Ülkemizde uzun zamandır giderek artan bir sisin içinde yaşıyoruz.
Görüntüler bulanık. Konuşmalar anlamsız. Fikirler silik.
Herkes kendi köşesine çekilmiş hayatını sürdürmeye çalışıyor. Düşünen insanlar karanlığın içine çekiliyor, ağır bedeller ödüyorlar.
İnsanları bir araya getirmek yok, eleştirmek yok, sevgi yok, dostluk yok. Sadece düşmanlar, sadece çıkarlar.
Her şeyi bildiğini, gördüğünü, duyduğunu sanan, ancak o “ol” derse olan bir düzenin yarattığı bu.
Bu sisi dağıtmak için ilk kez bir umut doğdu.
Aralarına duvar örülmeye çalışılan farklı düşüncedeki insanlar bir araya gelerek bir umut ışığı yaktılar. Toplumda büyük bir dalgalanma oldu. Bu umut ışığını öldürecek bir şey yapanın vay haline!
Bırakalım, nefret dili başkalarının söylemi olsun. Sadece ölmekten, öldürmekten, düşmanlardan bahsetsinler.
Biz geleceği konuşalım.
Yıkılan şehirlerimizi nasıl ayağa kaldırırız?
Yoksulluğu nasıl bitiririz?
Her çocuk için fırsat eşitliğini nasıl sağlarız?
Eğitim kalitemizi nasıl arttırırız?
Bilimin ışığını her alana nasıl götürürüz?
Adaleti nasıl hakim kılarız?
Ön yargıları, yaşanmışlıkları, dedikoduları aşıp, herkesin ışığın altında birleşmesini sağlamalıyız. Bir kez özgür olalım, ondan sonra korkmadan fikirleri tartışırız.
Bu ışığa inanıyorum.