Prof. Dr. Kumsar’ın çalışması 2 bin kişiyi tehlikeden korudu – D20Haber
26.04.2024, Cuma
14 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. DENİZLİ
  4. /
  5. İLÇELER
  6. /
  7. BABADAĞ
  8. /
  9. Prof. Dr. Kumsar’ın çalışması 2 bin...

Prof. Dr. Kumsar’ın çalışması 2 bin kişiyi tehlikeden korudu

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 1 Haziran 2018 Cuma - 19:15Güncelleme: 1 Haziran 2018 Cuma - 19:15
Prof. Dr. Kumsar’ın çalışması 2 bin kişiyi tehlikeden korudu

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar’ın, ekibiyle birlikte Babadağ’daki heyelan bölgesinde yaptığı çalışmayla 2 bin kişi başka bir yerleşim alanına taşınarak, olası bir afette can kaybına uğramaları önlendi.

Prof. Dr. Kumsar ve ekibi Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sefer Çelik, Japonya’nın Ryukyus Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Aydan, Nihon Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hisataka Tano ve Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reşat Ulusay tarafından yürütülen çalışma ile Babadağ’ın Gündoğdu Mahallesi’nde 1940’lı yıllardan günümüze kadar devam eden uzun süreli krip türü heyelan izlemeye alındı.

Uluslararası araştırma projesi kapsamında çok parametreli heyelan izleme teknikleri uygulanarak, arazi ve laboratuvar deneyleri yapıldı. Matematiksel modelleme yöntemleri kullanılarak, doğal afet kapsamında incelemede bulunuldu. Çalışmalar sonucunda Babadağ’ın Gündoğdu Mahallesi ‘Afete Maruz Bölge’ ilan edilerek, burada yaşayan yaklaşık 2 bin kişini heyelan afeti meydana gelmeden Merkezefendi’nin Karahasanlı Mahallesi yakınlarında TOKİ tarafından yapılan konutlara taşınması sağlandı.

HER YIL 7-14 CM KAYIYOR

PAÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil Kumsar, Gündoğdu Mahallesi çalışmasını anlatırken, “Babadağ bölgesinde, hareket hızı yıllık ortalama 7-14 cm arasında değişen aktif bir heyelan vardır. Bu heyelan Babadağ’ın Gündoğdu Mahallesi’ni kapsamaktadır. Bu alanda yaklaşık 2 bin kişi yaşamını sürdürmüştür. Bu alanda heyelanla ilgili ilk çalışmalar 1946 yılında yapılmıştır. Bu çalışmada Babadağ’da heyelan hareketliliği olduğu ve bu hareketlilikten Babadağ’ın etkilendiği belirtilmektedir. Daha sonraki zamanlarda farklı çalışmalar bu alanda yapılmaya devam etmiştir. Geniş kapsamlı olarak bu bölgenin afet bölgesi ilan edilip bu sorunun büyük oranda çözümüne yönelik bir çalışma olmamıştır. Babadağ’da evler bitişiktir. Babadağ’ın yamaç eğimi yüksektir. İklimi ve atmosferi çok temizdir. Ancak topografyası daha dik olduğu için orada yapılaşma oldukça zorludur” dedi.

