Türkiye kazan, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce kepçe yurdu adım adım geziyor.
Duraklarından birisi de Denizli’ydi.
Şunu söyleyelim: Denizli, İnce’yi mutlu etti, moral yükleyerek diğer duraklarına uğurladı.
Bir kere CHP, Denizli’de tarihinin en kalabalık mitingini düzenledi.
Muharrem İnce’nin konuştuğu platform, alanın en geniş yerine yerleştirilmişti.
Oraya kuranlar, seçilen yerin kalabalığı yutacağını ya hesap edemedi ya da “bu alanı doldurup özel hastaneye yakın yere kadar da dolduruz” diyerek, iddialarını ortaya koydu.
İkincisi gerçekleşti.
Saat 15.15’te boş gibi görünen alan 45 dakikada doldu.
Fatih Caddesi’nin alana dahil edilen bölümünü ve Özay Gönlüm Meydanı’nı dolduran kalabalık, 29 Ekim Bulvarı’na doğru uzayıp gitti.
Bilirim miting rakamları hep tartışma yaratır, itirazlar yükselir ama yine de yazalım. 20 bin dolayında Denizlili Muharrem İnce’yi dinlemeye geldi.
Geçiyoruz Muharrem İnce’nin kürsü performansına…
Bir kere öğretmen olmanın avantajını iyi kullanıyor.
Tane tane anlatıyor.
Üslubu iyi.
Kavgacı dil kullanmıyor.
Ama hedefe vurmayı da ihmal etmiyor.
Bir boksörü canlandırın gözünüzde.
Süreki rakibinin etrafında dolaşıyor.
Bir ara hedefine yöneliyor ve vurup çekiliyor.
Kitlelerle iletişimde hayli başarılı ve bu sayede alandakilerin ilgisini dağıtmıyor.
Konuşmasından gittiği illerle ilgi dersine çalıştığı izlenimi de verdi.
Malum Denizli tekstil kenti.
Sıkıntılar var.
Bunlara değindi.
Sonra da bunları aşmak için yapılması gerekenleri söyledi.
“Marka” dedi.
“Tasarım” dedi.
“Teşvik” dedi.
Nakliyenin ihracatçıya maliyetinden söz edip, Denizli-Milas arasına demiryolu bağlantısı projesini dile getirdi.
Teşvikinde yerinde yapılacağını, bir başka deyişle sanayicinin fabrikasını teşvik olan yere taşımak yerine bulunduğu ilde yeni yatırmlarla yola devam etmesini sağlayacaklarını anlattı.
Bir de ülke genelinde 3 Tasarım Akademesi kuracaklarını ve 1’inin Denizli’de olacağını açıkladı.
En güzel vaadlerinden birisi de öğrencilerle ilgili olanıydı.
Onlara 19 Mayıs ve 29 Ekim’de 500’er lira ek burs vereceklerini ifade etti.
Her yıl belli bir sayıda öğrenciyi yurt dışına gönderme sözünü de verdi.
Bunlarla yetinip, eğitime çok fazla girmedi.
Onu da “Eğitim konusunu mezun olduğum Necatibey Öğretmen Okulu’ndan paylaşacağım” sözleriyle açıkladı.
Bu arada kürsüden konuşurken, aynı zamanda alanı iyi gözlemlediğini fark ettiriyor.
Bozkurt’tan bir örnek…
Hafif çiseleyen yağmurda ıslanmamak için saçak altına giden vekiller gözünden kaçmadı.
Onlara orada değil, halkın arasında olmaları gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Hani vekiller alınmasın ama buna Muharrem Bey’in soyadına uygun “İnce’den fırça” da diyebiliriz.
Vekiller için seçim döneminde ciddiye alınması gereken bir uyarı diye gördük.
Siz ne dersiniz?
