Kederleniriz; "batsın bu dünya" deriz.
Derdimizi anlatırken "huzurum kalmadı" sıkça kullandığımız kelimedir.
Biraz arabesk oldu değil mi?
E zaten hayatımız arabesk...
Biraz da şarkılara meyletmek değil mi?
Bir de mafyavari yaşam biçimine doğru evrilme!
Bakın, pembe dizi izler gibi Sedat Peker videolarını izliyor millet.
Biterken de yenisi ne zaman diye bekliyor.
Anlatılan ne?
Siyaset-mafya-ticaret üçgeni…
Ve yaşadığımız çürümüşlük!
Ha bir de;
"Gelin Hanım (Meral Akşener), beni Netanyahu’nun yanına koyuyor. Onun ardından da Rize’ye gidiyor. Gelin Hanıma gayet güzel ders veriliyor. Yine dua et ki Gelin Hanıma çok ileriye gitmeden ders verdiler. İkizdere yetmedi, Çayeli'ne gittin. Orada da gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler" sözü var.
Siz nereye koyarsanız koyun, nasıl istiyorsanız öyle algılayın bu sözleri.
Devam ediyoruz…
"Dejavu mu" desem,
"90’lar geri mi geldi” desem, bilemedim.
Şöyle:
Faili meçhuller ile özdeşleşen "Torosları" gördü bu millet.
Uzağa gitmeyelim, güvenliğimizi emanet ettiğimiz emniyetten çıkan silahla televizyon binasının kurşunlandığını yaşadı Denizlililer.
KKTC'deki meslektaşımız Kutlu Adalı benzeri bir cinayeti Denizli'de konuşuyor olabilirdik.
Ne mi diyorum?
Anlatayım:
40'lı yaş ve üzerindekiler anımsar DEHA TV'nin kurşunlanmasını.
O yıllarda yerel televizyonculuğun yüz akıdır DEHA TV.
Sadece Denizli değil, Türkiye bilirdi bu markayı.
Cesur habercilik yapıldı.
Yeri geldi, "bizi sokar mı" diye düşünmeden arı kovanına çomak sokuldu.
Sonrası mı?
İtirafçı Murat İpek, Denizli'ye getirilip, devletin envanterine kayıtlı kaleşnikof ile kurşunlama gerçekleştirildi.
Tetikçi, delil kalmasın diye mermi kovanlarını yastık kılıfının içine düşürdüğünü bile anlattı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Kutlu Adalı cinayetine ilişkin itirafları dinlerken o günler film şeridi gibi akıp gitti.
Adalı cinayeti benzeri senaryo hazırlanmış.
Adam televizyon binasına girip keşif bile yapmış.
Çıkış zor olduğu için bina içinde eylemden vazgeçmiş.
Kendi anlattı.
Sonra yargılandı.
Dedi ki:
Silah Denizli Emniyet Müdürlüğüne ait!
Denizli Emniyet Müdürü kim?
Bugünlerde organize suç örgütü lideri Sedat Peker tarafından ismi sıkça zikredilen Mehmet Ağar'ın ekibinden Necati Altuntaş!
Hani deniliyor ya:
Çekin tuğlayı altında kim kalırsa kalsın!
Ne tuğla çekiliyor ne de duvarlar yıkılıyor.
O halde yazıyı 12 Eylül’den sonra Yüce Divan’da yargılanıp mahkum olan eski Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı’nın başta uyuşturucu kaçakçıları ve diğer karanlık kişilerle ilişkilerini soruşturmak amacıyla kurulan komisyonun başkanı Yargıç Albay Akdemir Akmut’a ait şiirle bitirelim:
BABALAR MEYHANESİ
Mekân: Yer altı dünyası
Vakit: Geceyarısı
Babalar meyhanesi tıklım tıklım
sigara dumanı, rakı, şarap, bira
Masalarda mezeler ve kapıda firariler
Sıra sıra..
*
Gemiler
TIR’lar...
Pazarlıklar...
Silah, viski, yedek parça, esrar, sigara...
Mark, dolar, lira...
Tehdit, şantaj, cinayet
ve küfrün bini bin para
*
Burası yeraltı dünyası
Vakit geceyarısı
Babalar meyhanesi tıklım tıklım...
*
Ve...
Uzaklarda, çook uzaklarda
Bir polis düdüğünün cılız ve titrek sesi
Ara sıra...
