Sonbaharın hüzünlü ayı kasımdayız.
Yine 10 Kasım geliyor. Ben her yıl aynı şekilde yapılan anma törenlerini pek sevmiyorum. Hatta bazı törenlerde her şey o kadar birbirine benziyor ki, bir ara, bu hangi yılın etkinliğiydi diye düşünürken buluyorum kendimi.
Açıkçası ben, bugünün bir öz eleştiri günü olması gerektiğine inanıyorum ve değerli şairimiz Halim Yağcıoğlu’nun şiirini okuyup, yazdığı paragraflara cevap vermeye çalışıyorum.
Siz beni halâ anlayamadınız.
Ve anlamayacaksınız çağlarca da...
Hep tutturmuş 'Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u' diyorsunuz.
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil.
Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?
Mustafa Kemâl'i anlamak yerinde saymak değil.
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Bana, muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan..
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?
Mustafa Kemâl'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Halâ o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar, keşife çıkıyor, uzak dünyaların..
Mustafa Kemâl'i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil..
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız;
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı.. Kitaplar..
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar...
Mustafa Kemâl'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü..
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemâl'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil.
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla.
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemâl'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemâl'in ülküsü, sadece söz değil...
Bence, Atamız mektubunda çok doğru yazmış, O bizim övgümüzü istemiyor, gelecek ile ilgili yazdığı kaygıları anlamamızı, bize bıraktığı mirasa sahip çıkmamızı istiyor, çok haklı değil mi?
Biz hep onun başarılarından gurur duyuyoruz, ne kadar büyük bir lider olduğunu dünyanın kabul ettiğinden, şimdi beğendiğimiz ülkelerin liderlerinin onun başarısı karşısında diz çöktüğünden, ona nasıl saygı duyduklarından bahsediyoruz.
Peki istediklerinin ne kadarını yerine getirebildik sizce?
Ben kendimce birçoğuna verecek cevap bulamıyorum, belki sizler bulabilirsiniz. Ama bence bu 10 Kasım’da hepimiz aynı şeyi yapalım. Mektubu bir kez daha okuyup, O’nu anlamaya çalışalım. Bizden istediklerinin ucundan kendimizce, elimizden geldiği kadar tutmaya çalışalım.