Kadına yönelik şiddet konusunda bilgilendirmede bulunan Ulusoy, “Bir bebek dünyaya geldiğinde beyin işleyişi kız çocuğunda, erkek çocuğunda aynı. Birinde daha çok, diğerinde daha farklı bir bölüm yok. Biz bunlara ilerleyen süreçte kadın ve erkek olmayı öğretiyoruz. Biyolojik cinsiyet bir tarafta kalırken, toplumsal cinsiyet ise içinde yaşanılan topluma göre şekilleniyor” dedi.
“KADINA DAVRANIŞ ERKEĞE YAPILABİLİR Mİ?”
Şiddet ile ilgili örneklemeler yapan Ulusoy, “Kadına yönelik şiddet ne demek? Kadına sadece kadın olduğu için uygulanan şiddet var. Trafikte birine korna çalıyorsanız ve bu kadınsa aynı şeyi erkek için yapabilir miydiniz? Oturduğunuz binada alt ya da üst komşunuzdan gelen gürültü için kadın olduğunda derdimizi nasıl anlatıyoruz, erkek olduğunda nasıl nasıl anlatıyoruz?” diye sordu.
Ulusoy, bir iş görüşmesinde ya da önemli bir pozisyonda görev söz konusu olduğunda kadından beklentileri ileri bir düzeyde tutup erkek olanı tercih etmenin de kadına yönelik şiddet kapsamına girdiğini ifade etti.
“ŞDİDDETİN BİR BAHANESİ BULURUYOR”
ŞiddetİN toplum meselesi olduğunu vurgulayan Ulusoy, “Tuzsuz yemek için kadın şiddet görür. Bir sonrakinde yemeğin tuzunu tam yapsa bile bir başka neden şiddetin bahanesi olur. Şiddet gören kadın sahip çıkılmadığında tekrar şiddeti yaşadığı eve dönüyor” diye konuştu.
Ulusoy, kadınları kendi kendine yeter hale getirmek için iş desteği, barınma desteği, çocuk bakımı desteği gibi çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.