TASARIM ÜLKESİ OLMAK – D20Haber
28.04.2024, Pazar
16 °C / 30 °C Denizli Hava Durumu
  1. ANA SAYFA
  2. /
  3. YAZARLAR
  4. /
  5. Ahmet YAVUZÇEHRE
  6. /
  7. TASARIM ÜLKESİ OLMAK

TASARIM ÜLKESİ OLMAK

A- A+

Hepimizin bildiği gibi 2023 yılına ilişkin bazı sosyal ve ekonomik hedefler mevcut iktidar tarafından gündemimize getirildi. Buna göre de STK’lardan okullara birçok grup çalışmalarını yoğunlaştırıyor ve belirtilen tarihe bazı rakamsal değerlere ulaşma çalışması yapıyor.

Tabi bu tip bir oluşumun birçok yararları var. Bir kere hedef odaklı çalışılır. Buna göre firmalar kapasitelerini planlayabilirler, okullarda bu hedefe uygun karakteristikte bireyler yetiştirebilir, kanun koyucu bu hedefe ulaşmaya uygun yasalar veya kolaylıkları ele alır. Gelişim dediğimiz olgu gerçekleşir.

Sanayiciler, daha doğrusu ihracatçılar için de bir hedef konmuş durumda. Buna göre, 2023 yılında 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi söz konusu. Bunu gerçekleştirmek içinde fason bazlı denen türde imalatı terk edip onun yerine kendi tasarımı ile desteklenen markasını satar bir sanayici yapısına dönüşüm tercih ediliyor.

Bu bence 2023’e kadar gerçekleşme ihtimali düşük bir durum. Ancak bu konuda çalışmadan da olmaz o işler öyle demek de bir cahillik göstergesi. Bu yolda çalışmak ve bu konuda uzun soluklu bir motivasyon göstermek gerekli. Yukarıda belirttiğim gibi bu yolda ilk aşama tasarıma dayalı imalatı gerçekleştirmek. Ardında da markalaşma gelecek. Bizim geçmişte denediğimiz gibi önce markalaşıp sonra tasarımı aramak değil doğru yol.

Ancak itiraf etmeliyiz ki, tasarımı hayatının anlamı yapan ve bu konuda artık söz sahibi olan sanayicimizin toplam imalat sanayi içerisindeki payı da çok düşük düzeyde. Kanun koyucu bu konuda aklına gelen her türlü desteği veya kolaylaştırıcı önlemleri alsa da bir aşamada maalesef yavaşlıyoruz. Tıkanma oluyor. Peki, neden acaba?

Bence bunun ilk ve en önemli sebebi, biz sanayicilerin fason tipi imalatın o tembel yapısını benimsiyor ve seviyor olmamız. Bir yabancı müşteri cirosu yüksek karı düşük bir siparişi ile geldiğinde kapasitelerimiz dolup, işçilerimizin 1-2 ay dikeceği bir siparişiyle geldiğinde firmalarımızda kurduğumuz tasarım departmanları ile uğraşma çabasına da gerek kalmadığını düşünüyoruz.

Tasarım konusunda bir yol alıp ilerlemek için belki yıllarca çalışma gerekiyor. Yıllarca bazı arkadaşları eğitip, onların bazen amaçsız gibi görünen tasarımlarına destek olmak ve bir yerde katlanabilmek gerekiyor.

Oysa bir yabancı müşterinin vizyonumuzu sınırlar çalışmasına sarılmak uyuşturucu müptelalığına benzer bir duruma yol açıyor. Herkes verimliliğe sarılıp işini yapıyor ve faturalar, maaşlar ödenebiliyor. Ancak birçoğu global yapılı olan müşterilerimiz bir sabah kalkıp, “artık Bangladeş’te imalat yapacağım” dediğinde ortaya çıkan çaresizlik ancak bir uyuşturucu müptelasında olan telaş ile giderilmeye çalışılıyor. Tabi bu olmayınca da iflaslar meydana gelebiliyor.

İkinci sebep yetişmiş adamların mevcut firmalarımıza adaptasyonu konusunda. Bu konuda mutluluk ve umutla belirtmeliyim ki büyük şehirlerimizdeki okullarda yetişen arkadaşlarımızın çok başarılı sonuçlar almaları an meselesi.

