AK Parti İl Başkanı Muhammet Subaşıoğlu, il binasında düzenlediği basın toplantısında, önce 81 ilde yapılan ortak basın açıklamasını okudu. 12 Ekim 2024’te ilçe düzeyinde başlayan sürecin 23 Şubat’taki büyük kongreyle tamamlanacağını kaydeden Subaşıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Partimiz, değişim ve yenilenme sürecini köklü tecrübesiyle harmanlayarak bugünlere gelmiştir. Her yeniliği, birikimle besleyip milletimize gönülden hizmet edecek kadrolar yetiştirmiştir. İşte bu nedenle, bizim anlayışımızda kadrolar arasında eski ya da yeni ayrımı yoktur. Bizde sadece davamıza hizmet eden güçlü bir ekip ruhu ve adanmışlık vardır.
8. Büyük Olağan Kongremizde kullanacağımız sloganlarımızı Türkiye Yüzyılı’nın vizyonunu, amacını, hedefini ve ruhunu yansıttık. Türkiye Yüzyılı’nın ana hedefinden yola çıkarak, ‘Adında AK, Işığında İstikbal’ dedik. Bu yeni sloganımız aynı zamanda olağan kongre sürecinde kullandığımız ‘Umudun, İcraatın, Geleceğin Adı AK Parti’ şiarımızın da genel çerçevesini çizmekte, açacağımız her yeni sayfada umudu, icraatı ve sağlam bir istikbali hedeflemektedir.
AK Partimizin ışığındaki istikbal ile; geleceği inşa etmeye, kalkınmayı hızlandırmaya, huzuru ve barışı güçlendirmeye, gençliğe umut olmaya, başarıyı büyütmeye, üretimi artırmaya, şefkati ve adaleti yaymaya ve istikrarı sürdürmeye devam edeceğiz.”
“ORTADA BİR KAHRAMANLIK YOK”
Merkezefendi Belediyesinin daha önce izin verilen, kısa bir süre önce de yıkılan kaçak yerlere de değinen Subaşıoğlu, kendi döneminde Eflatun ve Meserret sokaklarda yapılaşmaya izin verilmediğini, söz konusu tablonun kendilerinden sonra ortaya çıktığını söyleyerek, “Dolayısıyla ortada bir kahramanlık söz konusu değil. Önce eşeği kaybettirip, sonra buldurmanın bir şeyi yok” ifadelerini kullandı.
Yapılaşmaya önce müsaade edip, sonra” ben bir proje yaptım” diyerek kaldırmanın kamuoyunu doğru bilgilendirme olmadığını kaydeden Subaşıoğlu, “Kartalkaya’daki otel faciası olmasaydı bu konuda adım atılmazdı. Bu konuda dönemimizde disiplinli davranmamızın ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş olduk. ‘Ben haklı çıktım demek’ gibi bir tarzım yok. Ama Eflatun Sokak ve Meserret’teki bu yapılaşmaları yanlış buluyoruz, kaldırılarak bir düzene sokulmasını doğru buluyoruz. Yapılanın bir yanlıştı, içeriye itfaiye aracı dahi giremeyecek şekilde yapılaşmaya müsaade edilmesi doğru değildi” dedi.
Sokakların işgaline izin verilmesini eleştiren Subaşıoğlu, “Birisi yanlış, birisi doğru, burada bir kahramanlık yok. Olmaması gerekene baştan müsaade edilmemeliydi. Önce müsaade edip sonra ‘bakın ben burayım temizliyorum, cesur bir karar aldım’ demek doğru değildir. Doğru karar bizim dönemimizde cesaretlen alınmış, ‘hayır’ denilmişti. ‘Sokaklar işgal edilemez, herkes kendi sınırlarında olmalı’ diye söylemiştik” diye konuştu.

“SAYIŞTAY RAPORUNU BİLMİYORUM”
Genel Yayın Yönetmenimiz Engin Ünal’ın “Sayıştay’ın 2021 yılındaki bir raporunda işgallerin 2017 yılında başladığı yazıyor. 2017’de sizin döneminizin bir kısmına tekabül ediyor. Ne söyleyeceksiniz bu konuda” sorusuna Subaşıoğlu, şu yanıtı verdi:
“Ben o raporu görmedim. Ben buradaki yapılaşmadan bahsediyorum. Üstlerinin kapatılması, ortalarının ferforjeyle kapatılması, yürüme imkanının ortadan kalkmasını kast ediyorum. İki üç sandalye konulmuşsa ondan bahsediyorsa o rapor ayrı bir konu. Mesele Sayıştay meselesi değil, İmar Kanunu’na göre yapılaşmanın yanlış olduğu meselesi. İşgaliye değil, mesele sokağın üst kısmının kaçak bir şekilde kapatılması, sokağın geçişi sağlamayacak şekilde komple işgal edilmesi. Biz işgaliyeye de müsaade etmemiştik, koydukça kaldırın diyorduk.”