O DENİZLİ’NİN NÜKTEDANIYDI – D20Haber
30.04.2024, Salı
17 °C / 31 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Engin ÜNAL
  6. /
  7. O DENİZLİ’NİN NÜKTEDANIYDI

O DENİZLİ’NİN NÜKTEDANIYDI

A- A+

Ak saçlı Koca Adam…
Vedanın üzerinden 22 yıl geçmiş.
Oğlun Osman Nuri Hoca, 30 Mart için “Kendime idol olarak seçtiğim sevgili babamı yitirdiğim gün” diye yazmış sosyal medyadaki sayfasına.
Bak, sen sonsuzluğa yürüdüğünde Milli Eğitim’deydi, mesleğini en iyi şekilde icra ediyordu.
Şimdi mi?
Koşuyor, koşuyor, durmadan koşuyor.
Nereye mi?
Atletizmde başarıdan başarıya, master’larda şampiyonluklara…
Çünkü idolü sensin.

Bak, bir M. Kemal Tartılacı daha yok.
Yetişmedi.
Memlekette ne senin gibi nüktedanlar…
Ne de mizahi yazılarıyla inceden inceden eleştiren, eleştirisiyle muhatabına bile tebessüm ettiren meslektaşın kaldı.
Çimdik atan şiirlerinden esintiler…
Ramazan ayında dostlarını isim isim andığın manilerden yazan da yok.

Senin yokluğuna alışıldığını sanma…
Bahriye Teyzem’in, Osman Nuri Hoca’ya “Beni Kemal’ime götür” deyişinden haberdar oluyorsundur.
Arada bir, bugün yerlerinde beton yığınları olan Kırıkçatal’da, Saray Restoran’da kadehleri parlatırken anlattığın fıkralarla kahkaha tufanı estirişini…
Hasan Gönüllü döneminde Belediye Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü yaparken her öğleyin bize ayran ısmarlamanı…
Düğünümde zeybek oynayışını daha dünmüş gibi anımsayanlardanım.

Sonra; birkaç kadeh devirmek için Muharrem Aydın, Cengiz Akhisar senden gelecek “12’ye çeyrek var” mesajını bekler hala.
Seninle aynı ortamı paylaşan meslektaşların…
Başkanlığını yaptığın Sanatsevenler Derneği’nden dostların…
Denizli Gazetesi’nde omuz omuza yürüdüğün ve hep yanında olduğun Erol (Özbal) Abi…
Aynı çatı altında keyifle çalıştığınız Ömer Yurtseven…
Birlikte kitap yazdığınız dostun Atilla Sezener…
Ve buraya isimlerini yazamadığım nice sevenin…
Seni, hep birlikte özlemle, sevgiyle anıyoruz.
Mekanın cennet olsun Kemal Abi” diyor ve izninle okuyanların yüzünde tebessüm oluşturacak yıllar önce yazdığın bir yazıyı paylaşıyorum.

DIÇKI…

4-5 yıl önceydi.
Ankara Otobüs Terminali’ndeyim.
Denizli’ye hareket edecek otobüsün kalkmasına az bir süre var. Tuvalete gidip ihtiyacımı gidereceğim. Pisuvarın yanıbaşında tanıdık bir sima. Bizim Erdoğan Toker…
Başımı yana çevirip, “Merhaba Erdoğan Bey” dedim.
Şaşırdı.
Oooo merhaba Kemal Bey bu ne tesadüf?
Tuvaletin kapısından çıkarken elini göğsüme dayadı:
Olmaz” dedi, tuvaletin ücreti benden…
O yıllar küçük abdest 50, büyük abdest 100 lira idi.
Güldüm.
Olur mu” dedim, ben vereceğim.
Niçin olmasın ben vereceğim.
Toker Hoca dayattı.
Ölümü öp!
Deyince sesimi çıkaramadım.
Tuvaletten çıkınca dostumun koluna girdim. Gayet sakin bir eda ile:
Bak arkadaş, bana sidik ısmarlamak suretiyle mahcup ettin! İnşallah bir gün gelir senin bu ikramının altında kalmam. Ben de sana b…k ısmarlarım!
İkimizde yol boyunca gülüştük.