Türkiye tarihi günler geçirmekte. Afrin Harekatı’nın başladığının 3. gününde maalesef ilk şehidimiz geldi. Gerçekten de bu coğrafyada yaşamak büyük bir bedel istiyor.
Yüzyıllardan beri Türk’ün mücadelesi bu coğrafyada devam etmekte. 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile büyük Atamız Sultan Alparslan’ın Anadolu topraklarını bize yurt edinmesi ve bu coğrafyayı vatanlaştırmamızla bu zorlu mücadele başladı.
Küresel güçler, yani üst akıl dünyada büyük bir proje üzerinde çalışıyor ve maalesef ortaya koyduğu bu proje ile ilgili adım adım ilerliyor. Üst akıl bütün dünyadaki ulus devletleri yıkmak ve yerine küçük devletçikler kurup dünyayı sanki bir şirket yönetir gibi yönetmek istiyor.
Bu ifadeleri ilk defa duyduğumda gerçekten beni şaşırtmıştı. Sene zannedersem 2007 yılıydı. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun davetiyle birlikte Denizli’den birkaç dostla Antalya- Belek’te bir otelde 4 gün boyunca bir araya gelmiştik. Muhsin başkan ve değerli yazarımız rahmetli Ömer Lütfi Mete Bey’in yapmış olduğu konuşmada, şu an dünyada 300’e yakın olan devlet sayısının 2030’lu yıllarda 1000’li sayılara ulaşacağını belirtmişti.
Ve biz de gerçekten böyle bir şeyin nasıl olacağını yanımızdaki arkadaşlarla birlikte tartışmıştık.
Aradan 11 yıl geçti, Ömer Lütfi Mete’nin, değerli üstadın ne kadar haklı çıktığını görüyoruz.
Üst akıl özgürlük adına Irak’a girdi. Beşe böldü. Libya’ya özgürlük getirdi. Üçe bölündü. Yemen, Suriye ve diğer devletlerin içinde bulunmuş olduğu durum ise ortada.
Baktığımız zaman insanlık tarihi açısından bile on yıllık zaman diliminin çok kısa olmasına rağmen, bu kadar kısa sürede de Ortadoğu coğrafyasının üst akıl tarafından devletlerin yıkımı ve halklarının da perişan olmasına sebep olmuştur. Ülkeler teker teker parçalanıp küçük devletçikler haline gelmiştir. Bu yüzden Türk milleti olarak Afrin operasyonuna bu pencereden bakmamız gerekiyor.
Suriye’den sonra sırada İran ve Türkiye bulunmakta. 2011 yılından itibaren Suriye’de başlayan savaşta bir milyon insan hayatını kaybetti. On milyona yakın insanda mülteci durumuna düştü.
Sonuç itibari ile üst akıl kendi aklı ile hareket edecek, biz de kendi aklımızı kullanarak Türkiye üzerine oynanan oyunları bozacağız. Kazanmanın tek bir formülü vardır. Cesur, kararlı, dirençli, akıllı, birlik ve beraberlik içinde olmak.
Çanakkale’de 57. Alay Şehitliği Kitabesi’nde 19. Tümen Kumandanı Yarbay Mustafa Kemal özetle şöyle diyordu: Çanakkale savaşını kazandıran yüksek ruh ölüme tevekkülle giden kelime-i şahadet getiren hayrete ve tebriğe değer veren Türk askerinin ruh kuvvetidir.
Aynı ruh aradan 103 yıl geçmesine rağmen yine devam ediyor. Afrin’e giden bir Türk askeri şu ifadeleri kullanıyor: Geri kalanlar beni beklemesin.
Bu ruh, bu güven, bu inanç devam ettiği müddetçe biz bu coğrafyada birlik ve beraberlik içerisinde yüzyıllar boyunca yaşamaya devam edeceğiz.
Selam ve muhabbetle...
