İşkencenin türlüsü var.
Mesela Çin işkencesi!
En bilineni eli ayağı bağlanan kişinin alnına su damlatmak.
Türkiye’de yaygın olanlar ise 1970’li, 1980’li yıllarda Filistin askısından elektrik vermeye, lağım çukuruna atmaktan tazyikli suya tutulmaya kadar uzanan türlü işkencelerdi.
Kayıtlara 68 ve 78 kuşağının çilesi olarak geçmiştir.
Bi de trafik işkencesi var.
Ülkemizde bunun tarifi var da tarihi yok.
Her daim yaşanır.
Biraz homurdanma, biraz siyaset problemi çözecek anahtar gibi görünse de,
“Dev proje” diye sunum yapılsa da,
İşin aslı pek öyle olmasa da,
Motivasyon sağlasın diye yola çıkana inanmak adettendir.
İşe de eziyet bitecek diye başlanır.
“E bitecekse katlanırız be ya” der halkımız.
Biraz geçer, bitmez…
“Sabrın sonu selamettir” deyimi patlatılır.
Yeni vade tanınır.
“Sabreden derviş muradına ermiş” diye.
Aylar yıllara bağlanır, neredeyse sabır taşı çatlayacak hal alır ama kimin umrunda.
Örnek mi?
Çooook…
Alın bi tane, kent merkezi ile Organize Sanayi Bölgesi arasındaki karayolu.
Yolun hikayesiyle ilgili özet geçelim de hafızalar tazelensin.
2017’de ihale edildi.
Müteahhitle 15 Ocak 2018’de sözleşmesi imzalandı.
İş bitimi için 400 gün verildi.
2019’da bitecekti, bitmedi.
Sonra da iddiaya göre müteahhit, 67 milyon lirayı bulan alacağının ödenmediğini gerekçe gösterip, tası tarağı topladığı gibi terk etti inşaat mahallini.
Karayolunun ortası kazıldığıyla kaldı.
Tam da “ortada kuyu var yandan geç” misali bir durum.
Yandan geçiliyor geçilmesine de yukarıda sözünü ettiğimiz işkence sonunda.
Bazen tek şeride düşülüyor servis yolunda geçişler.
İşte dananın kuyruğu da burada kopuyor.
Başlıyor çile.
50 metre, 100 metre, 500 metre, 1 kilometre, birkaç kilometre…
Uzadıkça uzuyor, sonu gelmiyor.
Mesela Ramazan Bayramı’nın son gününde, Kaklık’dan gelip OSB’yi geçmenin iki saati bulduğunu sosyal medyadan paylaşanlar oldu.
Mesafe taş çatlasın 10-12 kilometre.
Geçiş süresi iki saat.
Bu işkencenin katmerlisi değil mi?
Bi de dur kalklar ile heba olan yakıtı hesaba katmayı unutmayın!
Yaz geliyor.
2019’da bitmeyen yolun şehirlerarası trafiğe yansıması covid-19 salgını ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle pek fark edilmedi.
Fakat yasaklar neredeyse kalmadı.
Eve hapsolmaktan sıkılan halkımız kendini sahillere atacak bu yaz.
Ankara yönünden, Uşak yönünden gelen bu yoldan geçecek.
İşte o sözünü ettiğimiz trafik işkencesi katmerlenecek.
“Denizli’nin yolları” diye kötü şöhrete hazırlanın.
Şimdiden söyleyelim de sonra demedi demeyin!
