TURUNCU GÜNLER – D20Haber
11.05.2024, Cumartesi
12 °C / 24 °C Denizli Hava Durumu

TURUNCU GÜNLER

A- A+

Bugünlerde duymuş ya da görmüşsünüzdür. Kadına yönelik şiddetle mücadele cümlesi sıkça kullanılıyor ve dünyayı bu şiddete dikkat çekmek için turuncuya boyamak sloganı kullanılıyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün temelini oluşturan asıl hikaye 1960 yılında Latin Amerika’da Dominik Cumhuriyeti’nde gerçekleşiyor. Diktatörlüğe karşı mücadele veren 3 kız kardeş (Mirabel Kardeşler) vahşice öldürülünce, kadına yönelik şiddetin sembolü oluyorlar.

Kaynaklarda. Birleşmiş Milletler’in bugünü hangi yılda ilan ettiğine dair farklı tarihler olsa da 25 Kasım artık “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul ediliyor. Ancak günümüzde çıkış noktasından farklı olarak şiddetin kapsamı da genişliyor. Artık bu sorun dünyada sadece kadınlar için veya aile içi bir sorun olarak değil, bir insan hakkı ihlali olarak görülüyor.

Bu hafta bu konu ile ilgili ne yazsam diye internette dolaşırken, bir haber sitesinde 25 Kasım’ın ne günü olduğunun sokaktaki insana sorulduğunu gördüm ve bu soruya verilen cevapları okudum. Cevaplara bakınca konu hakkında daha gidilecek uzun bir yol olduğunu kolayca anlıyorsunuz. Çünkü yazılanlardan, soru sorulan birçok kişinin böyle bir günden haberi olmadığını kolayca anlıyorsunuz.

İşin garip tarafı, genelde bugünle ilgili bir farkındalık yaratmaya, bir şeyler yapmaya çalışan kadınların böyle bir şiddet ortamı olduğunu düşünmeniz biraz zor. Ben, bu hafta bir Kadın Girişimciler Kongresi’ne katıldım. Dünyanın 70 ülkesinden sadece kadınların katıldığı (yaklaşık 500 kadın) bir kongreydi bu. Kongrenin sonunda 25 Kasım’a dikkat çekmek için üzerinde “Kadına Karşı Şiddete Hayır” yazılı balonlar, dünyanın en ünlü merdivenlerinden birinde, tüm Avrupa medyası kayıt alırken/resim çekerken uçuruldu. İlk bakışta bu konu her ne kadar tezat oluşturuyor gibi gelse de ben bunu bir kadın dayanışması olarak görüyorum. Sanırım amaçlanan farkındalık bugün ile ilgili olarak ne zaman bu iki grup aynı şeyleri söylemeye ve yapmaya başladığında gerçekleşecek diye ümit ediyorum.

Konuyla ilgili küçük bir araştırma yaparsanız, kadına yönelik şiddet olgusunun ortaya çıkışının insanlık tarihi kadar eski olduğunu, 3 bin yıl öncesine kadar gittiğini görüyorsunuz. Araştırmalar çocukluk ve gençlik dönemlerinde, aile içi şiddetin uygulandığı bir ortamda yetişenlerin, şiddet gösterme eğilimine sahip olduklarını gösteriyor. Ayrıca şiddetin, toplum tarafından paylaşılan bir değer yargısı olarak kabul edilmesi de ayrı bir neden olarak kabul ediliyor. Çünkü kadına yönelik şiddetle ilgili en büyük zaaf bu sorunun toplumda sadece bir kadın sorunu/aile içi sorun olarak görülmesi ve neden olarak da -en azından- ülkemizde erkek egemen bir toplum olmamızdan kaynaklandığının kabul görmesidir. Bu yüzden soruna çözüm aramak yerine, konunun “kol kırılır, yen içinde kalır”, “karı koca arasına girilmez” gibi hepimizin çok iyi bildiği açıklamalarla geçiştirilmesi olağan olarak görülüyor.

Kişisel olarak ben sorunun çözümü için, öncelikle Kadına şiddetin sadece yasalarda değil toplumun gözünde de bir sorun/suç olduğunun kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İkinci olarak da en büyük görevin yine kadınlara düştüğüne inanıyorum. Çünkü kadın kendisine şiddet uygulayan erkeği kendisi yetiştiriyor. Bu nedenle annelerin, kız ve özellikle erkek çocuklarını birbirleri üzerinde üstünlük sağlayabilecek şekilde yetiştirmemeleri gerekiyor. Erkek çocuklarını, kız kardeşleri/ablalarından farklı bir konumda olmadıkları konusunda bilinçlendirmelerinin de sorunun çözümünde önemli rol oynayacağına inanıyorum.

Bugünlerde havada uçan bir turuncu balon ya da üzerine turuncu bir şeyler giymiş bir kadın görürseniz bilin ki çok doğru bir amaç için çalışıyor. En iyisi sizde turuncu bir şey edinin ve geleceğe umutla bakın. Ben inanıyorum, gün gelecek bu konu sadece tarihin tozlu sayfalarında kendine yer bulacak ve sizde buna katkı koyduğunuz için kendinizle gurur duyacaksınız.

Yazarın Diğer Yazıları
Kadın olmak
21 Aralık 2021 Salı
Değişim
16 Eylül 2021 Perşembe
Kimseyi Geride Bırakma!
14 Mayıs 2020 Perşembe
Karantina
8 Nisan 2020 Çarşamba
Corona günleri
25 Mart 2020 Çarşamba
Göç etmek
29 Ocak 2019 Salı
YIL 2019
31 Aralık 2018 Pazartesi
MARDİN
17 Ekim 2018 Çarşamba
GÜL, LAVANTA VE ÜZÜM
18 Eylül 2018 Salı
SONBAHAR
3 Eylül 2018 Pazartesi