Denizli’nin dünyaca ünlü turizm beldesi olan ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Pamukkale’de 42 yıllık doğal ve arkeolojik SİT alanı, mahkeme yoluyla alınan kararlarla birer birer deliniyor. Traverten bölgesine 500 metre mesafede olduğu bildirilen araziyle ilgili mahkeme kararı alındı. Bu, bölgede SİT kararına ilişkin verilen ikinci mahkeme kararı oldu.
Pamukkale, büyüleyici beyaz travertenleri ile doğal SİT, roma ve Bizans dönemlerine ait Hierapolis Antik Kenti ile arkeolojik SİT alanı içinde. Ancak son yıllarda SİT alanında yapılaşmaya yol açacak kararlar dikkati çekiyor.
PAMUKKALE İLE İLGİLİ SİT KARARLARI
Pamukkale ile ilgili ilk karar 42 yıl öncesine uzanıyor. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.12.1980 tarih ve A-2587 sayılı kararıyla bölge 1. derecede arkeolojik sit alanı olarak belirlendi.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu da, 12.7.1984 tarih ve 309 sayılı kararıyla, 1/25000 ölçekli planda belirtilen Pamukkale Doğal ve Arkeolojik Sit Alanları’nın uygunluğunu onayladı.
• TIKLAYIN | Pamukkale-Karahayıt hattında arkeolojik sit uygulamalarını delik deşik edecek dava
• TIKLAYIN | Alayont: Sit derecesinin 1’den 3’e düşürülmesi vahim bir durum
İLK MAHKEME KARARI
Bölgenin SİT statüsünü delen ilk mahkeme kararı, 2019 yılında verildi. Arazinin sahibi Numan Güneş, Pamukkale-Karahayıt karayoluna yakın bir bölgede yer alan 34 bin 641 metrekarelik 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı kararının kaldırılması için dava açtı.
Denizli İdare Mahkemesi, 2018/890 esas, 2019/290 numaralı ve 14.3.2019 kararıyla, taşınmazın bulunduğu alanla ilgili 1. derecede arkeolojik sit kararı uygulamasının sonlandırılmasına karar verdi.
Bu karara Kültür ve Turizm Bakanlığı itiraz ederken, Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 2. derecede arkeolojik sit kararı aldı. Bakanlık, Denizli İdare Mahkemesi kararını temyiz ederek, İzmir Bölge İdare Mahkemesine taşıdı. İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi, 2019/497 esas, 2019/1379 numaralı ve 24.9.2019 tarihli kararıyla, Denizli İdare Mahkemesinin verdiği karara temyiz yolu kapalı olmak üzere uydu.
İKİNCİSİ DE GELDİ
Sözcü, bölgeyle ilgili yeni bir SİT değişikliği kararını haberleştirdi. Pamukkale’de travertenlere 500 metre mesafede bulunan 31 bin 704 metrekare arazinin SİT alanında çıkarılmasına ilişkin ilk talep Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 20 Ekim 2017’de reddedildi. Çünkü tarla statüsündeki arazi Hierapolis Antik Kenti içerisinde kalıyordu.
Arazi sahipleri durmadı, Koruma Yüksek Kurulu’na itiraz etti. Yüksek Kurul da 21 Şubat 2018 günü Bölge Kurulu’nun ret kararın doğru olduğuna ve kararın geçerli olduğuna karar verdi.
Arazi sahipleri istedikleri sonucu mahkemeden çıkardı. Denizli İdare Mahkemesi Koruma Kurulu’nun kararını iptal etti.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca İzmir Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılan istinaf başvurusu da 2019 yılında reddedilince hukuki olarak yapacak bir şey kalmadı.
Mahkeme kararı doğrultusunda Bölge Koruma Kurulu 2. derece olan sit statüsünü 3. derece arkeolojik sit olarak değiştirdi. İlgili tapu müdürlüğünce taşınmazın tapu kütüğünde bulunan, “2. Derece Arkeolojik Sit Alanıdır” şerhinin silinerek, “Tamamı 3. Derece Arkeolojik Sit Alanıdır” şeklinde şerh konulmasına karar verildi.
“YENİ YAPILAŞMAYA İZİN VERİLEMEZ”
Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı’nda şu çarpıcı tespitlere yer verildi:
İkinci derece arkeolojik sitler, tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini kısmen yansıtan yerleşim alanları ve sosyal yaşama konu olmuş alanlardır.
2. derece arkeolojik sitler korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır. Bu alanlarda yeni yapılaşmaya izin verilemez.
Bu kapsamda ilke kararıyla 2. derece arkeolojik sit statüsünün bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak nitelikli alanlardandır.
İtiraza konu alanın tapu kaydı incelendiğinde taşınmazın tarla vasıflı olduğu ve parsel üzerinde herhangi bir yapılaşmanın bulunmadığı görüldü.
MAHKEMEDEN İLGİNÇ GEREKÇE
Denizli İdare Mahkemesi’nin kararında alanın konumu itibariyle sağlıklı, çevresel özellikleri koruyan ve gözeten ve aynı zamanda bölgede zaman içinde çevredeki turizm alanlarının önemli bir cazibe merkezi haline getirilmesine katkı sağlayacak, olası çevreye uygun olmayan ve kaçak yapılaşmayı ortadan kaldıracak, sürdürülebilir bir doğal, tarihsel arkeolojik ve kültürel turizmi geliştirecek şekilde sit statüsünün yeniden ele alınmasının uygun olacağı belirtildi.
“MAHKEME KARARI SİT STATÜSÜYLE ÇELİŞİYOR”
2577 sayılı idari yargılama Usulü Kanunu’nun 28. Maddesinde, “Danıştay bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye mecburdur.
Bu kapsamda itiraza konu kararın parselde belirlenen 2. derece arkeolojik sit statüsü yukarıda anılan mevzuat hükümlerinde belirtilen şartları karılamamakta ve anılan mahkeme kararında tanımlanan sit statüsü ile çelişki gösterdiği değerlendirilmektedir.