Merhaba sevgili okur,
Güneşin, elini eteğini çekerken günden, eteğinden bir parça unuttuğu gökyüzünden merhaba
Yazın gürültücü dağınıklığını üstünden silkeleyip, ütülü pijamalarıyla kış uykusuna yatmış maviden merhaba
Sahilin serin tenhalığını, terk edilmiş sandalla paylaşan ve o zaman adı yalnızlık olmayan ıssızlığın içindeki köpeğin dost bakışından merhaba
Omzunda bulut gezdiren dağdan, Dionysos’a kırmızı adaklar akıtan bağdan, uçan balığı elinden kaçıran ağdan, umudu öldürememiş silahlı ve soğuk çağdan merhaba.
Her yıl miladını içinde taşır ya ben de bu yılı kendi içimde bir milada daha bahane yaptım ve bu güzel gazetede bir köşede usulca yüreğimi kalemime indirmeye başlıyorum.
Yılın ilk haftasını kaçırmamak için bu seferlik perşembe günü yazıyorum. Önümüzdeki haftadan itibaren haftaya benimle başlayacaksınız, bu iyi mi kötü mü hep birlikte göreceğiz.
Kendimi tanıtmama gerek yok sanıyorum. Yazdıklarım fikrimi, kalbimi, ruhumu satır satır size taşıyacaktır. Ben yazdıkça ve siz okudukça çoğalırım, birlikte çoğalalım o halde.
Her günü yeni bir yılın başlangıcı gibi görüyorum uzunca bir zamandır.
Neye niyet edersem illa pazartesi olması, yılın ilk günü ayın son günü olması gerekmiyor.
Ritüeller yaşama sevincini körükleyen ufak umut üflemeleridir ben de pek severim. Fakat bunları yaparken duyulan mutluluk ve dudaklara yayılan gülümseme yeterlidir. Bu tatlı heyecanlar bizi harekete geçmek için güçlendirir sadece. Yoksa aman yıl değişti her şey değişti değildir tabii ki.
Kendi adıma minik minik yapmak istediklerimi gerçekleştirebildiğimce sevinç duyarım içimde.
Misal ıssız bir sahilde sakin maviyle göz göze geçirdim yılın ilk gününü ki yıllardır isterdim.
Mutluluk kocaman bir kaya gibi dan diye kafamıza düşmez, tek tek tuğlalardan örülür demişti bir arkadaşım ben de bunu felsefe edindim hayatıma.
Sahilde kahvemi içerken ve bir elim dost köpeğin başını okşarken, haftanın getireceği yorgunluk ya da muhtemel sıkıntıları düşünmedim.
Ne yapmak istiyorsam bunun için milat niyetimin en yüksek olduğu andır.
Yeni bir yıl demek yeni umutlar demek değildir aslında. Eski umutların tazelenmesi, gerçekleşmiş niyetlere tik atılıp, yenilerini tikleyebilmek için harekete geçilecek bir fırsat daha demektir.
Dünyayı değiştirmeye kendimizden başlamak demektir.
Üstümüzde toprak yeşermeden önce altımızdaki toprağı yeşertmektir.
Yangına avcumuzla su taşımaktır yapabileceğimiz sadece buysa.
Kaygıların içinde kaybolarak kendimizi kayıtsızlığa itmektense, minicik adımlarla da olsa kaygılandığımızı düzeltmek için davranarak umursayan insana dönüşmektir yapmamız gereken. Çünkü umursamak, varlığımızı yeniden hissetmektir ve umursanmak sevginin en güçlü göstergesidir.
Öyleyse yeni başlangıçlarla, umursadığımız bir dünyada tüm umursayanlara sevgiyle merhaba.
YENİ Mİ YIL
Yeni yıldan ne istenir
yıl dediğin Tanrı mıdır
yahut vekaletenHızır İlyas
Ateşten atlasam
savaş küser gider mi
Telli narlar kırsam kapı önünde
Telli Baba’ya balonlar bağlasam
çocuklar
patlata patlata güler de
patlaya patlaya ölmez mi.
Ne istenir yeni yıldan
Eskisini eskiciye versem alır mı
barut kokuyor diye bırakır mı
Umutaldığın gün giymeyip
sonraki yıla saklanır mı
İsteğim yok yeni yıldan
günahı yıkıp eski yıla
sıyrılınmaz pişmanlıktan
Aylin MÜFTÜLER
