Hazıran ayında vefat eden CHP Milletvekili Kazım Arslan’ın isminin verildi Merkezefendi’nin Yenişafak Mahallesi’ndeki park düzenlenen törenle açıldı. Parkın açılış törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan yardımcıları Gülizar Biçer Karaca ve Seyit Torun, Milletvekili Zorhan Sancar, İl Başkanı Teoman Sancar, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ve vatandaşlar katıldı.
“KAZIM ARSLAN SAYGI DUYULAN BİR İNSANDI”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada, Kazım Arslan’dan övgüyle bahsederek, “Cumhuriyet Halk Partisi için gerçekten de çok değerli ibr insandı. Partili olsun veya olmasın toplumun her kesimi tarafından sevilen, sayılan, saygı duyulan bir insandı. Bir sanayiciydi, politikacıydı, yardımseverdi, Denizli sevralısıydı. Ölümünü duyduğumda büyük bir şok yaşadım. Hiç tahmin etmediğimiz bir vefat olayıyla karşılaştık. Şimdi güzel bir parka ve yeşil alana Kazım Arslan ismini veriyoruz. Burada çocuklarımız oynayacak, gençlerimiz parklarda oturup sohbet edecek, yaşlılarımız burada olacak ve onun ismini hep anacağız. Vefa dediğimiz bir duygu vardır. Toplumun sevdiği, saydığı insanların unutulmaması, topluma hizmet edenlerin unutulmaması için onların isimlerinin belli yerlere verilmesi gerekiyor. Bu parkta bunlardan birisi Burası bütün Denizlililerin ortak parkıdır.Toplum olarak bu tür şeylere ihtiyacımız var. Gerginlik var toplumda, kavga var toplumda, kavga kültürü ekilmek isteniyor. Bunlari bir tarafa bırakıp sevgiyi ve hoşgörüyü egemen kılmamız lazım” ifadelerini kullandı.
KADIN BELEDİYE BAŞKANI İÇİN DENİZLİLİLERE TEŞEKKÜR ETTİ
Konuşmasını “Öncelikle bir kadını belediye başkanı seçtiğiniz için size yürekten teşekkür ediyorum. Buraya gelişimin birinci nedeni bu” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“ Anadolu’da yabancı sermayeye ihtiyaç duymadan kendi iç dinamikleriyle büyüyen kentlerin başında Denizli gelir. Çalışkan bir insanı vardır, güçlü bir sezgisi vardır. Hayatın her alanına dokunmaya çalışır. İhracat yapar, üretim yapar, alınteri döker ve üretirler. Sadece kendileri değil, Denizli kazanır.
Belediye Başkanımız tasarruf yaptığını söyledi. Savurganlığa ve israfa karşıyız. Eğer ısraf haramsa, eğer bizim inancımızda, kültürümüzde ısraf haramsa her kuruşun hesabının millete verilmesi lazım. Böylece millet israf edilip edilmediğini görecektir. Belediye Başkanımız şunu söyledi: Hiçbir ayırım yapmayacağım. Güzel… Hiçbir ayırım yapılmayacak. Kendisine oy vermiş, vermemiş olabilir hiç önemli değil. Siz onu seçtiniz ve ona bir görev verdiniz Merkezefendi’ye hizmet sunacaksın diye. O da görev üstlendi, hiçbir ayırım yapmadan hizmet götürecek. Sadece yoksul ailelere, engellilere pozitif ayırımcılık yapacağını da kendisi söyledi.
