Karaca’dan taşeron işçiler için araştırma komisyonu önergesi – D20Haber
28.04.2024, Pazar
16 °C / 30 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. POLİTİKA
  4. /
  5. CHP
  6. /
  7. Karaca’dan taşeron işçiler için araştırma komisyonu...

Karaca’dan taşeron işçiler için araştırma komisyonu önergesi

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 21 Nisan 2022 Perşembe - 13:14Güncelleme: 21 Nisan 2022 Perşembe - 15:47
Karaca’dan taşeron işçiler için araştırma komisyonu önergesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca,taşeron olarak çalıştırılan kamu personelinin yaşadığı sorunlarını araştırmak üzere TBMM’de araştırma komisyonu kurulması için önerge sundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, taşeronlaşmanın işçilerin yoksulluk, güvencesizlik ve işsizlik ile karşı karşıya kalmasına sebep olduğunu, işçilerin sendika ve toplu pazarlık alanındaki hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırdığına dikkat çekerek, TBMM’ye araştırma önergesi sundu.

ASDEP’lilerin özlük haklarıyla ilgili daha önce TBMM’ye soru önergesi de sunan Karaca, aynı işi yapmalarına karşın farklı kadrolarda istihdamın Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğuna işaret etti. Karaca, kamu kurumlarında taşeron işçiliği bitirmek, aynı görevi yapmalarına karşın farklı statüde bulunan personel ayrımına son vermek, hala 4D kadrosunda bulunanların özlük hakları, tayin, maaş farkı gibi kalemlerin eşit seviyelere getirilmesini sağlamak, görevde yükselme, statü ayrımından ötürü gerçekleşen hiyerarşik ortam ve 4D personelinin mobbinge uğraması gibi konuların önüne geçmek, çözüm yolları bulmak amacı ile araştırma komsiyonu kurulmasını istedi.

“TAŞERONLAŞMA EMEK PİYASASINI PARÇALIYOR”

Taşeronlaşmanın hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdığını, daha çok işsizlik ve yoksulluk olarak yansıdığını belirten Karaca, şunları kaydetti:

“İşin belli bir bölümünün asıl işveren tarafından bir başkasına belirli bir sürede tamamlanması için ihale edilmesi şeklinde gerçekleştirilen çalışma biçimi olarak tanımlanabilecek olan taşeronluk, uzun yıllardı Türkiye’de uygulanmaktadır. Emek piyasasını parçalayarak, işçilerin sendika ve toplu pazarlık alanındaki hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıran taşeronlaşma ile birlikte işçilere daha çok işsizlik ve yoksulluk olarak yansımaktadır.

“KADROYA GEÇİŞLERDE TORPİL VE AYRIMCILIK İDDİALARI”

Taşeronlaşmanın ilk yaygınlaşmaya başlaması 2003 yılında yürürlüğe giren 3857 sayılı İş Kanunu ile birlikte olmuş ve ilerleyen süreçte hem kamuda hem özel sektörde yaygınlaşma göstermiştir. Kamu sektöründe ilk taşeron uygulaması belediyelerin temizlik işlerinde olmuştur. Yürütülen politikalar neticesinde taşeron şirketlerde çalışan işçilerin uğradığı hak kayıpları ve mağduriyetler zamanla kamu kurumlarında çalışan taşeron işçilerin kadroya alınmasını gündeme getirmiştir. Kadroya geçiş sürecinin alelacele bir şekilde kanun hükmünde kararname yöntemi ile yapılması, konuyu daha sorunlu ve daha tutarsız bir hale getirmiştir. Anayasal güvenceden yoksun bir yöntemle yapılmaya çalışılan bu sistemde taşerondan kadroya geçiş sırasında uygulanan sınavlar ve güvenlik soruşturmaları torpil iddiaları ile birlikte ayrımcılık uygulandığı görüşünü öne çıkarmıştır.

“KAMUDA ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLER MAĞDURİYET YAŞIYOR”

Sermaye açısından emek maliyetlerini aşağıya çekerek kar oranlarını ve dolayısıyla sömürüyü artırma, devlet açısından ise mali disiplin adı altında emeği disiplin altına alma amacı taşıyan bu uygulamalar, çalışma koşullarının bozulmasına da neden olmaktadır. Taşeron işçilerin mağduriyet yaşadığı konular arasında; çalışma süreleri, yıllık ücretli izin, kıdem tazminatı hakkının uygulanmaması, iş cinayetlerine yol açan çalışma koşulları gibi konular sayılabilmektedir. Taşeron şirketlerde çalışan kamu işçileri, Aralık 2017’de yayımlanan 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’da değişiklikler yapılarak taşeron şirketlerde çalışan kamu işçileri, 2018 yılında merkezi idarede sürekli işçi kadrosuna, yerel yönetimlerde ise belediye şirketlerine geçirilmiştir.

“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK VE ÇALIŞMA BARIŞININ BOZULMASI”

KHK kapsamına alınmayan bazı özel bütçeli kuruluş ve KİT’lerde çalışan işçiler açısından ise Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesi ve çalışma barışının bozulmasına yol açmaktadır. Ağır çalışma şartları, düşük ücret, sosyal güvencesizlik, hak kayıpları, sendikasızlaştırma taşeron için olağan uygulamalar dönüşmüştür. Taşeron işçi statüsünde çalışan işçilerin özlük haklarının iyileştirilmesi, taşeron işçi çalıştıran yerlerin çalışma koşulları açısından denetlenmesi, sendikasızlaştırma gibi Anayasa’ya aykırı uygulamaların önüne geçilmesi amacı ile çalışmaların yapılması gerekmektedir.”