AK Parti hala nasıl birinci parti diyenlere – D20Haber
25.04.2024, Perşembe
16 °C / 29 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Engin ÜNAL
  6. /
  7. AK Parti hala nasıl birinci parti...

AK Parti hala nasıl birinci parti diyenlere

A- A+

Muhalefetin dağınıklığından söz ediliyor.
AK Parti’nin iktidarda kalmasını kolaylaştırdıkları öne sürülüyor.
Nasıl muhalefet yapılacağına ilişkin örnekler de veriliyor.

Bunlardan birisi…
12 Eylül sonrası siyaset, cunta tarafından dizayn edilmişti.
Kapatılan siyasi partilerin liderleri ile yönetim kademelerinde görev alanlara siyaset yasağı getirilmişti.
Bugün merhum diye anılan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan, yasak zincirini kırmak için tek başına iktidar olan Turgut Özal’ın ANAP’ını referanduma gitmeye zorladı.

Darbe öncesinde siyaseten birbirine düşman kesilen, asla bir araya gelmeyen isimler, siyasi haklarını alabilmek için adı konmamış ortaklığın parçaları oldu.
Hepsi tek hedefe odaklandı.
Özal, bunaldı.
İstemeye istemeye referandum kararı almak zorunda kaldı.
6 Eylül 1987’de referandum yapıldı.
Yüzde 49,84 hayır oyuna karşılık yüzde 50, 16 evet oyuyla demokrasi ayıbı ortadan kaldırıldı.

Günümüze gelirsek.
Yine bir mücadele yaşanıyor.
Muhalefet bunun adını “parlamenter sisteme dönüş” koydu.
Ancak aralarında 1987’ye benzeyen ortak tavır olmadığı gibi, son dönemde birbirlerini sorgulayan çıkışlar da artı.

En tazesi İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu’ndan.
"Biz olmasak mesela CHP ne kadar oy alabiliyor Cumhur İttifakı’ndan" diye soruyor.

Ahmet Davutoğlu ise, yeni ittifak arayışlarıyla rol kapma derdinde.
Ali Babacan, CHP ile birlikte görünmenin çekingenliğinde.
Geriye kala kala Millet İttifakı’nın iki küçük ortağı SP ve DP kalıyor.

Ne yapacaklarını ortaya koyamayan,
Giderek çok sesli koroya dönüşen,
İğneden ipliğe zamlara rağmen vatandaşın sesi olmanın uzağında kalan,
Özetle kendi sürecini yönetemeyen muhalefet, vatandaşın gündemini yakalayabilmiş, onlarla senkronize olabilmiş değil.

Hemen yerelden bir örnek.
Eski bir belediye meclisi üyesi olan ama bugün aktif siyaset yapmayan Osman Besli, bir köşe yazımızla ilgili yorumunda soruyor:
“Benim mühendis olarak çözemediğim bir soru var. Güzel ülkem soyulup, insanımız cascavlak
kalmışken iktidar partisinin anketlerdeki oy oranı nasıl olurda %30’larda gezer birisi lütfen söyler mi?”

Mühendisin çözemediği hesap alanına hiç girmem.
Keza matematikle aram iyi değil.
Ama vatandaş kendi hesabını iyi biliyor.
Artık mesajını da veriyor.
Mesela elektrik zammı.
Muhalefetten umudunu kesince tepkisini dile getirir oldu.
Sonuç beklediği gibi çıkmasa da yüksek zamdan bir miktar geri adım atıldığını gösteren açıklama bizzat Cumhurbaşkanı tarafından yapıldı.

Yazımızı Macaristan’dan bir örnekle bitirelim.
Altı muhalefet partisi, ülkeyi yöneten Viktor Orban’a karşı mücadele ediyor.
Oluşturdukları ittifakta sosyal demokratlar da var, aşırı sağ düşüncedeki parti de.
İlkbaharda yapılacak seçim yaklaşırken hiçbiri kendi ideolojisiyle ilgili değil.
Hepsi, ön seçimle ortak aday olarak belirlenen muhafazakar siyasetçi Péter Márki-Zay'in yanında.