PROJEYE JAPONYA’DAN DESTEK

Çalışmaya Japonya’dan destek geldiğini ifade eden Prof. Dr. Halil Kumsar, “1994 yılında bölümümüz kurulduktan sonra, 1996 yılında Pamukkale Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü olarak bu bölgede bir çalışma yapmaya başladık. 1996 yılında çalışmayla ilgili olarak 6 aylığına Japonya’ya gittim. Orada yaptığım görüşmeler sonucunda bu bölgedeki uzun süreli heyelanın izlenmesi ve insan hayatına olan etkilerinin araştırılması konusunda Japonya Milli Eğitim Bakanlığı’ndan proje aldık. Projeye destek anlamında teknik cihaz, yurt içi yurt dışı seyahatler ve laboratuvar çalışmaları konularında destekler aldık. Bu proje kapsamında bölgede aletsel ölçümler gerçekleştirdik. Pamukkale Üniversitesi olarak yapmış olduğumuz çalışmalara Denizli Valiliği, Bayındırlık İl Müdürlüğü, Tarım il Müdürlüğü, Babadağ Kaymakamlığı ve Babadağ Belediyesi de önemli destek verdi. İlk çalışmaları 1996 yılında başlayan projeye böylece resmi olarak 2000 yılında başlamış olduk. En az 5 yıl olarak ön görülen çalışmayı 2010 yılına kadar devam ettirdik. Bu proje kapsamında Babadağ Gündoğdu heyelan sahasında yağış ve sıcaklık değişimlerini, farklı noktalarda açılan sondajlarda yeraltı suyu, kuyu içi deformasyon ölçümleri ile heyelanın kayma derinliklerini, ölçen çok parametreli sistemler yerleştirdik. Aynı zamanda Japonya’dan getirdiğimiz cihazlarla yeraltı su seviyesini saatlik olarak ölçen cihazlar yerleştirdik” diye konuştu

Proje kapsamında Babadağ meteoroloji istasyonunu kurulduğunu da kaydeden Prof. Dr. Kumsar, yağış miktarı ile yeraltı su seviyesinin nasıl değiştiğini, yağışın ne kadar sürede yer altına süzülüp heyelan hareketinde etkili olmaya başladığını izlediklerini, daha sonraki aşamalarda elde edilen verilerin laboratuvar deneyleri ile birleştirdiklerini, değerlendirme sonucunda da bu bölgede olası deprem durumunda heyelan hareketinin aniden artacağını ve yüzeydeki yapıların hemen hemen hepsinin yıkılacağını, bunun da ağır can kaybı ve yaralanmalara neden olacağını belirlediklerini söyledi.

AFETE MARUZ BÖLGE İLANIYLA TAŞINMA SAĞLANDI

Heyelan nedeniyle birçoğu “yığma” olarak adlandırılan Babadağ’daki binaların yorgun hale geldiğini, bir deprem meydana gelmeden de yıkılmaya başlayabileceklerini gördüklerini iafade eden Prof. Dr. Kumsar, hazırlanan raporların değerlendirilmesiyle Bakanlar Kurulu kararıyla “afete maruz bölge” ilanının sağlandığını belirtti.

Tüm bu çalışmalar, raporlar ve alınan kararlar sonrasında Gündoğdu Mahallesi’nde oturanların Karahasanlı bölgesinde yapılan toplu konutlara yerleştirildiğini anımsatan Prof. Dr. Halil Kumsar, “Şu anda insanlar orada sosyal hayatlarına devam ediyorlar. Sonuçta yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalar ve elde edilen bilimsel bulgular ve sonuçlarının devletin ilgili kurum ve kuruluşları tarafından incelenip, değerlendirilip ve bir karara bağlanması sonucunda 2 bin kişinin hayatı doğal afetten etkilenmeden kurtarılıyor ve yeni yerleşim yerine taşınmaları sağlanıyor. Bu sonuçla, gerçekleştirdiğimiz bilimsel proje, afet yaşanmadan olabilecek vahim sonuçları ön görüp yaşanabilecek can kayıplarının önüne geçmek anlamında Dünya’da sayılı ve Türkiye’de ise ilk olma özelliğini taşıyor” dedi.

JAPONYA’DA SUNUM

Prof. Dr. Kumsar, yaptıkları bu çalışmayı geçen yıl Japonya’ya giderek Kyoto Üniversitesi ve Japonya İnşaat Mühendisleri Odası’nda sunum yaptığını, projenin detaylarını paylaştığını, Babadağ örneği çalışmaları sürdüreceklerini sözlerine ekledi.