İMO: Mimar ve mühendis imzalarının kaldırılması sahteciliğe davetiyedir – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
17 °C / 29 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. EKONOMİ
  4. /
  5. ODALAR
  6. /
  7. İMO: Mimar ve mühendis imzalarının kaldırılması...

İMO: Mimar ve mühendis imzalarının kaldırılması sahteciliğe davetiyedir

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 12 Haziran 2018 Salı - 14:16Güncelleme: 12 Haziran 2018 Salı - 14:16
İMO: Mimar ve mühendis imzalarının kaldırılması sahteciliğe davetiyedir

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Denizli Şube Başkanı Prof. Dr. Şevket Murat Şenel, ruhsatlarda mimar ve mühendislerin imzalarının kaldırılmasını sahteciliğe davetiye anlamına geldiğini belirtti.

İMO Şube Başkanı Prof. Dr. Şevket Murat Şenel, düzenlediği basın toplantısında, son dönemde gerek imar barışı ile ilgili düzenlemeler, gerekse de yapı ruhsatlarından mimar ve mühendislerin imzalarının kaldırılması ile ilgili gelişmeler nedeniyle açıklama yapmalarının zorunlu hale geldiğini söyledi.

“SAHTE MÜHENDİSLERLE MÜCADELE ZORLAŞTI”

Bürokrasiyi azaltmak bahanesi ile yapı ruhsatlarından mühendis ve mimarların imzalarının kaldırmasını sonuçları üzerinde çok da fazla düşünülmeden ve acele ile alınmış bir karar olarak gördüklerini anlatan Şenel, “Alınan bu kararın bürokrasiyi azaltmadığını, hatta belediyelerimiz nezdinde ciddi sıkıntılara sebep olduğunu üzülerek takip etmekteyiz. Belediyelerde çalışan ve kendini sorumlu hisseden pek çok idarecimiz, önlerine gelen mühendis isimlerinin gerçekten bu projeyi yapıp yapmadığı, kesecekleri ruhsatların doğru olup olmadığı konusunda tereddüt yaşamaktadır. Bürokrasiyi azaltma bahanesi ile getirilen bu düzenleme, şimdiden yeni bürokrasilerin doğmasına sebep olmuş durumdadır. Bazı belediyeler sahte mimar ve mühendislere karşı kendilerini güvenceye alabilmek için şimdiden proje müelliflerinden taahhütname veya benzeri belgeler talep etmeye başlamışlardır. Bugün Denizli’de mühendislik hizmeti veren bir meslektaşımın adına Türkiye’nin herhangi bir belediyesinde bir ruhsat düzenlense, meslektaşımın bu ruhsattan haberdar olma şansı bulunmamaktadır. Hal böyle iken bir de ruhsatlardan mimar ve mühendislerin imzalarını kaldırmanın, sahte mühendislere ve mühendislikte sahteciliğe davetiye çıkarmak olacağı açıktır” dedi.

“MESAJLA SORUN ÇÖZÜLEBİLİR”

İletişimin hızla tabana yayıldığı çağımızda, mimar ve mühendisleri adlarına kesilen ruhsatlar konusunda bilgilendirmenin son derece kolay olduğunu kaydeden Şenel, “Ruhsat kesildiği anda meslektaşlarımızın cep telefonlarına gelecek bir kısa mesaj ile bu konuyu çözmek mümkündür. Fakat ne yazık ki bu çağda ülkemizin hala sahte mühendisliği tespit etmek ve proje müelliflerini bilgilendirmek konusunda bir yöntemi bulunmamaktadır. Üstelik bakanlık kesilen ruhsatlar konusunda meslek odalarını bilgilendirmeyi de artık bırakmış durumdadır. Sahte mühendisler konusunda odamızın ve meslektaşlarımızın mücadelesine destek olacak argümanların neredeyse sıfırlandığı bu ortamda, bir de imzalarımızın ruhsatlardan kaldırılması bu yaraya tuz basmaktan başka bir işe yaramamaktadır. İçinde bulunulan durumun ciddiyetinin tam olarak anlaşılamadığını, bakanlığımızın bizler ile empati yapmaktan oldukça uzak olduğunu görmekten dolayı üzüntülüyüz. Bu yanlış karardan dönülebilmesi için bütün meslektaşlarımızı Bakanlığın iletişim merkezi olan Alo 181’i aramaya ve endişe ve tepkilerini dile getirmeye davet ediyoruz” deyi konuştu.

Mühendislerin dışlandığı bir diğer konunun ise imar affı olduğunu vurgulayan Şenel, farklı dönemlerde ilan edilmiş ve uygulanmış pek çok imar affı bulunduğunu, ancak hiçbirinde mühendislik hizmetlerinin bu derece göz ardı edilmediğini, 1984 yılında ilan edilen imar affında devletin mühendislik bürolarına yetki vererek neyi affettiğini kayıt altına almaya çalıştığını, son imar affının ise sadece vatandaşın beyanına dayandırıldığını af kapsamına alınan binaların depreme dayanıklı olup olmadığına, sağlam veya çürük olup olmadığına bakılmadığını ifade etti.

“DEPREME DAYANIKLI OLMAYAN BİNALARI AF KAPSAMINA ALMAK YANLIŞ “

“Ne yazık ki ilan edilen bu imar affının ne mesleki, ne de hukuki açıdan savunulabilir bir tarafı bulunmamaktadır. Bir deprem ülkesi olan ve depremler sebebiyle çok ciddi bedeller ödeyen ülkemizde, affedilecek binaların en azından depreme dayanıklı olma koşulunu sağlaması gerekirdi” diyen İMO Şube Başkanı Prof. Dr. Şevket murat Şenel, sözlerine şunları ilave etti:

“İmar kirliliğine sebep olarak rant peşinde koşanların, kaçak katlar çıkarak haksız menfaat sağlayanların ve hazine arazilerini gasp edenlerin bu affın kapsamı içinde olmaması gerekirdi. Bu iki başlık kapsamına giren binaların af kapsamına alınması hem bir mühendis olarak, hem de bir vatandaş olarak bizleri rahatsız etmektedir. Depreme dayanıklı olmayan binlerce binanın affedilerek görmezden gelinmesi, fakat bu binalardan alınacak paranın kentsel dönüşüme aktarılacak olması kendi içinde tutarlı değildir. Yasaya binaların deprem güvenliği vatandaşın sorumluluğundadır yazarak devletin kendi sorumluluğunu ortadan kaldırması mümkün değildir. Üstelik de deprem açısından riskli olan pek çok binayı affettikten sonra.
Adına ister af deyin, ister barış deyin, kurallara uyanların cezalandırıldığı, uymayanların ödüllendirildiği bu tür uygulamaların kaçak yapı yapmayı ödüllendirdiğini ve teşvik ettiğini görmemiz gerekiyor. ‘Madem yıkamıyoruz hiç olmazsa parasını alıp sisteme dâhil edelim bari’ yaklaşımını ne şehircilikle ne de mühendislik ile açıklayabilmek mümkün değildir. Bize göre bu yaklaşımın adına barış demek doğru da değildir.”