DENİZLİ’DE ORTAYA ÇIKAN EĞİTİM MUCİZESİ – D20Haber
19.05.2024, Pazar
18 °C / 33 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. İbrahim AKMAN
  6. /
  7. DENİZLİ’DE ORTAYA ÇIKAN EĞİTİM MUCİZESİ

DENİZLİ’DE ORTAYA ÇIKAN EĞİTİM MUCİZESİ

A- A+

Denizli’deki eğitim mucizesinin tohumları 1870’li yıllarda Karadeniz’in kuzeyinde Kırım Bahçesaray’da Kaymazağa semtinde ilk eğitim kurumunun açılması ile atılmıştır. Sebeplerine baktığımız zaman Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ortaya çıkan medreselerdeki bozulma ve yozlaşma Türkistan medreselerinde de yaşanmaktaydı.

Yaşanan sıkıntılardan dolayı Kırım’da Türk dünyasının ulu çınarlarından büyük fikir adamı Gaspralı İsmail Bey, mevcut medreselerin durumundan rahatsız olmuş ve medreselerde yeni öğretim metodunu getirmiştir. Bu metoda usul-icedid (yeni usul) ismini vermiştir. Bu eğitim metoduyla Kırım Bahçesaray’da Kaymazağa semtinde 12 talebe ile başlanıp 45 gün içerisinde günlük 4 saatlik eğitim ile talebelere okuma ve yazmayla birlikte pek çok bilgi öğretildi. Çok başarılı olundu.

Gaspralı İsmail Bey’in usul-ü cedid metodu kısa sürede Rusya Müslümanları arasında hızla duyuldu ve bu metotla eğitim veren kısa sürede 40’a yakın okul açıldı. Osmanlı Devleti’nde 1873 sonrası usul-i cedid hareketinin ilk uygulaması Nur-ı Osmaniye Camii’nde bulunan iptidai mektebi örnek usul-i cedid mektebi haline getirilerek başlamıştır.

Denizli’deki eğitim mucizesi ise, Mustafa Reşid’le birlikte başlar. Kendisi aslen Manisa Kulalıdır. Babasının erken yaşta vefatı üzerine amcasının gözetimine verilir. Amcasının ticaretle uğraşması ve Avrupa şehirlerindeki bağlantıları nedeniyle ilk, orta, lise tahsilini Paris’te yapar. Daha sonra Sorbonne Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girer. Lise tahsili döneminde Paris’te kurulan Jön Türk Cemiyeti’ne girmiş ve bu cemiyetle görev almıştır.

Tıp Eğitimine İstanbul Tıbbiyesi’nde devam etmiş, fakat sağlık sorunlarından dolayı bu eğitimini yarıda bırakmıştır. İzmir’e dönmüş burada Fransız Koleji’nde Türkçe öğretmenliği yapmıştır. Ayrıca Tan gazetesi İzmir muhabirliği görevini de üstlenmiştir. Dönemin padişahı aleyhine bir takım yazılar yazınca idamla cezalandırılmıştır. Fakat İzmir Valisi Kamil Paşa, Mustafa Reşid’in idamına izin vermemiş ve idam kararı askıya alınmıştır. Bunun yerine Mustafa Reşid, Garbikaraağaç (Acıpayam) kazası Rüştiye Mektebine muallim olarak sürgüne gönderilmiş ve burada gözaltında tutulması kararını vermiştir. Mustafa Reşid, Acıpayam’a geldikten sonra Ali Vehbi’yle tanışıp kısa süre içerisinde yakınlaşmıştır.

İdealist bir şahsiyet olan Mustafa Reşid, 1906-1907 ders yılında Acıpayam ve köylerini gezmiş ve halkın içinde bulunmuş olduğu cehaleti görmüştür. Öyle ki koskoca Acıpayam ve köylerinde okuma ve yazma bilen kişi sayısı iki elin parmaklarını geçmemektedir. Bu durumu ortadan kaldırmak amacıyla Mustafa Reşid, harekete geçmiş ve Garbikaraağaç (Acıpayam) Müftüsü Hasan Hilmi Tokçan Efendiyi de ikna ederek usul-i cedide metoduyla okulun açılması kararını almışlardır.

Okulun müftünün köyü olan Yüreğil’de açılması kararı alınmış ve 1907 Eylül ayında başlayan okul inşaatı Yüreğil köylüsünün topyekun katılımı ile Aralık 1907 yılında tamamlanmıştır. Mustafa Reşid bu açılan okulda kendisi muallim olarak görev yapmak istemekteydi. Fakat Rüştiye Mektebi Mualliminin köy mektebinde görev yapması uygun olmadığı için kendisi yerine arkadaşı Ali Vehbi, muallim olarak görevlendirilmiştir.

