Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzman Doktoru İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile COVID-19 aşısı aşısı olmayanlarda kalp krizi riskinin, aşı olanlara oranla daha yüksek olduğunun ortaya çıktığını belirtti.
Yapılan istatistiki çalışmalara göre Türkiye’de ölümlerin büyük bölümünün sebebinin kalp krizi olduğu belirlendi.
Konuyla ilgili konuşan Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru İbrahim Oğuz, pandemi döneminden sonra kalp hastalıklarının gençlerde de sık sık görüldüğünü söyledi. Bunun başlıca etkenlerinin sigara kullanımındaki yaygınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, spordan uzaklaşmak, tuz kullanımı olduğunu kaydeden Oğuz, şunları söyledi:
“Koronavirüs döneminden sonra vatandaşlar özellikle kalp krizine bağlı ölümleri COVID-19 aşısına bağlıyordu. Ancak 20 milyon insan arasında bir yıl takip ile çalışma yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre, aşı olmayanlarda aşı olanlara göre daha fazla kalp hastalıkları ve ölüm gözlendiği ortaya çıktı. COVID-19 aşısı değil daha çok koronavirüüs insanlarda kalp krizi riskini artırıyor. Önce koronavirüse hastalığına yakalanıp, daha sonra kalp krizi geçirdiği için insanlar bunu aşıya bağlıyor. Ama yapılan bu çalışma ile bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı.”
KALP KRİZİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Halk arasında bilinenin aksine sol kol ağrısının kalp krizi belirtisi için yeterli olmadığını dile getiren Oğuz, “Kalp krizi belirtileri olarak göğüs üzerinde baskı şeklindeki ağrılar bizi kalp krizi konusunda daha çok düşündürüyor. Mevsim geçişlerinde, sıcak soğuk değişimlerinde iğne batması şeklindeki ağrılarla başvuranlar çok oluyor ancak bu şekildeki ağrılar daha çok kas ağrısını düşündürüyor. Göğüste baskı ve ağırlık tarzı ağrılar doğrudan kalp krizi belirtisidir. Sadece sol kol ağrısı pek önemli değil, daha çok göğüs ağrısı ile birlikte olan sol kol ağrısı, terleme, nefes darlığı buna eşlik ediyorsa o zaman kalp krizi olarak değerlendirilebilir” dedi.
BUNLARA DİKKAT EDİLMELİ
Kalp krizi riskini en aza indirmek için tavsiyelerde bulunan Oğuz, şu ifadeleri kullandı:
“Spora çok önem verilmesi lazım. Hamur işi ve yağlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Kötü kolestrol dediğimiz LDL’yi herkesin ölçtürmesi gerekir. Eğer bu değer yüksekse tedavisine başlanılmalı. Çünkü kötü kolestrol dediğimiz LDL, damarlarda sürekli birikerek tıkanıklığa yol açar. Özellikle diyabet, tansiyon, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar kontrollere düzenli olarak gitmeli. En önemli faktörlerden biri de sigara kullananların sigarayı bırakması.”
DENİZLİ (İHA)
