Halk TV’de yayınlanan "Kayda Geçsin" programına konuk olan Denizli Büyükşehir belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, belediyenin borçlarını ayrıntılı olarak anlattı, belediye şirketlerinde kayda alınmayan paralar olduğunu, billboardların eksik gösterildiğini, boyama kitabına 700 bin lira ödendiğini ifade etti.
"BORÇ BATAĞI İÇİNDEYİZ"
Şule Aydın'ın "Borç şaşırttı mı?" sorusuna Çavuşoğlu, "Tabii böyle bir borç beklemiyorduk. Gün boyunca artan bir borçla karşılaştık. Yaklaşık bir haftadır çalışma yürütüyoruz, geldiğimiz tablo da bu. Borcu bugün ödersek bu diye yayınladık. Bu borcun içerisinde çok can yakıcı şeyler de var. bir borcumuz var ki, 2 milyar lira borca yıllık 1 milyar 200 milyon lira faiz ödemek zorundayız. 'Bugün itibaren dükkanı kapatıyoruz' dediğimizdeki tablo bu. 2 milyar liralık borcun 1 milyar lirası kasamızda duruyor ve kasamızda duran paraya da faiz ödüyoruz. Böyle bir borç batağı içersindeyiz" yanıtını verdi.
"KÖTÜ YÖNETİMLE İLGİLİ YÜZLERCE ÖRNEK VAR"
Barış Pehlivan'ın "11 milyar lira borçtan bahsediliyor. Belki de Denizli'ye çok güzel hizmetler yaptılar. Bu borcu boşuna almamışlardır diye düşünüyorum" sözlerine üzerine Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Borcun 2 milyar liralık kısmı Güneş Enerjisi Santrali ile ilgili. DESKİ'nin 6 milyar 326 milyonluk borcu ayırıyoruz zaten. O ayrı bir tarafta. Bir Büyükşehirin borçları, bir de DESKİ'in borçları var. Büyükşehirle ilgili borcumuz 4 katrilyon 200 milyar, DESKİ ile ilgili borcumuz 6 katrilyon 300 milyar küsur lira eski parayla. GES ile bir işletme yapmaya çalışıyorsunuz ama yapmaya çalıştığınız işletme ile ödeme yapmak zorunda kaldığınızın oranlarında dağlar kadar fark var. GES kredisine her ay 100 milyon lira faiz ödemek zorundayız. Bu sadece işin bir kısmı. Kötü yönetimle ilgili yüzlerce örnek var, harcanan paralar var, son dönemde satılıp kasaya giren paralar var, bunların olmaması var. Kötü bir bütçe yönetiminin sonucunda 11 milyar 139 milyon 969 bin lira borca girilmiş."
"SATILAN TAŞINMAZLARIN PARASI KASAYA GİRMEMİŞ Mİ? " SORUSU
Şule Aydın'ın "Belediyenin taşınmazları satılmış, o paralar kasaya girmemiş mi?" sorusunu Çavuşoğlu, "Kasaya girmiş ama öyle bir hale gelmiş ki bakın birkaç örnek vereyim. Sadece şu dosyadaki faturalar şubat ve mart ayında kesilen faturalar. Bir tanesi Basın İlan Kurumu adı altında Denizli'de yapılan bir etkinlik için 680 bin liralık fatura. Basına gönderilen ilan ve reklamların faturası. Bunun gibi çok var" şeklinde yanıtladı.
"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"
Şule Aydın’ın "Bilgisayar kayıtları silinmesi, tespit edemeyeceğiniz bir evrak kaybı var mı?" sorusunu da yanıtlayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Büyükşehir Belediyesinin iştiraklari var; BELTAŞ, Kültür AŞ var. Bunlarla ilgili yakında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Bu şirketlerde 2 türlü para toplanmış. Bir resmi para, bir de gayriresmi para. Makbunuzu, fişini, faturasını kesmedikleri paralar için torbalama diye bir sistem bulmuşlar. Torbaları mühürleyip, yaklaşık 30'a yakın kuruluşta bunları toplamışlar. Bir vatandaş bunları açıyor, resmi olan kısmını BELTAŞ'ın hesaplarına yatırıyor. Diğeriyle ilgili o diyor ben görmedim, bu diyor ben görmedim. Biri diyor götürdüm kasaya bıraktım, biri diyor benim haberim yok. Bu 10 sene boyunca sürmüş. Miktarını bulmaya çalışıyoruz. 'Mühür numarası' diye bir sistem bulmuşlar. BELTAŞ'ın paralarını bu şekilde toplamışlar. 'Z raporu' denilen bir kalem var. Z raporu kaleminde 150 lira yazıyor, kasada 720 lira yazıyor. bunları toplayıp çuvallara koymuşlar, biri gidip bunları toplamış, toplayan Z raporunda gösterileni hesaba yatırmış. Geri kalanı dağa kaçtı, dağ yandı kül oldu bitti hikayesine dönmüş.
