Ekim ayı başından beri Denizli dışından misafirler ağırlıyoruz. Onların tarihi bölgelere olan ilgileri nedeniyle bu süre boyunca hem Laodikya (Laodikeia) hem de Tripolis antik kentini yeniden ziyaret etme şansım oldu. Özellikle laodikya ziyaretimiz bu kez bir konser eşliğinde olduğu ve aynı zamanda güzel bir amaca hizmet ettiği için çok etkileyiciydi.
Bu iki gezi bana yıllar önce Akdeniz de bulunan Malta Adası’ndaki tarihi bir eseri anımsattı. Adaya gittiğimizde bir turizm bürosundan gezilecek yerleri gösteren bir harita almış, bulunduğumuz süre boyunca da zaten küçük bir ada olan Malta’nın harita üzerinde görülmeye değer olarak gösterdiği her yeri gezmeye karar vermiştik. Turumuza haritada görülen en büyük tarihi eserlerden birinden başlamak istedik ve yola çıktık.
O zamanlar navigasyon yok tabi ki, eserin olduğu yeri bir türlü bulamıyor, gördüğümüz herkese soruyor ama sora sora ulaştığımız bir kavşağın etrafında dolapçı beygiri gibi dönüp duruyoruz. Sonunda etrafında defalarca çember çizdiğimiz kavşağın tam ortasında bir cam kapak olduğunun farkına vardık. İnip baktığımızda, aradığımız, haritada görülen o kocaman eserin cam kapak altında olduğunu gördük. Sonra da birbirimize bizim tarihi eser deyince gözümüzde canlanan Efes, Bergama, Afrodisias, Hierapolis ve daha niceleri gibi dev eserler, böylesine ufak bir anıt beklemediğimiz için fark edemedik deyip eğlendiğimizi hatırlıyorum.
Muhteşem Laodikya’yı ve her geçen gün kazı yapıldıkça büyüyen Tripolisi görünce bu anımı bir kez daha hatırlayıp kendi kendime gülümsedim.
Bunu size Malta ya da başka ülkelere giden, ülkemize gelen turist sayısını kıyaslamak için anlatmadım. Açıkçası turist sayısını arttırmak için neler yapılmalı gibi konularda öğüt vermek gibi de bir niyetim yok.
Ama sizlerden nacizane bir dileğim var. Yaz bitti, okullar açıldı. Bir hafta sonunuzdan sadece biraz zaman ayırın. Alın ailenizi, çocuklarınızı, hatta arkadaşlarınızı da davet edin. Laodikya ya Tripolise ya da başka bir antik kente gidin. Yaşadığımız toprakların tarihi zenginliklerini keşfedin. O kentlerdeki yaşanmışlıklarla ilgili bilgi edinin. Sonra da resim çekin, paylaşın. Önce sahip olduklarımıza biz değer verelim, sonra başkalarından bekleyelim.
