Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu – D20Haber
27.04.2024, Cumartesi
14 °C / 32 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. ÖZGÜN İÇERİK
  4. /
  5. GÖÇ YOLUNDAKİ DENİZLİ
  6. /
  7. Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 13 Ekim 2017 Cuma - 12:38Güncelleme: 13 Ekim 2017 Cuma - 12:38
Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

Lycus Vadisi’nin kıvrım kıvrım akan güzeliydi. Onun sayesinde gölü vardı; sazlıkları, söğüt ağaçları, balıkları ve kuşları ile cennet köşesiydi vadinin. Çünkü insanoğlunun hunharca katleden eli değmemişti o yıllarda su kaynağına. O da kendisine dokunulmamasının karşılığını sunduğu güzellikle veriyor, geçtiği ovalara bereket taşıyor, yaban hayatına ev sahipliği yapıyordu. Neden mi bahsediyoruz? El ele verip, artık canlı türlerin yaşamaz olduğu, renkten renge dönüşmekten yorgun düşen ÇÜRÜKSU'dan.

Anadolu’da geniş bir alan susuzluğun pençesindeyken, Denizli’ye su zenginliği bahşetmiş tanrı. Bir tarafta Dalaman Çayı ve Akçay, diğer tarafta Afyonkarahisar sınırlarından başlayıp Denizli ve Aydın ovalarını kat ederek Ege Denizi’ne dökülen Büyük Menderes Nehri ile koca nehri besleyen Banaz Çayı ve Çürüksu. Ama gelin görün ki hepsi insan eliyle yaratılan kirlilikten dolayı suya yapılan en büyük ihaneti yaşıyor. Büyük Menderes ile kolları Banaz Çayı ve Çürüksu kanalizasyondan sanayi tesislerinden bırakılan atıklardan, Dalaman Çayı hayvan üretme çiftlikleri ve ilçelerden salınan atıklardan dolayı can çekişiyor. Keza Akçay da öyle… Hatta ruhuna Fatiha okunsa yeridir bu kaynakların.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

BİR ZAMANLAR GÖL VARDI

GÖÇ YOLUNDAKİ DENİZLİ yazı dizimizde ele alacağımız ilk su kaynağı, bir zamanlar tertemiz akan ve Lycus Vadisi’nin yaşam kaynağı olan Çürüksu. Bu kaynağın toplam uzunluğu yaklaşık 100 kilometre. Büyük menderes’in de en önemli kollarından. Çürüksu’nun yüzyıllar önceki adı Lycus’dur. Bu nedenle de Lycus Vadisi diye geçer bu bölge kaynaklarda.

Denizli’nin ayaklarının altında diyebileceğimiz bir bölgedir hala verimli topraklara sahip vadi. Çökelez Dağı eteklerinden Çömleksaz (Pınarkent) ve eski bir yerleşim yeri olan Honaz’daki Colossae’ya, oradan Sarayköy ve Buldan’a kadar uzanan eski adıyla Lycus, günümüzdeki adıyla Çürüksu Vadisi. Bazı kaynaklara göre, bölgedeki bitki örtüsü, sazlık ve bataklıklar kuruyan bir gölün varlığına işaret ediyor.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

HALA KUŞLARIN UĞRAK YERİ

Çürüksu’nun taşıdığı alüvyonlu topraklarda yaban hayatı da çok gelişmiştir. Su kirli olsa da sazlık ve bataklık alanların varlığını inatla sürdürmesi, havzayı kuşların ve yaban hayatının uğrak yeri yapmaktadır. Eskiden gündüzleri ekili alanlarda gezinen turnalar, ördekler ve kazlar, akşam vakti sazlıklara gelirdi. Şimdilerde ise, 10 binlerce sığırcık kuşu keyifle izlenen akşam dansıyla sazlıklara iner. Baharda saz kamışçınları ve ötücü kuşlar ile değişik türlerde çok sayıda su kuşu üremek için buraya gelir ve suyun temiz alanlarını kullanmaya çalışırlar.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

KİRLİLİK GÖÇ ROTASINI DEĞİŞTİRDİ

Daha önce de vurguladığımız gibi Çürüksu, önlenemeyen kirlilik yüzünden can çekişiyor. O tertemiz akan sular 25 yıldır griden kırmızıya bir kısır döngü şeklinde renk değiştirmektedir. Birçok çeşidinin avlandığı bu kaynakta artık balık yoktur. Kuşlar ufak su birikintilerine kaymış, kuş göçleri yer değiştirmiş durumdadır. Yeni rotalarını uzun takiplerimizden sonra bulabildik. Çökelez’in arka tepesinden Büyük Menderes, Çivril ve Acıgöl hattına kaymıştır.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

NEREDE O KUŞLARIN GÖKYÜZÜNDEKİ GÖRSEL ŞÖLENİ?