Tasarım konusunda yapılan çalışmalar artık eskisi gibi birbirini kopyalar değil çağı yakalar nitelikte olmaya başladı. DENIB’in son yıllarda düzenlediği tasarım yarışmalarını takip etmenizi tavsiye ederim. Artık yapılan çalışmalar ticari değeri olan inovatif şeyler.

Ancak önümüzde başka bir sorun var. Şirketlerimizin mevcut yapıları içerisine bu arkadaşları adapte etmek bir yarışma düzenlemekten çok daha zor. Çünkü yapılan tasarımlar imalat yapımıza uymak zorunda. Bunun içinde tasarımdan sorumlu arkadaşlarımızı imalatını yaptığımız şirketlerimizde imalatın şartları konusunda eğitmek gerekli. Bu sırada da tasarım konusunda ki motivasyonlarını ve heyecanlarını eğitim süreci içerisinde canlı tutabilmenin yollarını bulmamız gerekiyor.

Bu konuda başta patron düzeyinde bu arkadaşların pozitif ayırımcılıkla korunmaları, diğer departmanlar tarafından benimsenmeleri için baskı kurulması gerekli. Yoksa eğitim süreci bitip de gözlerindeki hayal kırıklıklarıyla yılbaşı tebriği yapar halde, eğitimlerini çöpe atmalarının ortağı olmanın yakalayacağımız hedeflere bir yardımı olmayacağı da bir gerçektir.

Gördüğüm üçüncü ana problem, personelimizin global şartlara karşı hazırlıklarına ait eksiklikle ilgili. Özellikle bizim gibi Anadolu şehirlerinde yetişmiş personelimizi tasarımın güncel değişiklikleri ile aynı anda donatabilmek bir sorun.

Çalışanlarımızın yaptığı çalışmaların günün tasarım modasına uygunluğunu sağlamak için uluslararası fuarlar, eğitimler ve uluslararası değişikliklerin oluşturulduğu platformlar ile buluşturmamız gerekiyor.

Ne yazık ki bu konuda tasarımcılarımıza sınırsız internet imkanı vererek veya sosyal medya imkanlarını kullanmalarına izin vererek konuyu çözdüğümüzü düşünüyoruz. Ofislerimizin sınırlı imkanları ile bunu çözmemiz maalesef imkansız, bunu göremiyoruz. Hatta biraz daha ileri gideyim bu arkadaşlarımıza en büyük kötülüğü onları bu yola iterek yapıyoruz.

Sonuç olarak tasarım konusunda yurt dışı entegrasyon desteği, yapılan tasarımların desteklenmesi için mali çalışmalar, bu konuda eğitim veren kurum kalitesinin sadece büyük şehirlerin köklü üniversitelerinde değil her yerde artırılması, tanıtım konusunda çalışacak olan yan elemanların teknik liselerden ve yüksek okullarda yetiştirilmesi gibi devletimizin yapacakları beklemeden önce aynada kendimize bakıp, kendimiz ile ilgili yanlış giden şeyleri düzeltmemiz gerekiyor.

2023 hedefi olur mu olmaz mı bunu zaman gösterecektir. Ancak tasarım konusu ile ilgili olarak kendimize çeki düzen verip, tasarımı bir parolanın ötesinde hayat felsefesi haline getirmezsek ne yazık ki gelecek nesillere geçecek olan sanayi kollarımızda dramatik bir azalışı görmemiz kaçınılmazdır. Ancak ondan sonra markalaşma konuşulabilecektir. Bu konu netleşmeden ve tasarımı ile öne çıkan ülke olmadan yapacağımız markalaşma çalışmalarının ülke kaynaklarını çarçur etme faaliyetine dönme ihtimali ne yazık ki çok yüksektir.

Bu yüzdendir ki, tasarım bu çağda bizler için bir alternatif değil varlık sebebidir.

Yazarın Diğer Yazıları
BİLİMİ İTHAL EDEN TOPLUM OLMAK
26 Ağustos 2017 Cumartesi
MESLEK LİSESİ PROBLEMİ
12 Ağustos 2017 Cumartesi
İNOVASYON MESELESİ
29 Temmuz 2017 Cumartesi
DENİZLİ DE TURIST OLMAK
22 Temmuz 2017 Cumartesi
15 TEMMUZ’UN ARDINDAN
14 Temmuz 2017 Cuma
YENİ NESİL VE SANAYİİ
30 Haziran 2017 Cuma
BAYRAM YAZISI
23 Haziran 2017 Cuma
OKUMAK
2 Haziran 2017 Cuma