Yüreğil’de açılan usul-i cedid mektebi 1908 ders yılında 123 talebe ile eğitime başlamış ve okulun ihtiyaçlarını karşılamak için mektep koruma ve kollama derneği kurulmuş, Muallim Ali Vehbi’nin de maaşı bu dernek tarafından karşılanmıştır.

Yüreğil’de kurulan mektepte eğitime başladıktan sonra 5,5 ay zarfında gazete okuyacak kadar bilgi ve söylenen sözleri yazacak kadar imla bunun yanında matematik, coğrafya ve tarihi bilgileri öğrenmişlerdir. Öğrenmiş oldukları bilgileri yüzlerce kişinin önünde oluşturulan imtihan heyeti tarafından tasdik edilmiştir. Çocukların velileri sevinçlerinden ağlamıştır. Buna şahit olan etraf köylüler ders yılı başında çocuklarını Yüreğil’e göndermeye başlamıştır. 123 mevcut ile açılan mektep 1909-1910 ders başlangıcında 255 talebe sayısına kavuşmuş üçüncü ders yılı sonunda ise mevcudu 375’e çıkmıştır.

II. Meşrutiyetin ilan edilmesiyle birlikte Acıpayam ve çevresinde Yüreğil’deki usul-i cedid mektebinin başarısından dolayı aynı yöntemle mektep açma hevesi ortaya çıkmıştır.

Bunun için Acıpayam kaymakamı Mehmet Rıfat Bey, uğradığı her köyde birer mektep inşaat komisyonu kurmuştur. Ayrıca her köyde marifi koruma ve yardım derneği kurulmuştur.

1910, 1911, 1912, 1913 yılları içinde mektep binaları yapılmış ve kaymakamlık emirlerini köyler yerine getirmiştir.

Bu köylersırasıyla Yatağan, Kayser, Güney, Karahöyük, Karahöyükavşarı, Apa, Taraş, Yassıhöyük, Alaeddin, Selleri, Akalan, Dedesil, Darıveren, Kumavşarı, Yazır, Dodurga, Yumurtaş, Dereköy, Satırlar, Navlu, Büyükyaka, Akçaköy, İnceler, Beylerli, Cumali, Çambaşı, Yukarıkaraçay, Aşağıkaraçay ve Doğanbaba’dır.

Okullar yapıldıktan sonra İzmir Darulmuallim mezunlarının da köylerde görev yapmasına imkan olmadığından bu mektepler kapalı bir halde beklemekteydi. Bu mekteplerin muallim ihtiyacını karşılamak için 1912 yılında Yüreğil Mektebi mezunları içerisinde bu işi yapabilecek yetenekte olanlar, Denizli Orta Mektebi’nin son sınıf imtihanlarını kazanarak ehliyetname olarak Acıpayam köylerinde açılanokullara öğretmen olarak tayin edilmişlerdir. Böylelikle Yüreğil mektebi öğretmen yetiştiren okul vasfı kazanmıştır.

Sonuç olarak Osmanlı Devleti’nin son döneminde yoğun olarak siyasi çalkantıların ve sırasıyla Trablusgarp Balkan Savaşları’nın yaşandığı bir dönemde Garbikaraağaç ilçesine (Acıpayam’a) bağlı bir Anadolu Köyünde üç idealist şahsiyet Mustafa Reşid, Ali Vehbi ve Hasan Hilmi Tokcan Efendi’nin çalışmaları ve Yüreğil halkının topyekun göstermiş oldukları üstün gayret ve fedakârlıklar sonucu bir eğitim mucizesi gerçekleşmiştir. Türk milleti zor zamanlarda ortaya çıkan genetik ruhu ile fedakarlığını ve ferasetini göstermiştir. Toplum olarak da bugün acilen eğitime bakış açımızın, zihniyetimizin ve anlayışımızın değişmesi gerekme

Yazarın Diğer Yazıları
PABUCUN DAMA ATILMASI
13 Haziran 2018 Çarşamba
AHFEŞ’İN KEÇİSİ
30 Mayıs 2018 Çarşamba
SAATİN ÇARKLARI
16 Mayıs 2018 Çarşamba
ALLAH’IN YERYÜZÜNDEKİ GÖLGESİ
2 Mayıs 2018 Çarşamba
GALİP OLAN ALLAH’TIR
18 Nisan 2018 Çarşamba
TARİH ŞUURU 2
21 Mart 2018 Çarşamba
TARİH ŞUURU
7 Mart 2018 Çarşamba
ORHAN ABİMİZ
7 Şubat 2018 Çarşamba