ÖZKÖYLÜ’YE YÖNETİM HADDİNİ BİLDİRMELİ – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
14 °C / 28 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Engin ÜNAL
  6. /
  7. ÖZKÖYLÜ’YE YÖNETİM HADDİNİ BİLDİRMELİ

ÖZKÖYLÜ’YE YÖNETİM HADDİNİ BİLDİRMELİ

A- A+

“Aynı suyla iki kez abdest alınmaz” diye bir söz vardır.
Kimi inanır, kimi inanmaz.
Ben inananlardanım.
Bunu da Denizlispor’un başına Osman Özköylü’nün ikinci kez getirilmesinden bu yana sıklıkla yineliyorum.

Bu bir ön yargı mı?
Değil…
Daha önce yeşil-siyahlı takımda görev alan, ancak kulüpte yaşanan yönetim krizini bahane edip 2012’nin mayıs ayında Kayseri’nin yolunu tutan Osman Özköylü’ye benim inancım yok.
Şampiyonluk için son haftalara girilse de yok…

Neden mi yok?
Her an bırakıp gitme olasılığı yüksek de ondan…
Bakın kulüplerde herkesin yeri bellidir.
Yönetim patron, teknik direktör dahil görev alan herkes çalışandır.
İşler buna göre yürür.

Peki, çalışan ile patronların arası her zaman gülüm balım mıdır?
Değildir.
Arada uyuşmazlıklar çıkar, tartışma olur, sesler yükselir, sonra tansiyon düşer herkes işine bakar.
Ama bu kavgayı herkesin önünde ve medya üzerinden yaparsanız, yönetimin işine karışırsanız durum değişir.

Özköylü’nün yaptığı da budur.
Herkesin gözü önünde kavga etmek…
Yönetime had bildirmek…
Bardağı taşırıp “haydi güle güle” dedirtip, tazminatını alarak bir başka kulübün yolunu tutmaktır son yaptığı.

Futbolcu, alacaklarını alamıyordur…
Kendisine ödeme yapılmıyordur…
Bünyedeki küçük rahatsızlıklar kalıcı hastalığa meyillidir…
Tüm bunlar maalesef Türk takımlarının içinde bulunduğu açmazdır.
Ama bunun şimdi ne yeri ne de zamanıdır.

Uzun sayılabilecek yıllar sonra camianın “tam işler iyi gidiyor” diye keyiflenildiği…
Üst üste galibiyetler alınarak, ilk yarı sonunda ulaşılan puanların daha ilk 7 haftada kazanıldığı…
Takımın üst sıralara tutunup, Süper Lig umutlarını filizlendirdiği…
Kısacası “oh be” denildiği günlerde çıkıp, açıklamalarıyla limon sıkması deneyimli bir teknik adamın yapacağı iş değil.
Ama yapıyor.
Huyu bu…

Alacağını alamıyor musun?
Yönetimle konuşursun.
Futbolcuya ödeme yapılmıyor mu?
Onlar da konuşur.
Çıkış yolu kalmadı mı?
O zaman çıkar, açıklamanı yapar ve istifa edip çeker gidersin.
Futbolcular da federasyonu başvurup haklarını arar.
Ancak medya üzerinden amiyane tabirle dayılanmak, “ben her an çeker giderim” demektir ki, bu da güvenilirliği sorgulatır.

Denizlispor yönetimine düşen de “içeride bir kuruş alacağı mı var?” açıklamasını yapmak değil, kamuoyunda kulübü küçük düşüren çalışanına hesap sormasıdır.
“Ya sus ya da istifanı ver git” demesidir.
Ha diyemiyor mu?
O zaman bu lafların çok fazlasını duyarlar.

Bir örnekle bitirelim.
Denizlispor, 2009-2010 sezonunda küme düştü.
2010-2011 sezonunda tekrar dönüş mümkündü.
Takım seri galibiyetler alıyor, spor kamuoyu yeşil-siyahlı takımı en büyük şampiyon adayı gösteriyordu.
Ama olanlar oldu, bir el değdi, ne hedef kaldı ne gelecek.
İşin acı tarafı yıllarca Spor-Toto 1. Lige tutunmak için mücadele edildi.
Şimdi yeniden Süper Lig için umut ışığı doğdu, camia olabileceğine inandı.
Yönetim bu inancı Osman Özköylü’nün yıkmasına izin verirse ne vebalin ne de artan borçların altından kalkabilir.