Hani son dönemde moda ya “kandırıldık” demek.
Bu kez CHP’de yaşanıyor kandırılma sendromu.
Konuşanlar…
Sosyal medya hesaplarında, gruplarda yazanlar…
Doğrudan söylemiyorlar ama tüm anlattıklarıyla düpedüz sözü “kandırıldık” demeye getiriyorlar.
Kimler tarafından?
Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu…
Genel başkan yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı ve Seyit Torun tarfından…
Basın toplantısında CHP İl Başkanı Mahir Akbaba’yı dinliyoruz.
Üzgün…
Denizli için, Denizli Örgütü’nden habersiz karar alınmasından.
Kırgın…
Yaptıkları çalışmaların yok sayılmasından.
Kızgın…
İttifakın CHP üzerinden yapılmamasından.
Bu yüzden de sitem dolu.
Diyor ki:
Genel merkezde nasıl bir ittifak olmasının çerçevesini çizdiğimde, bana rahat olmam, Denizli’nin ittifakta olmadığı söylendi.
Diyor ki:
“Ben Denizli’yi alacağım” diyen Genel Başkanıma güvenerek görüşmeler yaptım, programlar hazırladım.
Diyor ki:
İki aday adayı müracaatta bulundu. Genel merkezin bilgisi dahilinde görüşmeler yapıldı, “Aday olurum” diyenler vardı.
Diyor ki:
Görüşülen isimler ve aday adayları, genel merkez tarafından yaptırılan anketle Denizlililere soruldu. Anketten birinci ve ikinci çıkanlar ile il başkanı olarak görüştüm. Genel merkezimiz davet etti, konuştu.
Diyor ki:
Görüşülen isimlerden biri gönlünde belediye başkanlığı olmadığını, diğeri ise geçmiş tecrübesinden bu göreve farklı ve kendisine göre daha başarılı olacak; yani seçimi kazanacak bir isimle girilmesini uygun bulduğunu dile getirdi. Hatta birkaç isim de önerdi.
Bu isimler Sayın Genel Başkanımıza sunuldu. Genel Başkanımız görevlendirmeyi bir milletvekiline ve şahsıma yaptı. Son derece soğukkanlılıkla bu isimlerle görüşüldü.
Bir tanesi olumlu yaklaştı. AK Parti’yi Denizli’den gönderme onuru kendisine teklif edildiği için memnuniyet duyduğunu, ailesinin de olumlu baktığını, bu seçimi kazanacak ve tarihe geçen kişi olacağını belirtmişti. Bu ismi, Sayın Genel Başkanımızla görüştürdük. Yani bizim adayımız Denizli’de hazırdı.
Ve diyor ki:
MYK bir karar alıyor, Parti Meclisi bir karar alıyor, Denizli’de ittifak İYİ Parti üzerinden olacak. Ben MYK Üyesi değilim, ben Parti Meclisi Üyesi değilim, ben milletvekili değilim. Nereden bileyim.
Yaşadığı son üç günü ise, “Kendimi evladını kaybetmiş baba gibi hissediyorum. Gözüme uyku girmedi. Benim 19 tane daha evladım var. Onların yaşaması için babalık görevimi tüm akrabalarım, kardeşlerim, yöneticilerim ve ilçe başkanlarımla yerine getirmeden de ölmeyeceğim” sözleriyle özetleyen Akbaba, genel merkeze de “Büyükşehirde örgütü yok saydın. İlçelerde de benzer durum yaşanırsa ortada ittifak falan kalmaz” mesajını gönderiyordu.
CHP’nin Denizli’deki şu andaki hâletiruhiyesi budur.
18 Aralık’taki Parti Meclisi toplantısından sonra düzelir mi?
Bilinmiyor.
Çünkü İl Başkanı Mahir Akbaba, kalınca kırmızı çizgiyi çekti.
Adını da “ilçeler” koydu.
CHP’nin 4 ilçede adayı yok.
15 ilçenin 9’unda ise başkan adayları açıklandı.
İttifak kapsamında bunlardan bazılarına adaylıktan çekilmesinin söylenmesi, Akbaba’ya göre kırmızı çizginin aşılması.
“Kimsenin onuruyla, haysiyetiyle oynatmayız” dediğine göre de masada duran istifa seçeneği işlerlik kazanabilir.