1975-1976 yıllarında ilkokula giderken bir parça tanıklık ettiğimiz, hikayelerini büyüklerimizden keyifle dinlediğimiz Çürüksu ne de güzeldi. Çürüksu yatağının kenarları sazlık ve çoğu yeri söğüt ağaçlarıyla kaplıydı. Yazın üveyikler, kışın tahtalı güvercin ve kaya güvercini sürüleri inerdi. 1990’larda bir seferde 40-50 bin civarı tahtalı güvercin alayının ovayı kapladığına şahit olduk. Hava soğuyup etrafı kar kapatınca kaz alayları, ördek sürüleri köylerin üstünde gezdikçe kendimizi başka bir diyarda yaşıyor gibi hissederdik. Şimdi mi? Çam ağaçları, yol genişlemesi adına kesildi. Çürüksu’nun söğüt ağaçları da drenaj adına yok edildi. Setlemeyle erozyonun önüne geçilmeye çalışılsa da sağanak yamur sonrası gelen sel önüne toprağı kattığı gibi alıp götürüyor. Artık Çürüksu yaşadığı kirliliğe boğulmuş bir şekilde karşımızda durmaktadır. En acısı da hiçbir şey yapılamamasıdır. Suyun sanayi ve evsel atıkların yarattığı kirliliğe kurban edilmesinin en can alıcı örneğidir bu kaynak.

1970li yıllardaki çok sayıda su kuşu türleri, 1980 ve 1990’larda küresel ısınmaya bağlı azalma eğiliminde iken, 2000’li yılların başında akarsularımızın hızla kirlenmesiyle göçleri bıçak gibi kesildi. Ayrıca hayvancılıkla geçinen yöre çobanları da nasibini aldı bu olumsuzluktan. Kirlenen suyla sulanan tarım alanlarında verim giderek azaldı, üreticinin kazancı geriledi.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

HALA ÖNEMLİ YAŞAM ALANI

Ancak şunu da vurgulamadan geçmiyoruz. Yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen Çürüksu hala hayranlık uyandıran yaban hayatı yaşam alınıdır. 12 yıldır bilimsel çalışmalarla kuş kayıtları tutmaya çalışıyoruz. Bu çalışmalarımız kapsamında ülkenin pek çok yerine seyahatlerimiz oluyor. Onlarla Çürüksu’yu kıyasladığımızda hala güzel, hala önemli.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

258 KUŞ TÜRÜ TESPİT EDİLDİ

Çürüksu havzasında bugüne kadar TRAKOR (Çürüksu Kuş Gözlem Ekibiyle/TKGT) olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda 258 kuş türünün yaşadığını tespit ettik. Avrupa çapında bir çalışma olan Kuş Atlası haritaları ekipleriyle çalıştık. Çivril ve Acıgöl çevreleri haricinde bir alan olarak tanıttığımız Çürüksu’yu ekletip, vadiyi tanıtan çalışmalarda bulunduk.

Denizli’de kirliliğe direnen kaynak: Çürüksu

AZ DA OLSA UMUDUMUZ VAR

Yukarıda güzelliklerini de yaşanan olumsuzlukları da paylaştığımız Çürüksu ile ilgili umudumuzu hiç yitirmedik. İnşallah bir gün bu yanlışlıklar düzelecek ve Çürüksu yine tertemiz akacak, Denizli’mize can vermeye devam edecek. Dileğimiz o ki kuşlarımız tekrar yuvalarına geri dönecek. Dünyada giderek önem kazanan kuş gözlemciliği turizmine yönelik projelerin hayata geçirilip, Pamukkale turizmiyle bütünleşmesi de bir başka dileğimiz.