PAÜ’yü FETÖ’nün çiftliği yapmışlar – D20Haber
01.05.2024, Çarşamba
15 °C / 27 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAŞAM
  4. /
  5. FETÖ-PDY
  6. /
  7. PAÜ’yü FETÖ’nün çiftliği yapmışlar

PAÜ’yü FETÖ’nün çiftliği yapmışlar

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 8 Haziran 2017 Perşembe - 13:29Güncelleme: 8 Haziran 2017 Perşembe - 13:29
PAÜ’yü FETÖ’nün çiftliği yapmışlar

Denizli’de FETÖ/PDY’nin yükseköğrenim yapılanmasıyla ilgili yargılama tarihi 13 Haziran olarak belirlenirken, terör örgütü üyeliğinden tutuklu bulunan Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) üst yönetiminin icraatları da birer birer ortaya çıkıyor. Üniversite iddianamesinde, eski rektör Hüseyin Bağcı ve ekibinin PAÜ’yü nasıl örgütün çiftliği haline getirdikleri tüm ayrıntılarıyla anlatılırken, eski genel sekreter Kenan Çoyan’ın atamalarda Bağcı’nın ıslak imzasını bile geri aldırdığına yer veriliyor.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖÖ/PDY), PAÜ’deki örgütlenmesiyle ilgili açılan dava, HSYK tarafından terör örgütü davalarına bakmak üzere kurulan Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 Haziran’dan itibaren görülecek. Bu amaçla 5. Ağır Ceza Mahkemesi için Denizli Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde yeni bir duruşma salonu daha oluşturuldu. PAÜ Davası, aynı zamanda 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bakacağı ilk dava olacak.

GÜÇ KAZANIP 2011’DE ORTAYA ÇIKTILAR

İddianamede, FÖTE/PDY’nin önce gizlilik içinde faaliyet gösterdiği, daha çok sempati kazanmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu, 2007 rektörlük seçiminde aktif rol üstlenmek istedikleri, ancak bunun için açıktan bir çalışma yapmadıkları, zaman içinde güç kazanıp YÖK Yasası’nın sağladığı korumaya da sığınıp 2011 rektörlük seçimi öncesinde faaliyette bulundukları anlatılıyor.

2001’de rektörlük seçimi öncesinde Kudret Gezer, Hasan Herken, Hasan Kaplan, Bünyamin Kaptanoğlu, Muzaffer Topçu ve Osman Kulak’ın bu grubun temsilcisi olarak rektör adaylarıyla görüşmeler yaptığı ifade edilen iddianamede, Hüseyin Bağcı ismi üzerinde anlaşma sağlandığı, bu konuda örgütün işletmecisi olarak görülen Çağlayan Catering , Öğretmenevi, Çamlık Tesisleri gibi yerlerde toplantılar düzenlendiği belirtiliyor.

ÖRGÜT DESTEĞİNİ BAĞCI’YA HERKEN İLETMİŞ

Rektörlük seçiminde açıktan çalışan örgütün adaylarla tek tek görüşme yapıp kendilerine sorular sorduğu, bunun bir sorgulama tarzına dönüştüğü, Hasan Herken’in Antalya’ya giderek Akdeniz Üniversitesi’nde görev yapan Hüseyin Bağcı ile görüşerek örgüt adına aday olmasını istediği ve kabul etmesi durumunda destekleyeceklerini bildirdiği, Bağcı’nın bu teklifi kabul ederek başından beri örgütle hareket edip örgüt adına eylemlerde bulunduğu, bunun bir yardım eden olarak değerlendirilemeyeceği de iddianamede yer alıyor.

YÖNETİMİ ÖRGÜT ÜYELERİNE TESLİM ETMİŞ

İddianamede, Bağcı’nın rektörlüğe atandıktan sonra PAÜ yönetimini örgüt üyelerine teslim ettiği, Muzaffer Topçu, Hasan Herken ve Ahmet Çetin Can'ın dekan yapıldığı, Hasan Kaplan, Ali Keskin ve Selahittin Özçelik'i de rektör yardımcısı olarak görevlendirdiği, hastane yönetimine Uğur Koltuksuz'u başhekim, Yılmaz Kıroğlu'nu da döner sermaye ve işletmeden sorumlu başhekim yardımcısı olarak görevlendirdiği, bu kişilerin geçmişte hiçbir idarecilik deneyimlerinin olmadığı, bir süre hastane işleyişini gözledikten sonra usule ve ihtiyaç gereğine aykırı olarak personel alıp görevlendirdikleri, bunu örgüte yakınlıklarına göre yaptıkları, Uğur Özelmiş ve Nuri Şaşmaz'ı dışarıdan getirip satın alma ile personel alımı gibi bölümlerde görevlendirdikleri, karşı çıkan hastane müdür yardımcısı Mehmet Çıtak gibi personeli de "sen bizden değilsin" diyerek pasif görevlere atadıkları, pasifize etmek için öncelikle yönetim nezdinde dedikodular çıkardıkları, kişiyi yıprattıkları, örgüt ve üyelerinin çıkarları için kendi kurumlarını dahi şikayet ettikleri, bu anlamda beyin cerrahi servisinin yaptığı anjiyonun usulsüz olduğunu belirterek SGK'ya şikayet ettikleri, örgüt üyesi olup daha sonra etkin pişmanlıktan yararlanan Bayram Çırak'ın da bu olay nedeniyle örgütün yöneticisi pozisyonunda olan Uğur Koltuksuz ve Yılmaz Kıroğlu ile tartıştığı, öğretim görevlisi ve üyesi alınması sırasında da Veli Çıtışlı'nın bu servise alınması, tüm bölümün istediği kişinin alınmaması nedeniyle üniversite ve örgütten koptuğu da vurgulanıyor.

