AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı. Tin, yazılı açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olan 12 Eylül askeri darbesinin üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen yaşanan acıların, dramların, haksızlıkların hala taze olduğunu ve ne yapılırsa yapılsın telafisinin mümkün olamayacağını ifade etti.
“DEVLET OTORİTESİ MİLLET ELİYLE TESİS EDİLİR”
Meclisin lağvedilerek, siyasileri sürgüne gönderilerek, siyasi partiler yasaklı hale getirilerek, millet iradesine darbe vurularak devlet otoritesinin sağlanamayacağını vurgulayan Tin, şöyle devam etti:
“Kendilerine göre gerekçeler uydurdular. Farklı görüşlerden yüzlerce kişinin suikaste uğramasını sağladılar. İdeolojik gerilimlerin şiddete dönüşmesine kol kanat gerdiler. Ülkemizde gerginliğin tırmanması için 1960 ve 1971 tarihlerinde yönetime el koyan vesayet odakları her yola başvurdular. Kısacası milletimizi yok saydılar, aşağıladılar. Onların tek derdi milletimizin uyanmaması, ülkemizin ilerlememesiydi. Bilinmelidir ki, millet yok sayılarak devlet otoritesi tesis edilemez. Kaldı ki; devlet otoritesi millet eliyle tesis edilecek önemli bir olgudur. Milletin yok sayıldığı otorite bu millete ve devlete ihanetin apaçık bir göstergesidir. İşte 12 Eylül 1980 tarihinde Kenan Evren öncülüğünde cunta, milletimizi yok sayarak büyük bir ihanetin kapısını aralayıp devlet otoritesi diyerek, millet ile birlikte devlete karşı da büyük bir ihanet gerçekleştirmiştir” dedi.
“MİLLETİMİZ DEVLETİNİ KENDİSİ KORUR”
“Millet iradesi yok sayılarak devlet korunamaz. Askeri vesayetle yönetime el konularak millet selamete çıkarılamaz. Millet ve devlet bütünün ayrılmaz bir parçasıdır, bunu kimse bozamaz” diyen Tin, sözlerine şunları ilave etti:
“15 Temmuz milletimiz için bir milat oldu. Milletimiz canı pahasına liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sadece bir çağrısıyla devletine ve kendisine uzanan eli kırmak için sokaklara, meydanlara koştu. Tankların önüne geçip her şeyi göze alarak kendi özgürlüğünü, geleceğini ve umutlarını korudu. Ülküsüne her daim sadık olan milletimiz, o gece milli bekasına ve bayrağına da sahip çıkarak Çanakkale’de atalarımızın yıllar önce yaptığı gibi bir diriliş destanı yazdı. 15 Temmuz gecesi bu aziz millet devletini nasıl koruduğunu tüm dünyaya ilan etti. Tüm karanlık adımları karanlık zihinleriyle birlikte bir daha gün yüzüne çıkmamak üzere tarihe gömdü. Allah bizlere bir daha böylesi acılar yaşatmasın. Hainlerin karanlık emellerine maruz bırakmasın. Ebediyen yurdumuzun, milletimizin kendi öz değerleriyle büyümesi, gelişmesi ve güçlü Türkiye idealine kavuşması için bizler her daim var gücümüzle çalışmaya ve hizmet etmeye devam edeceğiz.”