HER KURUŞUN HESABINI VERECEK
İkinci önemli görev harcadığı her kuruşun hesabını verecek. Çünkü kendi parasını değil, sizlerin parasını harcıyor. Bu sadece belediye bağlamında değil, Türkiye genelinde de böyle olması lazım. Zaman zaman ben sorarım. Söylerler, köprü yaptık; güzel. Yol yaptık; güzel, tünel yaptık; güzel, şehir hastaneleri yaptık; güzel, havaalanı yaptık; güzel… Zaten bunlara itiraz eden yok. Ama ne diyoruz: Kaça yaptın? Niçin? E parayı millet ödüyor. Efendim bunlar gizli, söyleyemeyiz. Niye gizli? Vatandaşın parasını ödediği bir şeyin maliyetini bildirmek zorunda değil midir siyasal iktidar? Bildirmek zorundadır. Bütün demokrasilerde bu böyledir. Ama hayır biz bunu söylemeyiz, bu bir sırdır. Sır değil arkadaşlar. Bir liralık 5 liraya yapıp, 4 lirasını cebe atıyorsan burada kocaman bir soru işareti var. Bu soru işaretini kimler için söylüyorum özellikle siyasal iktidara, AK Partiye oy veren değerli kardeşlerime söylüyorum. Benim hakkımdır bunu sormak. Senin de hakkındır sormak. Niçin soruyoruz? Tüyü bitmemiş yetimin hakkıını savunmak için soruyoruz. Musluğu açtığınızda vergi ödüyorsunuz. Elektrik düğmesine bastığınızda vergi ödüyorsunuz. Bir tek şeyde vergi ödemiyorsunuz, teneffüs ettiğiniz havada. :en vergi ödüyorsam, benim paramla yatırım yapıyorsan, o zaman onu kaça yaptığını söyleyeceksin. Bana böyle ki israf edilip edilmediğini bileyim. Yolsuzluk günahtır. Günah olup olmadığını ben bir göreyim. Ben bunu söylediğimde kızıyorlar, vay efendim sen bu soruyu niye soruyorsun diye. E tüyü bitmemiş yetimin hakkını kim soracak, milletin hakkını kim soracak? Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi baskıyı kurarlarsa kursunlar, bu kardeşiniz milletin hakkını sonuna kadar savunacaktır. Eğer sormazsak bizim siyaset yapmamızın bir gereği yok.”
FAİZ ÖDEMESİNE 170 MİLYAR DOLAR
İşsizlik sorununa ve dış borç yüküne de değinen Kılıçdaroğlu, “Bakın Türkiye’nin bütün coğrafyasında işsizlik var. İşsizliğin ne olduğunu sarayda oturanlar biliyor mu Allah aşkına? Bütün çocuklarının işleri güçleri var. Bir elleri yağda, bir elleri balda. Bir yönetime getiriyorlar yetmiyor, 5-6 tane de yönetim kurulu üyeliği veriyorlar. Her birinin aylığı 100 bin, 150 bin, 200 bin. 50 binden başlıyor öyle gidiyor. Soruyorsun, ya neden bu kadar para alıyorsun? Bu benim hakkım diyor. Sana o hakkı kim verdi arkadaş? 8,5 milyon işsisizim var, neredeyse her evde bir işssiz var. Türkiye’nin çıkışı üretmekte. Üretirseniz güçlüsünüz, üretirseniz dünyada söz sahibi olursunuz. Şimdi sadece tüketiyoruz. Nasıl tüketiyoruz? Borçlanarak tüketiyoruz” dedi.
Türkiye’nin borcun faizini ödemek için de borçlandığını anlatan CHP lideri, “17 yılda yurt dışındaki bir avuç tefeciden alınan borç çok büyük. O borcun faizini ödemek için alınan borç 170 milyar dolar. Şu soruyu AK Partili kardeşlerim şu soruyu sorsunlar: Vergi topladın mı? Topladın. Fabrikaları sattın mı? Sattın. Arsaları sattın mı? Sattın. Telekom’u sattın mı? Sattın. Silah fabrikasını Katar ordusuna pazarladın mı? 50 milyon pazarladın. Peki bu borç nedir? Sadece 1 Ocak’tan temmuz ayına kadar ödenen günlük borç faizi 50 milyon dolar. Bu paralar nereye gitti? Kim götürdü bu paraları? Bu paraları fabrika kurmak, istihdam yaratmak için getirdiysen nerede bu fabrikalar?” diye konuştu.
