başka bir şey, kazanmak başka.

Örgütü çok önemsiyorum, örgütlenme fikrini çok önemsiyorum. Her şey örgüt yapısının güçlü olmasıyla başlıyor. İl başkanlığı kimliği diğer 19 ilçenin tamamını kapsayan çatı bir kimlik. Örgütün dışarıya görünen yüzü haline geleceksiniz. Onun için yönetim kurulu üyeleriniz ve diğer organlar kritik önemde. Ben il başkanlığını böyle görüyorum. Derleyip toparlayıcı olmak il başkanının işidir.

“CHP KENTTE DE OLACAK, KIRSALDA DA, DAĞ KÖYÜNDE DE”

Engin Ünal: Siz sivil toplum kuruluşlarında da (STK) görev aldınız. CHP'nin eleştirilen ya da eksik görülen yanlarından birisi de STK'lar ile iyi bağlantı kuramaması. Nasıl bakıyorsunuz bu konuya?

Ayşe Hazer: Arkadaşlarıma hep şunu söylüyorum: Mutlaka sivil topluma katkı koyun, mutlaka içinde yer alın. Bu sizin siyaset yapışınıza güç verir. Denizli'de ekoloji harekitinin içindekilerden birisiyim. Hatta "ekolojist" diye bir tanımlama geldi, çok gurur verici. İçinde bulunmaktan hoşlanıyorum.

Mesleğim veteriner hekimlik, uzmanlığım da gıda. Oradaki teknik birikim buraya akıyor. Bende durum tersine gelişti. Önce sivil toplum kuruluşlarında görev alıp, sonra siyaset yapmak olmak yerine ben önce siyasete sonra sivil topluma girdim. Bu arada kendime haksızlık da yapmayayım. Ben Büyük Menderes İnisiyatifinin içindeyim, Ekoloji Derneğinin kurucu başkanıyım ama aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), DEGİAD üyesiyim. KÖY-KOP Denizli Bölge Müdürlüğünün kurucu müdüresiyim. İşim benim tarımsal kalkınma kooperatifçiliği. Hatta şöyle cümle kurarım: Ben örgütcülüğü önce KÖY-KOOP'ta gördüm, sonra CHP'ye geldim.

Şunu demeye çalışıyorum; oradan da aldığım, beslendiğim çok şey var. Tarımsal örgütlenmenin ağababası orası. Orada öğrendiğim, tecrübe edindiğim birçok şeyi il başkanlığında tabiki kullanacağım. Bunlar benim heybemdeki artılarım. Örgüt tam manasıyla işler, çalışır, üretir olacak ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir aşama kaydedelim. Bir tuğla, bir tuğla daha derken duvarı örelim. Kongrede seçilirsem Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilk ilk başkanı da olmayacağım, son il başkanı da. Yapabilirsem ne mutlu bana bir sıra tuğla örmüş olacağım.

“İL VE İLÇE ÖRGÜTLERİ BİRBİRİNE BAĞLI HALKALAR”

Engin Ünal: Resmen il başkanlığına adaylığınızı açıklamadınız ama bu röportaj adaylığınız ilanı olacak. CHP'de eksik gördüğünüz, seçildiğinizde neler yapacaksınız?

Ayşe Hazer: Şöyle cevap vereyim buna. Bir kere merkeziyetçi bir tavrım olmayacağı aşikar. Yeniliğe açık olacağım. İl ve ilçe başkanlıklarını birbirine bağlı zincirin halkası olarak göreceğim. Neresi zayıfsa orayı güçlendireceğiz hep birlikte. İlçelerle çok işim olacak. Merkezde iki ilçemiz var; Pamukkale, Merkezefendi. Ama diğer ilçeler de çok önemli. Çünkü Denizli büyükşehir olsa da kırsal ile bağı çok ciddi şekilde devam ediyor. En uzak ilçemiz Çameli mi? Kendi yağıyla kavrulsun gibi bir şeyin içine girmem mümkün olmaz. Oradaki oy oranımız nedir? Artmış mı, azalmış mı? İstastiksel bakacağız, nokta atış çalışma yapacağız.

