Aşı zorunlu olmalı – D20Haber
12.05.2025, Pazartesi
15 °C / 27 °C Denizli Hava Durumu

Aşı zorunlu olmalı

A- A+

Her gün 200 kişiyi salgın hastalık nedeniyle kaybettiğimiz bugünlerde okulların eylül ayında eğitime başlayacak olması önümüzdeki en önemli zorluklardan biri olacak gibi görünüyor. Geçen sene uygulanan eğitim yöntemi, kendi sorumluluğunu alabilen ve araştırıp öğrenme yeteneğini kazanmış öğrenciler dışında, çok olumsuz sonuçlar verdi. Ne yazık ki bizim eğitim sistemimiz öğrencilere bu yetenekleri kazandırmak için yapılandırılmamış. Ezbere soru işaretleyen başarılı sayılıyor, biraz kafası dağınık çok yönlü öğrenciler daha 10 yaşında başarısız damgası yiyip kenara atılıyorlar.

Bu eğitim sistemi yüz yüze gelmeden olmuyor. Eğitimin yapısal dönüşümü için ne niyet ne de zaman var.

Peki salgın döneminde yüz yüze eğitim nasıl olacak? Sağlık Bakanlığı’nın açıklaması şöyle:
“Okullarda 6 Eylül'de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarından düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz.”

Aşı olmak hastalık etkeninin toplumdan tamamen temizlenmesi için en önemli silah. Bu silahı hep birlikte ve aynı zamanında kullanırsak işe yarıyor. Yarımız aşı oldu, diğerleri uzatıyor olursa, virüs bir süre aşı olmayanlarda hastalık yaptıktan sonra aşının etkisi geçince diğer yarıya bulaşmaya başlıyor.
Aşının etkinliği, yan etkileri, alınacak risklerin hesaplanması konularını burada yazacak değilim. Bu konunun uzmanlarının alacağı sorumluluktur ve karar bilim insanları tarafından verilir. Bilimsel yöntemleri ve yorumlamayı bilmeyen veya konu hakkında temel bilgi eksikliği olan kişilerin konuyu tartışmalarına sıcak bakmıyorum. Bu konular sosyal veya görsel medyanın ağzına sakız edeceği magazin alanı değildir. Hele her şöhret meraklısının ortaya attığı neye dayandığı belirsiz dedikoduların peşine düşüp tartışmak saçmalıktır.

Benim görüşüme göre, salgın hastalık sırasında aşı kararı bireysel özgürlük alanı değil, toplumsal sorumluluk alanıdır. Çünkü aşı sadece kendini korumak için değil, beraber yaşadığın aileni, iş arkadaşlarını, komşularını, otobüste yanında oturan tanımadığın kişiyi korumak için olunur. Bu topluma olan insani ve ahlaki yükümlülüğümüzdür. Tıpkı vergi ödemek, yerlere çöp atmamak gibi. Kimse ben özgürüm vergimi ödemiyorum diyemez (en azından böyle olması gerekiyor). Bütün yaşananlara rağmen “ben özgürüm, istediğimi yaparım” diyenler, birlikte yaşamanın en önemli kuralını, “başkalarına zarar vermeme kuralını” ihlal etmiş sayılırlar. Bu yüzden bireysel özgürlüğünü kullanmak isteyenler okullar, sosyal alanlar, toplu taşıma araçları gibi toplumsal alanları kullanmaktan da feragat etmişler demektir.

Devlet öncelikle bütün hizmet sektörü çalışanlarının ve bu alanlardan yararlanan herkesin aşı olmasını ve korunma önlemlerine uymasını zorunlu tutmalı ve çok sıkı kontrol etmelidir. Buna uymayanlar kesinlikle toplumla temas edilen alanlardan men edilmelidirler. Salgından kurtulmak isteyen herkes bu uygulamaların takipçisi olmalı, uymayanları uyarmalı ve şikâyet etmelidir.

Başka türlü bir kurtuluş yolu görünmüyor. Sorumluluğu sadece yöneticilere bırakmak, olanı kabullenmek, uyum sağlamak, kendi işini yürütmek, boş vermek binlerce insanın canına mal olacaktır. Onlardan birinin çok sevdiğiniz bir yakınınız olma olasılığı da yüksektir.

Sağlık Bakanlığı’nın planına gelince ülkemizde orta öğretimde yaklaşık 5 milyon öğrenci, 350 bin öğretmen, yükseköğretim de yaklaşık 7 milyon öğrenci, 300 bin üniversite çalışanı mevcut görünüyor. Bunların sadece %10’u aşı yaptırmamış olsun, ortaöğretim öğrencilerini dışarda bıraksak bile, 760 bin kişiden haftada 2 kez test istenecek demektir. Şu an hastalar için günde zar zor 250 bin test yapıyoruz. Haftada 2 kere 760 bin testi kim yapacak, laboratuvarda kim okuyacak, maliyetini kim karşılayacak?

Bu hesabı sokakta birine anlatsam; “Hoca ya sayı saymayı bilmiyorsun yada hiç…” der.

Aşıyı zorunlu tutmak yerine böyle uygulanması imkânsız önerilerin peşine düşmek sadece sorunların katlanmasına yol açar.

Yazarın Diğer Yazıları
Kış bitti!
3 Nisan 2024 Çarşamba
Hangi Değerlerin Eğitimi?
11 Ocak 2024 Perşembe
Bu yurdun sana ihtiyacı var
22 Mayıs 2023 Pazartesi
Korkacak mıyız?
8 Mayıs 2023 Pazartesi
Demokrasinin bir bedeli var
5 Mayıs 2023 Cuma
Umudumuz var
11 Mart 2023 Cumartesi
Ve perde kalktı!
12 Şubat 2023 Pazar