Denizli'de;
08 Kasım'da 37,
09 Kasım'da 34,
10 Kasım'da 36,
11 Kasım'da 44,
12 Kasım'da 63,
13 Kasım'da 30,
14 Kasım'da 38,
15 Kasım'da 48 kişi hayatını kaybetti.
Saydığımız 8 günde coronavirüs, kronik rahatsızlıklar ve çeşitli hastalıklardan dolayı birçoğumuz canından çok sevdiği annesini, babasını, kardeşini, eşini toprağa verdi.
Bu 8 günde kaybettiklerimizin sayısı tam 330.
Daha önce de yazdım.
Coronavirüs salgını öncesi il genelinde günlük vefat 10-15 arasında değişiyordu.
Kasım ayıyla birlikte günlük ortalama vefat 41'i geçiyor.
“Normal artış” diyerek geçiştirebilir misiniz bunu?
Şimdi...
Biliyoruz ki duvara çarpıp geri dönecek.
Yine de soralım:
Kaybettiklerimizden kaçı coronavirüs kurbanı?
Kaçı astım, KOAH, diyabet, kanser, zatürre, kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybetti?
Diyorsanız ki açıklama yetkimiz yok.
Bizim de size diyecek sözümüz yok.
Ama;
Acıpayamlı, Acıpayam'da...
Sarayköylü, Sarayköy'de...
Tavaslı, Tavas'ta...
Çivrilli, Çivril'de...
Çallı, Çal'da...
Buldanlı, Buldan’da...
Çamelili, Çameli'de...
Kaç kişinin salgından vefat ettiğini biliyor.
Bilinmeyense Acıpayamlının Sarayköy’de, Tavaslının Buldan’da,özetle il genelinde günlük kaç kişinin küresel salgına kurban verildiğidir.
Peki, pandemi bilgileri sır gibi saklandıkça ne mi oluyor?
Azımsanmayacak bir kitle, hala coronavirüsün öldürdüğüne, öldürmediklerinde ise sağlıkla ilgili ciddi hasarlar bıraktığına inanmıyor.
Salgını ciddiye almayanlar; ebeveynlerinin, kardeşinin, eşinin, çocuğunun sağlığını riske atarak sokakta cirit atıyor.
Kamu spotlarını dinlemiyor.
Maske-mesafeyi takmıyor
Sağlık çalışanlarının aylardır kendi canları pahasına verdikleri mücadeleyi sabote ediyor.
Hastane odasından fotoğrafını gönderen Erhan Çakır'ın “Engin ne olursun bu millete anlatın covidi. Covid-19’u basite alıyorlar. Şu an hastahanedeyim, nefes almakta zorlanıyorum inan. Bunu millete anlatın, selamlar” sözleri bir kulaktan giriyor, diğerinden çıkıp gidiyor.
"Rakamlar paylaşılsın" derken de anlatmak istediğimiz de bu ve benzeri çığlıklardır.