“TÜM İLÇELERDE CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANI OLSUN”

Engin Ünal: Söz buraya gelmişken yaklaşan yerel seçimlerle devam edelim. Geçmişte CHP'li başkanların yönettiği ilçe belediyeleri vardı, bugün oralarda CHP yok. Örneğin Çal, Çameli, Güney, Sarayköy, Bekilli gibi. CHP artık buralarda seçim kazanamıyor. Baktığınızda ne görüyorsunuz?

Ayşe Hazer: Küçük ilçelerde çekişmeler mutlaka olur. İl başkanı olarak orada çatışmayı körükleyebilirsiniz, çatışmayı derinleştirebilirsiniz ya da strateji değiştirsiniz "gelin bakalım bu işi nasıl hallederiz, nasıl tek bir hedef doğrultusunda ilerleriz" diyebilirsiniz. Doğal olarak benden beklenen ikincisini yapmamdır. Çözüm bulmak, orta yolu bulmak il başkanının işidir. İsterim ki her yerde Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları olsun. Mevcuttaki 5 belediye farkı fark ettiriyor. Haritayı önümüze koyuyoruz, istatistiklere bakıyoruz, yapılamaz mı? Çok rahat yapılır. Yapılması gereken çatışmayı derinleştirmeden "arkadaşlar oturun bakalım masanın etrafına" deriz.

“CHP KIRSALA DA YAKIN OLACAK”

Engin Ünal: CHP kırsal alanda etkili değil. Sözünü ettiğimiz ilçelerde de kırsallık öne çıkan bir durum. Ne diyeceksiniz?

Ayşe Hazer: Benim olduğum bir ortamda Cumhuriyet Halk Partisi, hiç olmadığı kadar kırsala yakın olacak. İşim gereği yıllarca oraları biliyorum. Ben Baklan Ziraat Odasının büyük çiftçisiyim, kendim zaten çiftçilik yapıyorum. Tarımla uğraşıyorum, hayvancılık yapıyorum. Her tek sandıklı okulda olamayabilirim ama orada birilerinin olmasını sağlayabilirim.

Adımımızı oralara atmamız lazım, oralara gidilecek. Bir defa gitmeyle olmaz bu, iki defa, üç defa gidilecek, sürekli gidilecek. İlçe merkezinde de olacağız, dağ köylerimizde de. Ama gidip köy kahvesinde oturmak değil. "Ağalar biz geldik, nasılsınız, iyi misiniz" diye sormak, çay, kahve içmek değil. Anlatın derdinizi diyerek onları dinlemek. Gerekiyorsa tarlaya da gidilecek, ahıra da girilecek. Evlerin kapısı çalınıp, "Biz geldik" denilecek, bağdaş kurulup oturulacak.

Engin Ünal: Ben bağdaş kurup otururum mu diyorsunuz?

Ayşe Hazer: Ben veteriner hekimim, hayatım o şekilde geçti. Kırsalda olmayı da çok severim. Köy ortamı güzeldir, samimidir.

“ALTI OK’A, ATATÜRK İLKE DEVRİMLERİNE SONUNA KADAR BAĞLIYIM”

Engin Ünal: Söyleşiyi Ayşe Hazer'in vereceği mesajla bitirelim mi?

Ayşe Hazer: Altı ok'a, Atatürk ilke ve devrimlerine sonuna kadar bağlıyım. Sonra çalışmak... Çalıştığınız, emek verdiğiniz müddetçe başarı var. Çok geziyorum, alanı çok iyi biliyorum. Yoldan telefonla ilçe başkanını arayıp "Hazırlan, şu dağ köyüne gidiyoruz" demem kuvvetle muhtemeldir. Bunu planlı programlı da yapabilirim, spontane de yapabilirim. Siyaseti kent merkezinde de yaparım, bir köyde de yaparım.

Şunu çok duyuyorum: Ayşe hanım bizim dilimizden anlayan, hayvancılık nedir, tarım nedir, gübre kaç paradır, mazot kaç paradır, DSİ suyu verdi, vermedi ne anlama gelir bunu bilsin. Bunları duyduktan sonra bana çok seçenek kalmadı. Ne yaparsanız yapın Cumhuriyet Halk Partisi tabanının sesine kulak vermek zorundasınız. Bu sizi mutlaka doğru yola götürür. Atatürkçüyüz, Atatürkçülük için ne gerekiyorsa yaptık, yaparız. O'nun bize çizdiği rotada hareket ediyoruz. Şiarımız budur.