Karaca: Milletin bütçesi değil, kumpas bütçesi – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
17 °C / 29 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. POLİTİKA
  4. /
  5. CHP
  6. /
  7. Karaca: Milletin bütçesi değil, kumpas bütçesi

Karaca: Milletin bütçesi değil, kumpas bütçesi

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 15 Aralık 2021 Çarşamba - 17:02Güncelleme: 15 Aralık 2021 Çarşamba - 17:07
Karaca: Milletin bütçesi değil, kumpas bütçesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 2022 bütçesinde çiftçinin, öğrencinin, memurun, işçinin, esnafın olmadığını söyleyerek, “Bu bütçe milletin bütçesi değil, kumpas bütçesidir” değerlendirmesini yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, geçim sıkıntısı çekenleri rahatlatacak bir bütçe hazırlanmadığını ifade ederek, “Bu bütçe milletin bütçesi mi?” diye sordu. Ardından “Tabiki milletin bütçesi değil, tek kişilik hükûmetin, Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde kamu kaynaklarını iktidar eliyle yandaşlara aktaran bir kumpas bütçesidir” değerlendirmesinde bulundu. Karaca’nın bütçe konuşmasından satırbaşları şöyle:

“ÇİFTÇİ HASAN AMCA, MEHMET DAYI BU BÜTÇEDE YOK”

-Denizli’nin Bozkurt ilçesinden çiftçi Hasan Yurdakul aradı. "Sayın Vekilim, üre gübresini geçen yıl 95 liraya aldım, bugün 780 lira ve gübre atmadım, atamayacağım" diyor. "Bu bütçede çiftçinin bu sorununu çözecek bir kalem var mı?" diye sordu. Baktım, hayır. Hasan amcamız gibi çiftçilerin bu sorununu çözecek hiçbir kaynak bütçede yok.

Kale ilçesinden Mehmet Bey aradı, çiftçiymiş kendisi. Tarım Kredi Kooperatifine ve Ziraat Bankasına olan borçlarından dolayı traktörünü satmış. Yetmemiş tarlasını satmaya çalışıyormuş. Geçen hafta bankaya gittiğinde bakiye borcunun 5 bin 600 lira olduğunu söylemişler. Bugün bankaya 5.600 lirayı ödemek için gittiğinde 9 bin 800 lira demişler. Soruyor: Sayın Vekilim, çiftçilerin bu faiz borçlarının silinmesi için bütçede bir kaynak var mı? Hayır, yok.

“BÜTÇEDE YAŞAM HAKKI YOK”

-Kasım ayında SMA hastası Eskişehirli Muzaffer bebeğin annesi, çocuğunun tedavisi için gerekli masrafları karşılayamayacağı kaygısıyla intihar etti.

-Diyarbakır'daki Esma'nın ailesi "öksürtme cihazı alamıyoruz" diyor. Çünkü geçen yıl 30 bin liraydı, bu yıl dolardaki artışla 60 bin lira. Diyor ki: Bu bütçede, bu, öksürtme cihazı var mı? Maalesef yok.

-Kistikfibrozis hastası olanlar için yurt dışından bir ilaç gelmesi gerekiyor ama mahkeme kararıyla. Geçtiğimiz hafta bir yönetmelik çıkardılar, mahkeme kararıyla da gelmiyor. İşte o "KİFDER" denen derneğin başkanı aradı, o hastalar için de bu bütçede kaynak yok. Bu bütçede Muzaffer bebeğin ilacı yok, öksürtme cihazı yok, kistikfibrozis hastalarının tedavileri için ilaçları yok, bu bütçede yaşam hakkı yok.

“DÖVİZ BAZLI ÖDEMELERLE MÜTEAHHİTLERİ ZENGİN EDEN BÜTÇE”

-"Kadına karşı şiddete sıfır tolerans" diye nutuklar atıyorsunuz. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için kadının güçlenmesi lazım. Bu bütçede kadının güçlenmesi için kadın başına personel giderini çıkardığınızda sadece 6,5 lira kalıyor.

-Bir başka mesele, bu bütçede, şehit yakınları için, gaziler için ayrılan payı şehit yakınları ve gazi sayısına böldüğünüz zaman 92 lira 47 kuruş düşüyor. Yandaş müteahhitler yap-işlet-devret modelindeki döviz bazlı ödemelerle zenginleşirken şehit yakınlarına ve gazilere sadece 92 lira 47 kuruşu reva görüyorsunuz. O zaman bu kürsüye gelip milliyetçilik nutukları atmayacaksınız.

-Kürsüye çıkan Adalet ve Kalkınma Partili hatipler, milletin bütçesinden bahsetti. Bu anlattıklarımla soruyorum: Bu bütçe milletin bütçesi mi? Tabiki milletin bütçesi değil. Tek kişilik hükûmetin, cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde kamu kaynaklarını iktidar eliyle yandaşlara aktaran bir kumpas bütçesidir bu bütçe.

-Bu bütçede öğrencilerin yurdu yok. Öğrenciler, "barınmak istiyoruz." diye sokaklara çıktığında onlara barınmayı nereyi reva gördünüz biliyor musunuz? Karakolları ve karakollardaki gözetleme hücrelerini layık gördünüz. Onlar yurtta barınmak istiyordu, karakollarda değil arkadaşlar.

-Ardından, vatandaşlar "açız" diye çığlık attılar. Onların sesini susturmak için onlara uzanan mikrofonları, onlara mikrofon uzatan bağımsız gazetecileri şafak vakti derdest ettiniz. Ev hapsine çevirip vatandaşın sesinin, çığlığının duyulmasını engellemeye kalktınız.

-Geçtiğimiz yıl, bu kürsüden "İnsan haklarına dayalı bütçe hazırlayın" demiştik, yapmadınız. Yapsaydınız ne olurdu? Bugün asgari ücretin üzerindeki vergi kalkmış olurdu. En azından sokakta "çocuğumu okula aç göndermek zorundayım" diyen annenin çocuğu belki yatağa aç girmezdi, okula aç gitmezdi.

“BELLİ, ÇÖZÜM BELLİ”

-Sayın Genel Başkanımız defalarca uyardı, önerdi, dinlemediniz; 128 milyar dolarlık rezervi iç ettiniz. Ne yaparsanız yapın vatandaş beceriksizliğinizin, kaynakları vatandaşa değil yandaşa peşkeş çekişinizin bilincinde. Vatandaşımızın yüzde 71'i "yoksullaştım" diyor. Yüzde 74'ü "Türkiye kötüye gidiyor" diyor. Vatandaşımızın yüzde 68'i bu durumun sebebi olarak ne diyorlar biliyor musunuz? “Türkiye'nin Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yoldan ve yönden çıktığı için bunlar oldu” diyor.

-Sorun belli... Sorun tek kişilik saray hükûmeti ve onun liyakatsiz kadroları. Çözüm belli... Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda ve yönde giden liyakatli, kadınlara ve gençlere umut bahşeden, yoksulluğu yöneten değil, yoksulluğu bitirecek halkın iktidarıdır.