Soruşturma yürütüyoruz. Herkes kabul ediyor, 'bizde mühürlü bir torba var' diyor. 'Bazıları emekliydi, çalıştırdık onun parasını buradan ödedik. Sigortasız işçi çalıştırıyorduk, onun parasını buradan ödedik' deniliyor. Topladınız, torbalarla bir yere götürdünüz, bunun bir kaydı var mı? Kaydı yok. Mühürlerin bir kaydı, bir girişi, çıkışı var mı? O da yok. Bir evrak, kasa 8 bin 522 lira, resmi para 3 bin 800 lira, 5 bin küsur lirayı kimse üstüne alıp kabul etmiyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduktan sonra zenginleşme araçlarına bakacağız. Bugüne kadar ne elde etmiş, nerede neyi var bakacağız. Öyle ihbarlar geliyor ki akıllara zarar. Hukukta bazı şeyleri şahitlerle ispatlayamıyorsunuz. Ama bu belgelerden elimizde binlerce var."
"BİLGİSAYARA FORMAT ATILMIŞ, HARD DİSKİ DEĞİŞTİRİLMİŞ"
Timur Soykan, "Size belediyeyi devretmeden önce delil yok etmeye çalışmışlar mı?" sorusunu da Çavuşoğlu, şöyle yanıtladı:
"Bahsettiğim şirketteki kamera kayıtlarını silmişler. Kamera kayıtları olan bilgisayara 2 Nisan günü saat 14.59'da format atıyorlar, 3 Nisan günü diskini değiştiriyorlar. Soruyoruz, ‘hard disk nerede’ diye onu da bilen yok. Kim söktü, onu da kabul eden yok.
İfadede var, 'yıllarca biz paraları bu torbalarla taşıdık ama ben hiçbir şeyini bilmem. Nereye gittiğini öbürü bili' diyor. Diğer isim de 'ben 2 senedir buradayım, böyle yaparım, paraları götürür ona veririm' diyor. 10 sene şirketin yönetim kurulu başkanlığını yapıyorsunuz, birileri torbalarla paraları taşıyor, sorulduğunda kimin taşıdığını bilmiyorum diyor.
Hele bir Kültür AŞ'miz var. 150 billboard var deniliyor, saydırıyorum 35 tane çıkıyor. Artık şimdi telefonlarına da ulaşamıyoruz. Bir kayıt yok. buradan çağrı yapıyorum. Bu billboardlarla ilgili kimlere ödeme yaptıysanız resmi, gayriresmi, dekontlarını bize ulaştırın.
"700 BİN LİRAYA BOYAMA KİTABI"
Belediyenin içinden geçmişler. Şurada bir boyama kitabı var. Seçim kampanyasında 15.03'te bastırmışlar. Aday arkadaşımız bu kitabı her yerde dağıttı. Kaç para biliyor musunuz? 700 bin lira. Bir sürü arkadaşımız bu işin altında kalacak. Basın Yayın Daire Başkanlığının şubat ve mart ayı ödemeleri bu dosyadakiler. Belediyede kayda giren hiçbir şey çıkmaz ama ne çıkar biliyor musunuz? Çok önceki yıllara giderseniz o yıllardaki şeyleri ispatlamaktan uzaklaşırsınız.
Bir fatura daha... 1 milyon 540 bin 658 liralık bir fatura. Tarih 6 Mart. Ne faturası biliyor musunuz? Branda faturası. İddiaya göre bu brandalar bir yerlere yapılmış ama altına teslim aldım diye imza atanlar 'biz almadık başkanım' diyor. 'Altına imza atmışsın' diyorum, 'getiriyorlardı, atıyorduk imzayı' diyor. "
