AH BU SOSYAL MEDYA – D20Haber
03.05.2024, Cuma
14 °C / 26 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Meryem SALMAN
  6. /
  7. AH BU SOSYAL MEDYA

AH BU SOSYAL MEDYA

A- A+

Yaz geldi, yağmur yağsa bile hava sıcak. Sosyal medyada yazın müjdecisi resimler görülmeye başladı. Bir yandan mezuniyet resimleri, diğer yandan yakınlarının hastalıklarını duyurmak için konulan resimler birbirine geçmiş durumda. Bir taraftan da bizleri korumak için canlarını vermiş şehitlerimizin haberleri…

Özetle sanki bir duygular savaşı almış başını gidiyor.

Ben, bu sosyal medyanın faydalı mı yoksa zararlı mı olduğuna bir türlü karar veremedim.

Belki “beğenmiyorsan kullanmazsın, olur biter” diyenler olabilir ama onu yapmak istemiyorum.

Çünkü haberleşmenin şimdiki kadar gelişmediği dönemleri iyi biliyorum.

Telefonun her evde olmadığı dönemlerde bir dost tan, uzaklardaki bir yakından haber almak, mutluluklarına ortak olmak, acılarını paylaşmak, bu kadar kolay değildi.

Şimdi ise sık görüşmesen bile aklına geldiğinde girip bakıp bir yerlerde hala sağ salim yaşadığını görebiliyorsun ve mutlu oluyorsun.

Bu iyi tarafı…

Bazen de daha da fazlasını görüyorsun, dün akşam yemeğinde ne yediğini, tatil yapıp yapmadığını, nerede yaptığını görmek mümkün.

Artık her anımızı birlikte yaşıyor gibiyiz.

Bu da bana göre olumsuz tarafı.

Biz çocukken annem dışarıda bir şey yememize izin vermez, ayıp olduğunu söyler, biri görür de canı çeker derdi. Aynısından gören herkese dağıtamayacaksan kural; onu evde yemekti. Şimdi ise bazılarımızın rüyasında göremeyeceği yiyeceklerin fotoğraflarını sosyal medyada tabağın tam ortasından çekilmiş bir şekilde görmek mümkün.

Öte yandan hastanede yatan bir yakınımız için acil kan ihtiyacı olduğunda, bunu belirten paylaşımlar yapmak tabi ki çok faydalı. Aranan kan grubunun daha hızlı bir şekilde bulunmasına vesile oluyor.

Ancak hasta birinin yanındayken selfi çekip paylaşmanın o hastaya nasıl bir yararı oluyor, onu anlamak bana biraz zor geliyor.

Geçenlerde bir yazıda okudum; ünlü bir televizyon programında yer alan bir kişi hayatını kaybetmiş, camide düzenlenen cenaze töreninde tabutla fotoğraf çektirmek isteyenler izdiham yaratmışlar.

Hatta tabutun önüne kamera takılmak istenmiş, parada anlaşılamayınca vazgeçilmiş.

Oysa ki bizim çocukluğumuzda, sokağımızda/mahallemizde bir kaybımız olduğunda evlerde günlerce televizyon izlenmez, gürültü yapılmaz, ailenin acısına saygı gösterilirdi.

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, amacım kimseyi eleştirmek değil, ama bir dileğim var. Çünkü bu mecra her geçen gün büyüyor. 2016 rakamlarına göre ülkemizde 79.14 milyonluk nüfusun 42 milyonu aktif olarak sosyal medyada, kullanıcıların yüzde 32 ise Facebookda. (*)

Bence bizim bir sosyal medya kullanım kılavuzuna, etik kurallarına ihtiyacımız var.

Ama bunun için çokta uzağa gitmeye gerek yok, bazı kurallar hiç değişmiyor.

Sadece bir paylaşım yaparken biraz durup düşünelim, öğütleri hatırlayalım, empati yapalım, ondan sonra yapalım paylaşımlarımızı.

(*) http://www.dijitalajanslar.com/internet-ve-sosyal-medya-kullanici-istatistikleri-2016

Yazarın Diğer Yazıları
Kadın olmak
21 Aralık 2021 Salı
Değişim
16 Eylül 2021 Perşembe
Kimseyi Geride Bırakma!
14 Mayıs 2020 Perşembe
Karantina
8 Nisan 2020 Çarşamba
Corona günleri
25 Mart 2020 Çarşamba
Göç etmek
29 Ocak 2019 Salı
YIL 2019
31 Aralık 2018 Pazartesi
MARDİN
17 Ekim 2018 Çarşamba
GÜL, LAVANTA VE ÜZÜM
18 Eylül 2018 Salı
SONBAHAR
3 Eylül 2018 Pazartesi