“YENİDEN BİR KUVAYİ MİLLİYE HAREKETİ YARATMAK ZORUNDAYIZ”
Türkiye üretimden koparıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu işin sağı solu yoktur. Bu bir Türkiye meselesidir, bir milli meseledir. Tank palet fabrikasını sattılar, Katar ordusuna peşkeş çektiler. Neyin karşılığında? Bedava uçak aldım diye. Allah aşkına söyler misiniz, Katar Kralı’nın uçağına bindikten sonra, bedava uçağa bindikten sonra ona bir şey söyleyebilir misiniz? Bakın Doğu Akdeniz’de kaybediyoruz. Bize karşı birleştiler. İçlerinde Katar da var Ağızlarını açıp Katar’a tek laf edemiyorlar. Laf etse şunu söyleyecekler: Otur oturduğun yerde, sana uçak verdik, ona binip gez. Ayıptır, günahtır, yazıktır. Ben bunları söylüyorum, kızıyorlar. Niçin bunları söylüyorsun diyorlar. E ben söylemeyeceğim de kim söyleyecek? Vatandaş söylediğinde yakalıyorsun, ceza veriyorsun, hapse atıyorsun, gözaltına alıyorsun, tutukluyorsun. Birisinin söylemesi lazım. Kime yakışır? Mustafa Kemal’in partisine yakışır. Milli mücadelecilere, Kuvayi Milliyecilere yakışır. Yeniden bir Kuvayi Milliye hareketi yaratmak zorundayız. Yeniden birleşmek zorundayız” diye konuştu.
“SARAY MERAKLISI DEĞİLİM”
Konuşmasında Saray eleştirisinde de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu, “Önümüzde seçimler olacak. O seçimlerde de yerel seçimlerde elde ettiğimiz başarıyı gerçekleştirip, ikinci aşamasını da tamamlayacağız. Ülkesini seven, bayrağını seven herkesin destek vermesini istiyorum. Benim bireysel hiçbir talebim yoktur, beklentim de yoktur. Allah’a çok şükür karnımız doyuyor. Ama bu memlekette bir çocuk yatağa aç giriyorsa o dert herkesten önce benim derdimdir. Ben saraylara meraklı birisi değilim. Saray nedir Allah aşkına ya, halktan kopuk bir yerdir orası. Orada yaşayanların hiçbiri vatandaşın derdi nedir bilmez. Onların dünyası ayrı, bizim dünyamız ayrı. Biz beraber olmak, biz Türkiye olmak zorundayız, üreten Türkiye’den yana olmak zorundayız. Biz bunu yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz. Çiftçi üretecek, fabrika üretecek, üniversiteler bilgi üretecek, esnaf kazanacak, herkes kazanacak. Herkesin kazandığı ama tefecilerin kaybettiği bir Türkiye’yi kurmak zorundayız. Herkesin kazandığı rantiyenin ve tefecilerin kaybettiği bir düzeni kurmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
DOĞAN: 15 MİLYON LİRA BORÇ ÖDEDİK
Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ise, ortak akıl ile Merkezefendi’yi yönetmek üzere göreve geldiklerini, bu kapsamda muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla 2019-20233 stratejik planını hazırladıklarını belirtti.
Kadın, çocuk ve dezavantajlı ailelerden yana pozitif tutum takınacaklarını dile getiren Doğan, göreve geldiklerinden bu yana 521 aileye yardım sağladıklarını, halk süt uygulamasını dezavantajlı mahallelerden başlatacaklarını, kadın kooperatifleri kuracaklarını, çalışan kadınlar için kreş projesinin ilk adımını da Sevindik Mahallesi’nde atacaklarını söyledi.
Doğan, 2020 bütçesinde en yüksek payı eğitime ayıracaklarını da kaydederek, “merkezefendi belediyesini 42 milyon lira borç ile devraldık. İlk günden itibaren tasarrufa önem verdik. Beş ayda tasarruf yaparak 15 milyon lira borç ödedi” dedik.
Kazım Arslan’ın kızı Nazife Arslan Demirkan da zaman zaman duygulandığı konuşmasında “Babam hep siyasetin içindeydi. O nedenle ailemizde hem vardı hem yoktu. Onun siyasetçi yanıyla biz de siyasetin içinde büyüdük. Onun iki aşkı vardı biri annım, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi. Evet, her ölüm zamansızdır ama babamın ölümü ani ve çok zamansız oldu” ifadelerine yer verdi.
Konuşmaların ardından Kazım Arslan Parkı’nın açılışı gerçekleştirildi.
MERKEZEFENDİ BELEDİYESİNİ ZİYARET
Kılıçdaroğlu ve protokol üyeleri, açılış sonrası Kadın Girişimi, Üretimi ve İşletme Kooperatifi Çalıştayı’na katılanları ve Merkezefendi Belediyesi’ni ziyaret etti. Çalışmalar hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, Başkan Doğan’a başarılar diledi. Ziyaretin sonunda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan tarafından çeşitli hediyeler verildi.
