Şiddet görmek, tecavüze uğramak istemiyoruz – D20Haber
23.04.2024, Salı
15 °C / 33 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAŞAM
  4. /
  5. SİVİL TOPLUM
  6. /
  7. Şiddet görmek, tecavüze uğramak istemiyoruz

Şiddet görmek, tecavüze uğramak istemiyoruz

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 25 Kasım 2020 Çarşamba - 08:00Güncelleme: 25 Kasım 2020 Çarşamba - 03:22
Şiddet görmek, tecavüze uğramak istemiyoruz

Bugün, Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü. Ya da şöyle anlatalım: 60 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde, diktatörlüğe karşı mücadele eden Patria, Minerva, Maria Mirabel isimli üç kız kardeş, bir uçurumun dibinde ölü bulundu. Tecavüz edilerek vahşice öldürülen Mirabel Kardeşler diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolleşen isimleri olurken, BM de 17 Aralık 1999’da, “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul etti 25 Kasım’ı...

İşte bu günün anısına Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Denizli Şubesi Gençlik Kollarından Melek Öner ve Melisa Çelik, orta bir yazıyı kaleme aldı. Öner ve Çelik’in yazısı şöyle:

BİR CAN DAHA YİTİRMEK, NEDEN?

25 Kasım 1960 ‘ta Dominik Cumhuriyeti’nde üç kız kardeş, askeri diktatörlük tarafından hedef gösterilmelerinin ardından tecavüz edilerek ölüme maruz bırakılmışlardır. Bu olaya atıfla 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 25 Kasım günü, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü olarak ilan edilmiştir.

2020 yılına baktığımızda Türkiye’ de de durum olabildiğince kötü bir vaziyet sürmektedir. Erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 2020 yılının ilk dokuz aylık diliminde 369’a ulaşmıştır.

Kadına yönelik yapılan her türlü fiziksel, psikolojik, cinsel ve duygusal istismar; kadının güçlenmesini, sağlıkla ve güvenle yaşamını sürdürmesini engellemektedir. Kadına yönelik şiddetin devam ediyor olması sözde değil, icraatta bir önlem alınması gerektiğinin göstergesidir. Kadınların can güvenliğini tehdit eden hiçbir koşula müsamaha gösterilmemeli, şiddete karşı acilen gerçekçi çözümler bulunmalı ve gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.

Kadına yönelik şiddetin risk faktörleri; bilinçsizlik, eğitimsizlik ve vicdansızlıktır. Örnek alınan rol modellerin şiddet yanlısı söylem ve eylemleri istismara meyilli kişinin gücünü arttırmakta, gerekli yaptırımların uygulanmaması da üzerine tuz biber olmaktadır. Fakat istismara meyil veren en temel risk faktörü eşitsizliktir. Yalnızca kadın olmaları nedeniyle ayrımcılığa uğrayan, şiddete maruz kalan ve yaşama hakkı dahil olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kadınların varlığı inkâr edilemez. İnsana salt insan olduğu için değer vermeli ve en temel hakkı olan yaşama hakkına saygı duymalıyız.

Artık kadınları gündemde istismara maruz kaldıkları için değil başarılarıyla, kendilerini gerçekleştirmeleriyle duymak istiyoruz, Sesimizi duyurduğumuzda Mirabel kardeşler gibi şiddet görmek, tecavüze uğramak istemiyoruz.

Şiddetin bahanesi olamaz. Kadınları bu durumu kabullenmeye maruz bırakmamalı, şiddetin kaçınılmaz değil, engellenebilir olduğunu herkese kabul ettirmeliyiz!