JMO Denizli Şubesinden Santorini depremleri açıklaması – D20Haber
17.03.2025, Pazartesi
8 °C / 20 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. GÜNDEM
  4. /
  5. JMO Denizli Şubesinden Santorini depremleri açıklaması

JMO Denizli Şubesinden Santorini depremleri açıklaması

A- A+
D20HABER
Yayınlanma: 12 Şubat 2025 Çarşamba - 17:41Güncelleme: 12 Şubat 2025 Çarşamba - 17:41
JMO Denizli Şubesinden Santorini depremleri açıklaması

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Denizli Şubesinden Santorini depremleriyle ilgili yapılan açıklamada, bölgede aktif olan fay hatlarının Ege’yi dünyanın en sık deprem üreten bölgesi haline getirdiği belirtildi.

JMO Denizli Şubesinin açıklamasında, ocak ayının son günlerinden itibaren Ege’de yoğun bir sismik aktivite yaşandığına, en büyüğü 5.2 olan 1800’den fazla deprem meydana geldiğini, halen sarsıntıların devam ettiğine dikkat çekildi.

Bilim camiasının depremlerin volkan kaynaklı olup olmadığını tartıştığına işaret edilen açıklamada, Ege Bölgesi’nin karmaşık ve henüz gelişimini tamamlamamış bir jeolojik yapıya sahip olduğunu, Girit Adası’nın güneyindeki Güney Ege dalma-batma zonu boyunca Akdeniz’in okyanusal tabanının Ege ve Anadolu’nun altına daldığı, dalan levhanın üstteki Ege bölgesini güneye doğru çekerek bu bölgenin kuzey-güney yönünde her yıl 3,5 cm genişlemesine yol açtığı, Bu genişleme hareketi Ege Bölgesi’nde çok sayıda doğu-batı uzanımlı fayların oluşumuna neden olduğu belirtildi.

Neredeyse tamamı aktif olan bu fayların hareketinin Ege Bölgesi’ni dünyanın en sık deprem üreten bölgelerinden birisi konumuna getirdiği vurgulanan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

“Güney Ege dalma-batma zonu boyunca Girit’in altına dalan okyanus levhası, yerin derinliklerinde eriyerek magma adı verilen ergimiş kayaları meydana getirmekte. Magma ise faylar boyunca yüzeye yükselip Ege Denizi içerisinde bir dizi volkanı oluşturmaktadır. Kiklad adaları ve Oniki adalar olarak bilinen bu adaların çoğu bu yolla gelişmiş volkanlardan oluşmaktadır. Ege’nin bu karmaşık jeolojik yapısı bölgede sık sık meydana gelen depremlerin ve onlara oranla çok daha seyrek volkanik faaliyetlerin temel nedenidir.

Santorini, Ege Bölgesi’nde geçmişte en büyük patlamaların meydana geldiği bir volkan adasıdır. Milattan önceye ait tarihsel kayıtlara göre bu volkanın tepesi büyük bir patlamayı takiben çöküp bir kaldera halini almıştır. Bu patlama o kadar şiddetli olmuş ki bulutlar atmosferi kaplayarak uzun süre iklim değişimine neden olmuştur.

Faylı yapı yüzünden bölgede geçmişte büyük depremler de yaşanmıştır. Bunlardan en son ve iyi bilinen 9 Temmuz 1956 tarihli Amorgos depremi 13 dakika ara ile gerçekleşen 7.7 ve 7.2 büyüklüğünde iki şok nedeniyle 53 can kaybına neden olmuştur.

Haberin DevamıReklam




Bölgede çok sayıda ve farklı boyda faylar da vardır. Bu fayların 6.3 ile 7.2 büyüklüğüne varan bir deprem üretme potansiyeli varsa da (Andinisari ve diğerleri 2021) böyle bir depremin yakın bir zaman diliminde olup olmayacağı net değildir.

Ege deprem fırtınası hem aktif fayların hem de volkanların iç içe olduğu bir bölgede meydana gelmektedir. Bu tür fırtınaların volkan mı yoksa fay kaynaklı mı olduğunu belirlemek oldukça zordur. Türkiye karasına en yakın 150 km mesafede gelişen bu deprem fırtınasının nasıl sonuçlanacağı hem toplum hem de bilim camiası tarafından merakla izlenmekle birlikte kesin bir sonuca henüz varılmamıştır. Yunanistan’daki uzman bilim insanları depremlerin büyük ölçüde fay kaynaklı olduğu ve volkanların faaliyete geçmesinin düşük bir olasılık olduğunu belirtmişlerdir.

Deprem fırtınası bir süre sonra sönümlenebileceği gibi, çok daha zayıf bir olasılıkla büyük bir depremle ya da Kolumbo volkanının faaliyete geçmesi ile de sonuçlanabilir. Büyük deprem beklentisine dair en kötü senaryo 7.2 büyüklüğüdür. Bu büyüklükte bir depremin 150 km mesafedeki Bodrum ve Datça gibi yerleşim birimlerinde zayıf zeminlerde oluşturması beklenen pik zemin ivmesi 0.07 g, 250 km uzaktaki İzmir’de zayıf zeminde 0.03 g olarak belirlenmiştir. Bu düşük değerlerin yapılar üzerinde yıkıcı bir etkisi beklenmemekte ise de bilhassa zayıf zemin koşulların veya özel jeolojik ortamlara( basen) sahip bölgelerde bu değerlerin çok daha fazla olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Fayların kırılması ve volkanik patlama senaryoları dikkate alınarak 5 farklı tsunami senaryosu hazırlamış ve Türkiye’nin Ege kıyılarında 2 metrenin üzerinde dalga yüksekliğine sahip tsunami olasılığını belirtmişlerdir. Zayıf olasılık ve ülke sınırlarımıza oldukça uzak da olsa deprem, tsunami ve volkan patlaması gibi en kötü senaryoların ayrı ayrı ya da birlikte gerçekleşme olasılığına karşı tedbirli olmakta yarar vardır.”