Neden?
En sondan başlayalım.
Umreden 200 kişi döndü; evlerindeler,
Ya da aramızdalar.
“Aramızdalar” diyorum, çünkü aile fertleriyle birlikteler.
Kendileri dışarıya çıkmasa bile aile fertleri çıkacak.
Ha birilerinin “karalama” diyebileceğini de unutmadan söyleyelim.
Her umreden döneni “coronavirüs taşıyor” diye yaftalayabilir miyiz?
Hayır!
Ama madalyonun bir de diğer yüzü var.
Devleti yönetenler bir tehlike görmüş ki, umreden dönenleri dünden itibaren Ankara ve Konya’da oluşturulan merkezlerde topluyor.
Aralarında 25 de Denizlili var.
Yeniden 200 kişiye dönersek...
Söylemimiz net.
Karantina uygulaması onlar için de başlatılmalı hem de acilen ve oluşturulacak bir merkezde 14 gün izole edilmeliler.
Test sonuçlarında şeffaf olunmalı.
Virüs var ya da yok.
Yoksa yaşanabilecek olumsuzlukta bunun vebalini kimse kaldıramaz.
Korkumun bir başka nedeni turizm hareketliliğinden.
Şu aralar yabancı turist yok denecek kadar az.
Ya öncesi?
Çin’den ve diğer Uzak Doğu ülkelerinden, İtalya’dan, Almanya’dan, İngiltere’den, Fransa’dan gelenler...
Onlardan virüs bırakan oldu mu?
Bilmiyoruz!
Korkumun bir başka nedeni dünya ile ticari bağımız.
Denizli sanayi kenti.
İş bağlantıları nedeniyle vürüsün ortaya çıktığı Çin’den, hastalığın hızla yayıldığı ABD’den ve Avrupa ülkelerinin vatandaşlarından gelenler oldu mu?
Olmuştur mutlaka.
Peki onlardan bir tortu kaldı mı?
Bilmiyoruz!
Korkumun bir başka nedeni toplumun geniş kesiminde “hala bize bir şey olmaz” modunun hakim olması.
Örnek mi?
Coronavirüsle ilgili yerel medya bilgilendirmede bulunuyor.
Ne kadar okunuyor?
“Okunmuyor” denilecek kadar az.
Ama bir asayiş haberi verin, bakın okuyan sayısına...
Barometre bu kadar net.
Yeterince duyarlı davranmadığına başka örneklerle devam edelim.
Hala ilçe kongrelerini yapan siyasi partiler...
Kadın kolları seçimi yapan siyasi parti...
Kalabalık oluşturan organizasyon düzenleyen yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları var.
Allah aşkına bir süre bunlardan uzak durmak çok mu zor?
Bir şey daha...
Discotek, bar, gece kulübü ve pavyon gibi eğlence yerleri bugünden itibaren kapalı.
Güzeeeel.
Peki; kafeler, pub’lar, kahvehaneler ve benzeri yerler ne olacak?
Buralara gidenler daha mı az?
Örneğin kahvehanedeki okey taşları, iskambil kağıtları...
Bunlara her gün kaç kişinin eli değiyor bilen var mı?