ÇOYAN İÇİN TIP FAKÜLTESİ’NDE KADRO AÇILMIŞ

Rektörlük seçiminden sonra Hasan Herken ile Konya'dan kapı komşusu olan Kenan Çoyan'ın örgüt adına faaliyet yürütmek için genel sekreter olarak PAÜ'ye getirildiği, Veterinerlik Fakültesi bulunmaması nedeniyle Tıp Fakültesi’ne geçişinin sağlandığı bilgisine de yer verilen iddianamede, Kenan Çoyan'ın örgüt adına karar verir şekilde davrandığı, bu süreçte Bağcı'nın genel sekreter Çoyan aracılığıyla kontrol edildiği ve örgütün istemediği kişilerin üniversiteye alınmasının önlendiği kaydediliyor.

BAĞCI’NIN ÜSTÜNDE GİBİ DAVRANMIŞ

Bu arada Kenan Çoyan'ın, Hüseyin Bağcı'nın ıslak imzayla yaptığı görevlendirmeleri dahi icraya dönüştürmeyip uygulamadığı, “bu iş olmaz” demesiyle Bağcı’nın ıslak imzayla yaptığı işlemi iptal etmek zorunda kaldığı, atamaların gerçekleşmediği, yine göğüs anabilim dalında yardımcı doçent olarak kalmak isteyen bir doktora Ali Keskin’in "sen bizden değilsin, senin işi olmaz" dediği belirtiliyor.

KARARI ALAN DA ONAYLAYAN DA AYNI KİŞİ

Örgütün faaliyetlerine bir başka örnek olarak Hasan Kaplan’ın rektör yardımcısı olarak görev yaparken aynı zamanda İnşaat Emlak Daire Başkanlığına vekaleten atanması, daire başkanı olarak aldığı kararı rektör yardımcısı olarak onaylaması gösteriliyor.

İSTEDİKLERİNİ YAPMAYANI GÖREVDEN ALMIŞLAR

Uygulanan baskılarla ilgili verilen örnek ise, Ali Keskin'in yabancı dil sınavını geçemeyen bir tıp öğrencisinin geçirilmesi için dönemin yabancı diller sorumlusu olan E.M.’ye baskı yapması, istenileni yapmayan E.M.’nin görevden alınması. Ayrıca kendileriyle birlikte hareket etmeyenleri önce görevlerinden, sonra da üniversiteden uzaklaştırdıkları, bunların yerini de örgüt üyeleriyle doldurdukları iddianamedeki dikkat çeken noktalardan.

GERİ ÇEKİLİYOR GÖRÜNTÜSÜ VERMİŞ

17-25 Aralık operasyonlarına kadar örgütün açıkça ve güçlenerek yürüttüğü eylemlerinin 17-25 Aralık sonrasında devletle çatışmaya girdiklerinin anlaşılması üzerine Hüseyin Bağcı'nın geri çekiliyor görüntüsü verdiği, bu dönemde görev süreci dolan Muzaffer Topçu, Hasan Kaplan ve bu gibi kişilerin görev süresini uzatmadığı, ancak yerlerine vekaleten örgüt adına çalışan kişileri atadığı ya da vekaleten kendisi ile Ali Keskin üzerinden yürüttüğü, Ali Keskin'i başhekim olarak atadığı, Ali İhsan Bozkurt'u göreve getirdiği, örgütün etkinliğini aynı şekilde sürdürdüğü ifade ediliyor.

BİR ONA DOKUNMAMIŞ

İddianamede, görev süresi dolanları uzatmayan Hüseyin Bağcı'nın Kenan Çoyan'a dokunmadığı, Çoyan'ın genel sekreterlik görevini örgüt adına sürdürdüğü, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bile Kenan Çoyan'ı sadece bir gün görevden alabildiği, gelen siyasi ve çevresel baskı nedeniyle Kenan Çoyan'a tekrar görev verdiği, bu hususta siyasilerle gönderilen mesajın Hüseyin Bağcı'nın şoförlüğünü yapan İ.Ö. tarafından Kenan Çoyan'a yollandığı, daha sonra yapılan aramalarda söz konusu mesaj görüntüsünün de ele geçtiği, Çoyan'ın dışa dönük yapısı ve diyalogları nedeniyle tercih edildiği, örgütün bir sonraki rektör adayının Kenan Çoyan, Hasan Herken ikilisinden birisinin olacağı da anlatılıyor.