Ben bütün acılarımı aynı mavide yıkadım, seyreldiler.
Seyrek acılarımla salınırken, hayatımın en güzel 7 yılını 70 yıl doluluğunda yaşayacağım canözüm çıktı karşıma. Acılarımı seyrelttiğim mavide hayatıma döküldü Menderes’in köpük köpük kendini Ege’ye taşıması gibi. Kendini taşırken nehirler etrafındakileri de içine alır onları da taşır gittiği yere.
O da etrafını, ilgilerini, uğraşlarını, dostlarını, üzüm bağlarını, erik ağaçlarını, kedileri, kuşları, köpekleri, bütün yaşamı ve anlamı taşıdı getirdi bana dökülürken.
Hayatımızın üçüncü çeyreğindeydik ikimiz de ve tekil yaşamaya çok alışmıştık uzun yıllardır.
Yavaş yavaş merakla ama sakince tek tek anları üst üste koyarak, anlamları birbirine bağlayarak, sevgiyi en sağlam harç yaparak kendimize özgü bir BİZ inşa ettik. Başlarda kah devirdik bir tuğlayı, kah yanlış yere koyduk ama öğrendik BİZ olmanın hesapsız, olduğu gibi olmak olduğunu. Birbirimizden rol çalmadık, birimiz diğerini hep kendi alanında yukarı çıkardı. Dokunmanın en güzel ilaç olduğunu gördük ve birbirimize ve etrafımıza hep dokunduk.
Kendimize nefes alacak alanlar bırakarak, esleri güzel sesleri özel prozodi hatası olmayan şahane bir beste yaptık.
Sade ve aroması yüksek lezzetli bir şarabı yudumladık birlikte.
Birbirimize doğru evrilirken kendimizi kaybetmedik.
İnşa ettiğimiz bizi çok sevdik.
Hastalıklar, zorluklar uzaklaştırmak yerine bizi daha çok bağladı.
Onun planlı düzeni ile benim bodoslama yaşamam enfes bir harman oldu.
Onun şüpheciliğiyle benim kaderciliğim kol kola yoldaş oldu.
Birlikte çok güzel güldük, güzel ağladık, güzel sustuk.
Biz çok güzel sevdik.
Anladık yüreklerimizi ve anlamlandırdık hayatı.
...
Ve sen gidişini bile planlayarak ve her zamanki gibi her şeyi bilerek gittin.
Tenha bıraktığın kalbimle üşüyorum şimdi çok.
…
Ve sana üşüyen bütün varlığımla teşekkür ediyorum.
İnşa ettiğimiz ve asla yıkılmayacak BİZ için
Hayatıma kattığın anlam için
Beni böyle güzel sevdiğin için
Dokunduğun her şeyi güzelleştirdiğin için
Kedilerimize sevgin için
Doğaya saygın için
Sen olduğun için
Varlığın için hesapsız teşekkür ediyorum.
Seni seviyorum, bugün, yarın ve daima…
Ve ben yine bu en keskin acımı aynı mavide yıkadım.
Senden önceki ben değilim artık.
Sensiz seninle yaşamak bundan sonraki deneyimim olacak.
Nasıl olacak…
Bana son aldığın kitabın adı SON BAKIŞTA AŞK’sa
Nasıl olacak…
VAHA
Yorgun bir tarla yüzün
Duası kesilmiş yağmurların
kim bilir kaç bahar önce.
İki yeşil vaha gözlerin
saklanmış arasına,
yılların açtığı derin izlerin.
Soluksuz sürmüş hayat seni.
Nadasa bırak kendini istersen,
gözlerin ve izlerin
yüreğimde dinlenin.
Belki bir bulut daha vardır ucunda
amini tükenmemiş dillerin.
Savaştan yorulmuş o mavi sesin
eflatun bir şarkı söyler bakarsın.
Yürüdüğün yollar yetmiştir de,
olur ya dans etmeyi hatırlarsın.
Mavide aklanmış çakıl taşları
yıkar geçmişi rahatlarsın.
Gözlerin ve izlerin
bırak bende yatıya kalsın…
Aylin MÜFTÜLER