Cumhurbaşkanı’na “alışamadım” diyen teğmenden turplu, şalgamlı mitinge – D20Haber
25.04.2025, Cuma
11 °C / 23 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Engin ÜNAL
  6. /
  7. Cumhurbaşkanı’na “alışamadım” diyen teğmenden turplu, şalgamlı...

Cumhurbaşkanı’na “alışamadım” diyen teğmenden turplu, şalgamlı mitinge

A- A+

Orta yaş ve üzerindekilerin anımsayacağı tek kişilik bir eylem vardı, belleklere "alışamadım" diye kazındı.
Mucidi genç bir teğmendi.
Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a,
"Alışamadığım ve hiçbir zaman alışamayacağım bazı şeyler var" diye başlayıp,
nelere alışamadığını sıralayıp,
"Siz, ‘alışırlar’ dediniz Sayın Turgut Özal ama ben sizin cumhurbaşkanı olmanıza da alışamadım" diye biten bir telgraf yollamıştı Teğmen Murat Şeref Baba.

22 Şubat 1990 tarihli "Alışamadım" telgrafı, bir eylem biçimi olarak Kocaeli-Gebze’den Anadolu’ya yayıldı.
Denizli’de Lerzan Süzük ve arkadaşları "Alışamadım" yazılı tişörtler bastırdı.
Basında boy boy haberler çıkınca siparişlere yetişemez olmuşlardı.

Bu denli tutan eylemin sahibi Murat Şeref Baba’ya ne mi oldu?
Önce sıralı komutanların karşısına çıkarıldı.
O geri adım atmayıp "yine yaparım" deyince öfke seli üzerine geldi.
Deli muamelesi yapılıp psikiyatri kliniğine kapatıldı.
En sonunda "disiplinsizlik" nedeniyle ordudan atıldı.
O ne yaptı?
Hukuk okuyup avukat oldu.

Sonraki yıllar…
"Orta direk" yıkıldı,
iki asgari ücretli bir aileyi geçindiremez,
emeklinin maaşı ev kirasına yetmez,
eskiden pastalı-börekli "altın günü", "mark-dolar günü" yapan kadınlar mutfakta tencereyi kaynatamaz,
gençler geleceğe umutla bakamaz,
öğrenciler diplomaya güven duymaz,
eskiden "harmana, tütün parasına, pancar parasına veresiye" alışverişle yaşayan çiftçi, tarlasına ektiğinin karşılığını alamaz oldu.

Son 23 yılda bunlar ve nice olumsuzluklara alıştığı, suspus oturduğu sanılan kitleler, Saraçhane ile birlikte 35 yıllık kelimeyi anımsayıp, alıştırılmak istenen düzene alışamadığını gösterdi.
Düne kadar iktidar sahiplerinin yaptıkları kitleleri şaşırtıyordu.
Şimdilerde tam tersi şaşırtan vatandaş.

Mesela; Ekrem İmamoğlu protestolarına traktörleriyle katılan Yozgatlılar, kendilerine kesilen cezaya Özgür Özel’in mitingine yüzlerce traktörlük konvoyla destek vererek, "yanıldınız, alışmadık" dedi.

Mesela; Yozgat mitinginde konuşturulan Abdullah Ceylan isimli çiftçi, alışılmadık bir çıkışla "Turpunan, şalgamınan devlet idare edilmez, hak ile hukuk ile devlet idare edilir" dedi.

Mesela; 4 ekmeğe markette 50 lira ödemek yerine, Halk Ekmek’ten 24 liraya alabilmek için büfeler önünde kuyruğa giren,
kasapta 670 lira olan kıymayı 299 liraya, 770 lira olan kuşbaşı eti 339 liraya alabilmek için sabahın köründe Et ve Süt Kurumu önünde girdiği kuyrukta saatlerce beklemeyi göze alan dar gelirlinin bu tablosu “alışamadık”ın bir başka örneği değil mi?

Mesela; çalışanların öğle yemeği için lokantaya 250-300 lira ödemek yerine, 80 liraya karnını doyurmak için Kent Lokantası’nda kuyruğa girmesi de "yüksek fiyatlara alışamadık" demenin farklı bir versiyonu değil mi?

Evinde huzurluca oturup torunlarını sevebilmenin hayalini kuran emeklinin yaşına bakmadan, "ben ihtiyarım" demeden eylemlere destek vermesi "yaşadığınız bu günlere alışamadık" demek değil mi?

Mesela; proje okullarında öğretmenlerinin bir yerden bir yere savrulmasına karşı çıkıp, eyleme destek sağlayan öğrencilerin "kimden izin aldınız?" sorusuna "Başöğretmen’den" karşılığını vermesi alışılması istenen düzene alışamadıklarının ifadesi değil mi?

Velhasıl, geçmediği otoyol ve köprü, uçakla inmediği havaalanı için para ödeyen milyonlar, "ülkenin bu duruma getirilmesine alışamadık" diyor.